Asıl mesele nedir?
Asıl mesele yasak aşk değil; çocukluk çağı travmaları, anne-kız ilişkisi, nesiller arası aktarım. Yani yasak aşk sonuç kısmı.
Sayın Adnan
Bildiğiniz gibi Adnan’ın karakteri genel olarak sakin, dengeli, sınırlarının farkında, sorumluluk duygusu yüksek, sevecen… Adnan’ın ‘ideal’ bir tasviri var.
Behlül
Behlül, Adnan’ın antitezi gibidir. Adnan’ın en belirgin özelliği – tam tersine – dürtüsel olmasıdır.
Kıvılcım Kıran, dizideki her karakterin bir ‘ikilik’ olduğunu belirtiyor:
- Adnan (dengeli) – Behlül (dürtüsel)
- Arsen (bilge, şefkatli) – Firdevs (bencil, manipülatif)
- Bihter (şehvetli kadın) – Peyker (namuslu kadın)
Kıran diyor ki:
Bu kategorik yaklaşım, zihnin sevdiği bir şeydir. Zihnimiz kategorik olarak düşünmeyi kolay bulur, onu iyi ve kötü olarak etiketler. Bu nedenle romanlarda, tiyatroda, mitolojide, dinde ve kültürde dualite motifi sıklıkla tekrarlanır. Bazı karakterleri seviyoruz ve diğerlerinden nefret ediyoruz. Böylece duygularımız harekete geçer.
duygusal boşalma
Diziler ve karakterler aracılığıyla duygusal boşalma yeni bir buluş değil. Yunan trajedilerinde katarsis olarak geçen bu kavram, antik çağda tiyatro aracılığıyla karakterlerle kendini eşleştirerek duyguların serbest bırakılması ve arınması anlamına geliyordu. Bu sayede normal insanların ahlaksız davranışlardan kaçınabileceği düşünülüyordu.
katarsis
Psikanaliz yönteminde, “danışanın duygusal salıverme ile rahatlaması, çatışmadan kurtulması, geçmiş travmaların çözümlenmesi yoluyla terapötik tedavinin gerçekleştirilmesi” olgusunun adı bu antik Yunan tiyatrosundan alınan kavramla aynıdır, yani katarsis.
Örneğin, Firdevs’te tarifsiz bir sıkıntı hissediyorsanız, sonunda felç olduğunuzda rahatlıyor ve ‘oh tamam’ diyorsanız, bir açıklaması var…
Gelelim Adnan’a…
“Böyle hissettim, böyle hissettiğini görüyorum, neden böyle olduğunu anlıyorum”, sürekli olarak duyguları doğrular ve yansıtır. Bu yüzden iletişimde en net kişi Adnan’dır. Adnan ile kendimizi güvende hissediyoruz. İletişim açık ve bazen biraz sert oluyor ki bu da doğru. iyi sınırlar bize şunu söyler… Sınırlar iyidir.
Ama sonra araya giriyor. Özellikle son 15 bölümde Adnan aklını kaçırdı. O sevimli adam gider, parmak sallayan biri olur. Bunu güven ortamının bozulmasına; Bunu şüphe, çatışma ve stresteki artışa bağlıyoruz. Çünkü güven soluduğumuz hava gibidir.
Güven eksikliği ve stres, Adnan gibi en sakin insanı bile çıldırtabilir. Sinir sistemimiz sürekli tehdit altında ve şüpheci hissetmeye uygun değildir. Bu tür insanlarla ilişkilerimize bakmakta fayda var.
Bihter ve Firdevs ne olacak?
Bihter ve Firdevler, manipülasyonlarıyla sürekli bir güvensizlik ortamı yaratırken herkes tetikte. Ah o sofralar… Herkes tetikte. Kullandıkları en yaygın manipülasyon yöntemi ‘gaslighting’dir.
Gaz aydınlatması nedir?
Gaslighting bir manipülasyon şeklidir. Manipüle edilen kişi kendi aklı başında sezgilerinden şüphe etmeye başlar. Bihter’in sıklıkla kullandığı yöntemlerden biridir. Adnan’ın kafasını karıştıran ve hafızasından şüphe etmesine neden olan şeyler söyleyerek yararlanır.
Adnan’ın yaşadığı önemli olaylardan biri de Riva’daki Taş Ev’de yastıkların kokusunu aldıktan sonraki ruh halidir. Balık lokantasında donmuş, uzun süre oturdu. Bir tür ayrışma yaşadığını söyleyebiliriz.
Adnan’ın tedavi önerisi
Bihter kendini öldürmeseydi, Adnan boşandıktan sonra biraz sanat terapisi ile bu durumdan kurtulabilir ve seyahat edebilirdi. Şu anda ahşap oymacılığı yapıyor, ancak bunun çok ‘dikkatli’ olmadığını görüyoruz. Daha felsefi bir şey için bonsai’yi budayabilir veya fiziksel bir şey isterse tai chi veya aikido yapabilir. İstanbul beyleri bile bir etkinlik için ebru sanatına veya hat sanatına yönelebilir.
Gelelim Behlül’e
Bihter ve Behlül, gerçek aşkla değil, yaralarının yarattığı bir çekimle birlikteydiler. Şema terapide buna şema kimyası denir. Adnan ve Nihal’in olmadığı bir hayatta mutlu olamazlardı. Çünkü birbirlerine gerçekten ihtiyaç duydukları şeyi vermeleri pek olası değildir. Öte yandan Behlül’ün travma öyküsü var. Ailesini bir trafik kazasında kaybeder, öz amcası tarafından aranmaz, Adnan’a sığınır. Bunlar olurken o 6 yaşındadır.
baba olarak Adnan
Küçük yaşta yaşananlar, Behlül’ü tehdit duygusu yüksek bir insan yapar. Kaygı hali, narsistik bir tarzda çeşitli savunma mekanizmaları tarafından sürekli olarak maskelenir. Behlül’ün bir babası var, yönetimden de olsa Adnan’ın baba rolü oynadığını görüyoruz. Ancak merhum İnci Hanım’dan veya Behlül’ün annesi Matmazel’den hiçbir iz yok. Hatta Matmazel konusunda gerginler.
Çocukluk hikayesindeki travma, annesinin yerini alacak bir figürün olmaması, Adnan’ın ulaşılması zor bir karakter olması, Behlül’ün bu hikayeden sağlıklı bir karakter gelişimi ile çıkmasının önündeki potansiyel engellerdir. Fiziksel ihtiyaçları karşılanabilen ama duygusal ihtiyaçları karşılanmayan bir Behlül vardır. Nitekim bu yüzden ‘Behlül hep ‘kaçar’.
Behlül’ün Bihter sınavını geçmesi zor olmuştur çünkü dürtüseldir ve kişilik gelişim temeli yeterince gelişmemiştir. Behlül, aralarındaki çekime ‘hayır’ diyecek zihinsel alt yapıya sahip değildir.
Beşir
Beşir her zaman ahlaklı, doğru, ölçülüdür. Bashir hepimizin süperegosu. Beşir gerçekten hastalığı yüzünden değil, hayattan zevk ve canlılığı kesildiği için öldü. Köşkten ayrılıp gemiye gitmek her zaman sembolik intihardır. Bu yönüyle Beşir hikâyede depresyonu simgelemiştir. Beşir Adnan’ın diğer gölgesi gibiydi. Hiç gülmedi, gülse bile acı acı güldü. Hikayenin başından beri, her zaman bir pamuk ipliğiyle bağlıymış gibiydi.
matmazel
Matmazel, hem bir anne figürü hem de bir sevgili figürü olarak özverili ve özverilidir. Kendi gücünü, varlığını, arzularını görmezden gelecek kadar kendini adamış. Bihter’in gelişiyle sarsılır ve aslında kendini bulma fırsatı bulur. Matmazel’in aşırı fedakarlığı ve özverisi, Nihal’in büyüdüğünü fark etmesini engelledi. Nihal, Matmazel’in vesayetinden ancak Bihter gelince kurtulabilmiştir. Matmazel fedakardı ama Bihter’in gelişi ona iyi geldi. Eve yalnız gitti, sınırlar oluşmaya başladı. İyi ki Nihal’le çatışmıştı. Bu çok sağlıklıydı ve çatışmayı iyi idare etti.
Elif ÇELİK
.