6-9 Haziran Avrupa Parlamentosu seçimleri küresel çapta önemli bir etki yarattı ve Avrupa’da artan aşırı sağ eğilimini ortaya çıkardı. Fransa erken seçimler düzenledi ve Marine Le Pen’in partisi ilk başarıyı elde etti ve sağcı aşırılığın yükselişine dikkat çekti. Popülist desteğe rağmen Fransız solu ikinci turda galip geldi ve Macron ve destekçileri dünyaya güçlü bir mesaj gönderdi.
Fransız seçimlerinin ardından, 75. NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi 9-11 Temmuz 2024 tarihleri arasında 32 üye ülkenin katılımıyla gerçekleşti. Zirve, sonrasında yayınlanan bir bildiride de yansıtıldığı üzere önemli kararlara yol açtı. Bildiri, Rusya-Ukrayna Savaşı’nda Ukrayna’ya verilen desteğin devam ettiğini teyit ederek, NATO üyeliği de dahil olmak üzere tam Avrupa-Atlantik entegrasyonuna olan bağlılığı vurguladı. Ayrıca, 2026’daki 76. NATO Zirvesi’nin Türkiye’de yapılacağı duyuruldu. Bu oybirliğiyle alınan kararlar, NATO’nun devam eden olumlu gidişatını vurguluyor.
Avrupa Parlamentosu seçim sonuçlarının ve ulusal seçim sonuçlarının bu olumlu birleşik vizyonu gerçekleştirmedeki önemi açıktır. Halk oylamasıyla seçilen ülke liderlerinin, NATO içinde 32 benzer düşünceli bireyin işbirliğiyle karar alma sürecini şekillendirdiği dikkate değer bir gerçektir. Dolayısıyla, dengeli bir karar alma sürecini sağlamada popülist olmayan, barışı teşvik eden politikacılara sahip olmanın önemi bir kez daha vurgulanmaktadır. Yine de göç, İslamofobi ve terörizm gibi konular, 32 üye ülkenin ulusal politikalarının şovenist tutumları ve söylemleri yansıtmasıyla kamuoyunu etkilemeye devam etmektedir. Kamuoyunun hissiyatı ve medya ve basın kullanımının etkisiyle etkilenen bu bakış açıları, sıklıkla şiddet eylemlerine dönüşmektedir.
Bu eylemlerin en sonuncusu dün eski ABD Başkanı Donald Trump’a yönelik silahlı saldırı girişimiydi. Saldırı, Trump’ın adaylığından iki gün önce Pensilvanya’da yaptığı bir konuşma sırasında gerçekleşti ve Trump sağ kulağından bir kurşunla yaralandı. Aynı saldırı sırasında sivil halk arasında büyük bir panik yaşandı ve can kaybı ve yaralanmalar olduğu duyuruldu. Tüm dünyanın yakından izlediği ABD seçim süreci sırasında gerçekleşen bu büyük olay, seçimin muhtemel galibi hakkında spekülasyonlara yol açtı.
ABD’deki şiddet eylemleri
Amerika Birleşik Devletleri’nin 45. Başkanı Donald Trump, 5 Kasım 2024 seçimleri için Pensilvanya, Butler’da yaptığı bir kampanya konuşması sırasında silahlı bir saldırgan tarafından vuruldu. Suikast girişimi, Cumhuriyetçi Parti’nin Trump’ın başkanlık adaylığını resmileştirmek için 15-18 Temmuz 2024 tarihlerinde yapılması planlanan kongresinden bir gün önce gerçekleşti. Saldırıda iki sivilin öldüğü ve çok sayıda kişinin yaralandığı bildirildi. Trump’ın durumu kritik değil ve kampanyasını terk etmeyeceğini, ancak sürece devam edeceğini açıkladı. PKK ile bağlantılı olduğu iddia edilen saldırgan Thomas Matthew Crooks’un, Cumhuriyetçi Parti’ye kayıtlı olmasına rağmen Demokrat Parti’ye bağışçı olduğu söyleniyor. Amerikan basınına göre Crooks’un çeşitli şiddet eylemlerine, protestolara, kavgalara ve kitlesel danışma faaliyetlerine katılma geçmişi var. Irkçılığa ve göçmen karşıtlığına karşı olduğunu iddia etmesine rağmen, aşırı sağcı kişilerle yaşadığı çatışmalarda şiddete başvurduğu bildiriliyor. Ayrıca bu şiddet eylemleri nedeniyle birçok kez tutuklandığı ve hakkında devam eden saldırı suçlamalarıyla karşı karşıya olduğu belirtiliyor.
Suikast girişiminin Trump üzerindeki etkisi
Trump’a 5 Kasım 2024’te yapılması planlanan ABD seçimlerinden üç ay önce düzenlenen suikast girişimi sürecin gidişatını nasıl etkileyecek? Şu anki kıyasıya geçen seçim kampanyasında, oy verme davranışı Trump lehine değişebilir mi? Resmi adaylık başvurusundan iki gün önce gerçekleşen, adaya ve seçmen tabanına yönelik ölümcül suikast girişimi, Trump muhaliflerini veya kararsız seçmenleri Trump lehine etkileyebilir. Bu olasılık, günümüzde yalnızca ABD’de değil, dünya çapında da önemli bir tartışma konusu haline geldi. Dijital medya, sosyal medya platformları, basın ve yayın kuruluşları, diplomatik temsilcilikler ve diğer sivil toplum alanları da dahil olmak üzere çeşitli platformlar bu sorunun cevabını arıyor. ABD basın kuruluşu Telegraph’a göre, bu saldırı Trump’ın Beyaz Saray’a dönüş bileti ve şimdiden sekiz puanlık bir artışla yükseliyor.
Ayrıca Washington Post, Trump’ın saldırıdan sonraki yumruk hareketinin “yeni bir sembol” ikonu olacağını öne sürüyor. Diğer büyük medya kuruluşları farklı görüşler dile getiriyor, bazıları bu saldırının “Trump’ın nefret kışkırtma politikasından” kaynaklandığını söylüyor. Esasen suikast girişimi ve Trump’ın seçim başarısı üzerindeki olası etkisiyle ilgili birçok görüş var. Saldırının motivasyonunun resmi kaynaklarca açıklanması ve nefret söyleminin sağ ve sol dinamiklerin eyleme dönüşmesindeki etkisinin anlaşılması da çok önemli olacak.