Orijinal Başlık: Türkiye-Afrika Dışişleri Bakanları Zirvesi: Ankara’nın Öncelikleri Neler?
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 14 Afrika ülkesinin dışişleri bakanı ile birlikte Türkiye-Afrika Ortaklığı Üçüncü Bakanlar Gözden Geçirme Konferansı çerçevesinde 2-3 Kasım tarihleri arasında Cibuti’de bir araya gelecek. Yapılan ortak basın toplantısında konuşan Fidan, “Amacımız, Afrika Birliği ile olan ortaklığımızı genişleterek derinleştirmektir” ifadesini kullandı. Fidan, gerçekleştirilen görüşmelerde Orta Doğu başta olmak üzere bölgesel ve uluslararası gelişmelerin ele alındığını belirtti. İsrail’in “uluslararası hukuku ihlal etmesine karşı birlikte önlemler alınması” çağrısında bulunan Fidan, ayrıca İsrail’e silah ve mühimmat satışının durdurulması için tüm ülkeleri kapsayan ortak bir mektup kaleme alındığını açıkladı. Anadolu Ajansı’na göre Türkiye’nin başlattığı mektup girişimine Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı da dahil olmak üzere toplam 52 ülke imza attı.
Fidan, pek çok sorunla karşı karşıya olduklarını belirterek yalnızca çatışmalardan bahsetmediğini, aynı zamanda gıda güvenliği, borç krizi ve iklim değişikliği gibi konularda da çözüm arayışında olduklarını vurguladı. Türkiye, Afrika ile ilişkilerini kurumsal hale getirme konusunda büyük öneme sahip. Kıta genelinde 1,4 milyar insanın yaşadığı 55 ülkeyle ilişkilerini dış politikasının temel unsurlarından biri olarak görüyor. Toplantıda, 2021 yılında İstanbul’da gerçekleştirilen Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi’nde alınan kararların ve eylem planlarının uygulanma durumu da gözden geçirilecek. Liderler seviyesinde beş yılda bir yapılan Ortaklık Zirvesi, 2026 yılında Afrika’daki bir ülkede gerçekleştirilecek.
Türkiye, Afrika Birliği tarafından 2008 yılında ‘Stratejik Ortak’ olarak tanımlandı ve bu tarihten itibaren taraflar arasındaki ilişkilerde ivme kaydedildi. Fidan, ortak basın toplantısında Türkiye’nin Afrika’daki 44 büyükelçiliği ve 6 başkonsolosluğunun bulunduğunu hatırlatırken, Afrika ülkelerinin de Ankara’da 38 büyükelçiliği olduğunu vurguladı. “Afrika politikamızı kamu kurumları, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarıyla bütüncül bir şekilde yürütüyoruz” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, kıta dışından Afrika’ya en fazla ziyarette bulunan lider olduğunu belirten Fidan, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA), Yunus Emre Enstitüsü (YEE) ve Türkiye Maarif Vakfı gibi kuruluşların kıtada çok sayıda projeye imza attığını aktardı.
Fidan, Türkiye ile Afrika arasındaki toplam ticaret hacminin 2003 yılında 5,4 milyar dolar iken, 2023 yılı itibarıyla bu rakamın 35 milyar dolara ulaştığını açıkladı. Türkiye’nin Afrika ülkelerine yaptığı doğrudan yatırımların toplamı ise 7 milyar doları geçti. Türk şirketlerinin, yaklaşık 85 milyar dolar değerindeki 1800’den fazla projeye imza attığını belirten Fidan, basın mensuplarından gelen soruları yanıtlarken, Afrika’daki kalkınma sorunlarının büyük ölçüde çatışmalardan kaynaklandığını savundu. “Biz, Türkiye olarak, bizimle hukuku olan bölgelerde çatışmaların sona ermesi için elimizden geleni yapıyoruz” şeklinde konuştu. Hakan Fidan, Sudan’daki durumu da yakından takip ettiklerini vurgulayarak, “Özellikle insani boyut dayanılmaz bir hale gelmiş durumda” dedi ve şu anda tarafların savaşı durdurmasını sağlayacak bir gelişmenin bulunmadığını ifade etti.
Türkiye, 2000’li yılların başından itibaren Afrika açılımını sürdürerek, çoğunluğu az gelişmiş olan bu kıtada öncelikle ekonomik işbirliğine, ticarete ve yatırımlara odaklandı. Fidan’ın katılacağı toplantıda, taraflar arasındaki ekonomik işbirliğinin geliştirilmesi ve yaklaşık 45 milyar dolara ulaşan ticaret hacminin artırılması konuları ele alınacak. Ayrıca Afrika kıtasının zengin doğal kaynakları, enerji işbirliğini gündeme getiriyor. Türkiye, kıtada 20 kadar ülkeyle hidrokarbon kaynakları ve madencilik alanında işbirliği anlaşmaları imzaladı.
Askeri ve savunma işbirlikleri Türkiye açısından diğer bir önemli konu başlığı. Kıta genelindeki birçok ülkeye askeri eğitim veren ve askeri ekipmanlar satışı gerçekleştiren Türkiye, özellikle Batı Afrika’daki artan “terör” tehdidine karşı bölge ülkelerine “terörle mücadele konsepti” empoze etmeye çalışıyor. Diplomatik kaynaklar, Sahel bölgesinde IŞİD’in varlığının artmasının hem bölgesel hem de küresel güvenlik sorunlarına yol açtığını belirterek, Nijer, Mali ve Çad gibi ülkelerde yapılan işbirliklerinin önemine dikkat çekiyor. Türkiye, birçok Afrika ülkesine insansız hava araçları (İHA) sattığına dair bilgiler alınıyor. Bu araçlar sayesinde Burkina Faso’nun ayrılıkçılara karşı alan hakimiyetinin yüzde 30’dan yüzde 65’e çıktığı ifade ediliyor.
Türkiye’nin gündeminde arabuluculuk da yer alıyor. Afrika Boynuzu’ndaki Doğu Afrika tarafında sürdürülen çatışmaların sona ermesi ve ülkeler arasında sıcak çatışmaların önlenmesi için arabuluculuk girişimlerinde bulunuyor. Bunun en önemli örneklerinden biri, Somali ile Etiyopya arasındaki ilişkilerde yaşanan gerginliktir. Denize kıyısı olmayan Etiyopya, Somali’den 1990’lı yıllarda ayrılan ancak hiçbir ülke tarafından tanınmayan Somaliland ile, tanıma karşılığında liman kullanım hakkını içeren bir anlaşma imzaladı. Bu durum, Somali’nin tepkisini çekti ve iki ülke arasında sıcak çatışma riski doğdu. Türkiye, Etiyopya’nın talebi üzerine sürece arabulucu olarak dahil oldu ve tarafları iki kez dolaylı görüşmelerde bir araya getirdi. Ayrıca Türkiye, Sudan’daki iç savaşın sona ermesi için de arabuluculuk yapacağına dair karar aldı. Etiyopya ile Somali arasındaki gerilimi azaltmak için Ankara’nın başlattığı süreç hakkında Fidan, “Temmuz’dan itibaren iki ülkenin dışişleri bakanlarıyla üç görüşme yaptık. İkisi Ankara, biri New York’ta gerçekleşti. Şimdi üzerinde çalıştığımız bir çerçeve belirledik. Bunu taraflara uygun hale getirmeye çalışıyoruz” dedi.
Türkiye’nin Afrika’daki eşit ortaklık ilkesi, kıtada yatırım yapan diğer ortaklara göre daha avantajlı bir konumda olmasını sağlıyor. Sömürgeci bir geçmişi olmaması, tüm ülkelere eşit ortak anlayışıyla yaklaşması gibi nedenlerle Türkiye, Afrika ülkeleriyle ilişki kurarken bu hassasiyetleri dikkate alıyor. Diplomatik kaynaklar, Türk makamlarının “Afrikalı sorunlara Afrikalı çözümler” anlayışını benimsediğini ifade ediyor. Ayrıca Türkiye’nin, Çin’in yarattığı ‘borç baskısı’ veya Rusya’nın Wagner paralı askerlerinin oluşturduğu sorunlar gibi yükümlülüklerinin olmaması da dikkat çeken noktalar arasında. Bu durum, Afrikalı muhatapların Türkiye’yi kendi hassasiyetlerine en büyük saygıyı gösteren ülke olarak algılamalarını sağlıyor ve Türkiye’nin Afrika açılımının ortaklık politikalarıyla uyumlu hale gelmesine neden oluyor. 2026’daki zirve de Afrika’da gerçekleştirilecek. Cibuti’deki konferansa Moritanya, Angola, Kongo Cumhuriyeti, Gana, Komorlar Birliği, Güney Sudan, Çad, Cibuti, Ekvator Ginesi, Libya, Nijerya, Zimbabve, Zambiya ve Mısır gibi ülkelerin temsilcileri katılıyor.