Küresel sıcaklıklar artmaya devam ettikçe, iklim değişikliğinin etkileri giderek daha belirgin hale geliyor; yalnızca insan yaşamını etkilemekle kalmıyor, aynı zamanda deniz ekosistemlerinde de önemli bozulmalara neden oluyor. En çok etkilenenler arasında Türkiye denizlerindeki hamsi, lüfer ve palamut başta olmak üzere balık popülasyonları yer alıyor.
Sinop Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Av Teknolojisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Osman Samsun, balık stoklarının takibi için gereken hassas dengeye dikkat çekti. Balıkçılık sezonunun başlamasıyla birlikte, önceki yıllara kıyasla daha az balığın yakalanmasıyla ilgili endişe verici bir eğilime dikkat çekti. Samsun, “Balıkçılarımız iki haftadır denizde ama balıkların küçüldüğünü ve et veriminin düştüğünü, bunun da genel balıkçılık koşullarını etkilediğini görüyoruz.” dedi.
Geçtiğimiz yıl hamsi stoklarının güçlü olması tüketicilerin uygun fiyatlardan yararlanmasına olanak tanıdı. Ancak bu yıl durum farklı bir hal aldı. Samsun’da yapılan açıklamaya göre, genellikle ağustos ayında ortaya çıkan ve eylül yağmurlarıyla birlikte büyüyen, çingene meşe palamudu olarak bilinen daha küçük meşe palamudu olumsuz etkilendi. Düzensiz yağış düzenleri, balıklar için hayati bir besin kaynağı olan planktonun akışını bozarak, göçmen balıkların büyümesi ve av üretimi üzerinde olumsuz bir etkiye yol açtı.
15 Nisan’dan 1 Eylül’e kadar geçerli olan avlanma yasağı, 4,5 aylık aradan sonra geçtiğimiz günlerde sona erdi. Bu dönemde balıkçılık modellerinde önemli bir değişim yaşandı. Marmara Denizi’nde bir önceki yıla göre önemli bir artışla gelen avın yaklaşık %70’ini oluşturan hamsi bolluğu yaşanırken, Karadeniz üreticilerin ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandı. Su sıcaklıklarının mevsim normallerinin yaklaşık 5 santigrat derece üzerine çıkması, Karadeniz’deki endüstriyel balıkçılık faaliyetlerini olumsuz etkiledi.
Uzman ve Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Müdürü Ahmet Cemal, balıkçıların karşılaştığı zorlukları şöyle anlattı: “Bu koşullar özellikle balık okullarının oluşumu ve endüstriyel hasada uygunluğu açısından elverişsizdir. Hatta Balık bulunduğunda okulların dağınık olması nedeniyle istenilen miktarda hasat edilemiyor.”
Cemal, bu yıl deniz sıcaklıklarında önemli farklılıklar olduğunu, Karadeniz’de sıcaklıkların çeşitli bölgelerde 30 dereceye yaklaştığını, önceki yıllara göre 5 derecelik dikkat çekici bir fark olduğunu vurguladı.
Üst düzey belediye yetkilisi Hamdi Arpa, palamut avcılığıyla ilgili endişelerini dile getirerek, balıkçılardan gelen ilk göstergelerin önceki yıllara göre palamut miktarında potansiyel bir azalmaya işaret ettiğini kaydetti.
Bu zorluklara rağmen su ürünleri yetiştiriciliği sektöründe iyimserlik sürüyor. Su ürünleri yetiştiriciliğindeki büyük yatırımlar ve gelişmeler, önceki yıl toplam 1,7 milyar dolar tutarında önemli miktarda ihracata katkıda bulundu. Paydaşlar sektörün daha da büyüyeceğini öngörüyor ve sektörün Türkiye ekonomisi açısından önemini vurguluyor.