Dünyanın yedi harikası fikri ilk kez M.Ö 5. yy.’da tarihci Heredot tarafından atılmış ancak yazıya dökülememiştir. M.Ö 2.yy.’da Sidon’lu Antipatros, dünyanın yedi harikası üzerine bir eser yazmıştır ve günümüzde de kabul edilmiş bu harikalar antik çağda belirlenniştir.
Keops Piramidi-Mısır
Keops Piramidi, M.Ö. 2500’lü yıllarda Mısır Firavunu Khufu adına inşa edilmiş bu nedenle Khufu Piramidi olarak da bilinir. Uzunluğu 137 metre, genişliği 922 metredir. Listedeki en eski eserlerden biri olmakla birlikte günümüzde hala ayakta kalmayı başarmıştır. Yapımının yirmi yıl sürdüğü sanılmaktadır. Gizemi hala çözülememiştir. Şekilleri ve yapıldığı dönem itibariyle birçok efsaneye konu olmuştur. 1311 yılında İngiltere’de Lincoln Katedrali’nin merkezi kulesinin yapımı tamamlanıncaya kadar dünyanın en yüksek yapısı olma unvanına sahipti.
Babil’in Asma Bahçeleri-Irak
Babil’in Asma Bahçeleri, M.Ö. 600 yıllarında yapıldığı düşünülüyor nerede olduğu tam olarak bilinmemektedir. Çamur tuğlalardan inşa edilmiş, büyük yeşil dağ ve asmalar içeren bahçe ile çevrili peyzajın ilk örneklerindendir.
Edebi eserlere göre;
Babil Kralı II. Nebukadnezar tarafından memleketindeki yeşil vadileri özleyen eşi Semiramis için Yaptırılmıştır. Çölün ortasındaki bu yapıda bahçeler kat kat sıralanmıştı ve bu bahçeleri sulamak için nehirden su çeken meyilli su kanalları bulunmaktaydı. Babil’in Asma Bahçeleri, Antik dünyanın yedi harikasından yeri kesin olarak bilinmeyen tek yerdir.
Zeus Heykeli-Yunanistan
M.Ö 450’li yıllarda olimpiyatların başlaması şerefine tanrıların kralı Zeus’a saygı için dönemin ünlü heykeltraşı Phidas tarafından yapılmıştır. Phidas heykeli Olimpia’da, Zeus tapınağının içerisinde bulunmaktaydı. Yapımında fil dişi ve altın ağırlıklı olarak kullanılmıştır. Tapınağa zor sığan heykelin yüksekliği 14 m. olduğu sanılmaktadır. Üzerinde, yunan tanrılarının ve sfenks gibi mistik hayvan figürleri de bulunmaktaydı. M.S 391 yılına kadar tapınak içerisinde kalan Zeus Heykeli, tapınağın yasaklanmasıyla birlikte Konstantinapolis’e getirilmiştir. 462 yılında çıkan büyük yangında heykelin neredeyse tamamı yanmıştır. Heykelden kalan parçalar günümüzde Paris Louvre Müzesi’nde sergilenmektedir.
Artemis Tapınağı-Türkiye
Tapınak Efes’te M.Ö. 550 yıllarında tamamlanmıştır. Tanrıça Artemis’e ithaf edilmiş tapınak, Diana Tapınağı olarak da bilinir. Tamamen mermerden inşa edilen tapınakta günümüze sadece birkaç mermer parçası ulaşmayı başarmıştır. Lidya Kralı Kroisos tarafından temelleri atılan Artemis Tapınağı’nın yapımının yaklaşık 120 yıl sürdüğü düşünülüyor. Efesli Artemis (Efesya) bir Anadolu tanrıçası olan Kibela kültrüne ait olduğu düşünülüyor.
Halikarnas Mozelesi-Türkiye
M.Ö. 350 yılında Karia Kralı Mausolos için karısı ve kız kardeşi tarafından yaptırılmış anıt mezardır. Mimari olarak hem Yunan hem de Mısır mimarisinden izler taşımaktadır. Halikarnas Mozelesi kendinden sonra yapılan tüm anıt mezarların ‘mozele’ olarak bilinmesine neden olmuştur. 15. yy.’da depremde büyük zarar gören mozolenin parçaları o dönem askerler tarafından Bodrum kalesi yapımında kullanılmıştır. Mozole alanı bugün açık hava müzesi olarak düzenlenmiştir. Burada Mausoleion’la ilgili kabartmalar ve yapıya ait çizimler de sergilenmektedir.
Fotoğraf:Bizevdeyokuz
Rodos Heykeli-Yunanistan
Antik Çağ’da Rodos Adasın’ndaki Rodos şehrinin limanının girişinde bulunan, Yunan Güneş Tanrısı Helios’un heykelidir. M.Ö 304 yılında Makedonyalı Antigonitler ile barış sağlanması sonucu, tanrılara şükran sunmak amacıyla yaptırılmıştır. Yapımının 12 yıl sürdüğü düşünülen Rodos heykeli tamamen tunçtan yapılmıştır. Heykey M.Ö 225’deki bir depremde yıkılmıştır. Efsanelere kou olan Rodos heykeli Amerika Birleşik Devletleri’ndeki ünlü özgürlük anıtı için ilham kaynağı olmuştur.
İskenderiye Feneri-Mısır
M.Ö 285’de Mısır Firavunu II. Ptolemaios’un emri üzerine İskenderiye Limanı’nın karşısındaki Pharos Adası üzerine inşa edilmiştir. 135 metre yükseklikte olan ve tepesindeki tunç ayna sayesinde gemicilere yol gösterici oluyordu. İskenderiye Feneri günlük yaşam için kullanılan tek eserdir. Deprem fırtına gibi nedenlerle 1500 yılında yapıya ait kalıntılar tamamen yok oldu.