Anayasa Mahkemesi’nden (AYM) heyet değişikliğine ilişkin bir ihlal kararı verildi. Olay, Bursa’da açılan bir davayla başlayıp AYM’ye taşındı. E.S. isimli kişi, tefecilik, tehdit, hakaret ve bedelsiz senet kullanma iddialarıyla 2016 yılında dava edilmiştir. İlk duruşmada sanığın savunması alınmış; ikinci celsede yedi tanık dinlenmiştir. Üçüncü, dördüncü ve beşinci duruşmalarda ise toplam dokuz tanık ifade vermiştir. Dördüncü ve beşinci duruşmalarda başkan ve bir üye değişmeden kalırken, sadece diğer üye değişmiştir. Altıncı ve yedinci duruşmalarda ise üçüncü üyenin yerine sürekli yeni hakimler ile duruşmalara devam edilmiştir. Dokuzuncu duruşmada mahkeme başkanının değişmesiyle birlikte onuncu duruşmada karar verilmiştir. Mahkeme, değişen heyetin çoğunluğunun verildiği kararı, sanığı ‘tefecilik’ suçundan 2 yıl 11 ay hapis ve 16 bin 600 TL adli para cezasına, ‘nitelikli yağma’ suçundan ise 6 yıl 8 ay hapse mahkum etmiştir. Bu karar, büyük ölçüde tanık ifadelerine dayanarak verilmiştir. Sanığın avukatı, tanıkları dinleyen mahkeme heyeti ile kararı veren heyetin farklı olduğunu, bu durumun yüz yüzelik ve doğrudanlık ilkelerini ihlal ettiğini ifade ederek karara itiraz etmiştir. Ancak tefecilik suçundan verilen mahkeme kararı İstinaf Mahkemesi tarafından kesinleşmiştir. Yağma suçuna ilişkin verilen mahkumiyet kararının temyiz incelemesi ise hala devam etmektedir. E.S. ‘nin avukatı Tuğrul Güre, bu durumda Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapmıştır. Anayasa Mahkemesi, 15 Şubat 2024 tarihinde adil yargılanma hakkı içinde ‘hakkaniyete uygun yargılama’ hakkının ihlal edildiğine hükmetmiştir. Bu kararın gerekçesi ise Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Gerekçeli kararda, tanıkları dinleyen heyet ile hükmü veren heyetin farklı olduğu vurgulanmış ve şu değerlendirmeye yer verilmiştir: ‘Sanığın hukuki durumunu belirlemede etkili olan tanıklar, mahkeme heyetinin tamamının veya çoğunluğunun katıldığı duruşmalarda dinlenmemiştir. Dolayısıyla, dinlemelerde bulunmayan hakimler, tanıkların güvenilirliği hakkında görüş sahibi olamamıştır. Yani, kararı veren heyetteki üyelerin çoğunluğu, sanık hakkında tutanaklardan yola çıkarak kanaat oluşturmuş ve sonuç çıkarmıştır.’ Mahkumiyet kararının gerekçesinde ayrıca, tanık beyanlarının delil değerinin belirlenmesinde elde edilebilecek gözlemlerin önemli olduğu ifade edilmiştir. ‘Tanık beyanlarının yalnızca tutanakların okunmasından elde edilmesi ve buna göre karar verilmesi, doğrudanlık ilkesiyle bağdaşmamaktadır,’ denilmiştir. Üst kuruldaki karar, olayın sonucunu etkileyebilecek nitelikteki tanıkların yeniden dinlenmemesini eleştirerek, ‘Güvenilirlikleri hakkında itirazlar olan tanıklar yeniden dinlenmemiş; Ceza Dairesince de bu eksikliği gidermeye yönelik bir duruşma açılmamıştır,’ şeklinde belirtilmiştir.
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Rektörlüğü, Rize'nin Hemşin ilçesinde gerçekleşen 4,7 büyüklüğündeki depreme ilişkin hazırlanan ön değerlendirme raporunu yayınladı. Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü verilerine dayanarak oluşturulan raporda,...
Devamını Oku..