Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in son Türkiye ziyareti ve 10 Haziran’da Ankara’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesi, mevcut küresel kriz ortamında büyük önem taşıyor. Azerbaycan ve Türkiye arasındaki işbirliği ve ortaklık, dünya çapında devam eden çatışmaların çözümüne olumlu etki etme potansiyeline sahiptir.
Birincisi, Türkiye son 20 yılda Avrasya’da önemli bir bölgesel ve uluslararası aktör olarak adını duyurdu. Azerbaycan, özellikle toprak bütünlüğünü yeniden kazandıktan, Bağlantısızlar Hareketi’ne (NAM) başkanlık ettikten, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) yer aldıktan ve bir dizi uluslararası mega projeyi başarıyla yürüttükten sonra son yıllarda yeni bir bölgesel güç haline geldi. İki lider, Türkiye ile Azerbaycan arasındaki müttefik, kardeşlik ve dostluk ilişkilerinin sağlam ve verimli bir şekilde gelişmesinden duydukları mutluluğu bir kez daha aktardı. Zirvede enerji, ulaştırma, ticaret, ekonomi, savunma ve askeri sanayi alanlarında işbirliğinin genişletilmesi ele alındı. Orta Koridor’un büyümesinin ve Bakü-Tiflis-Kars demiryolunun uzatılmasının önemi özellikle vurgulandı. Öte yandan iki kardeş ülke arasında karşılıklı ziyaretler ve iletişim çeşitli düzeylerde devam ediyor. Mesela yakın zamanda yapılan bir telefon görüşmesinde dışişleri bakanları bölgesel ve ikili ittifak konularını ele aldılar. Çünkü Azerbaycan ile Türkiye arasındaki ilişkilerin güçlenmesi sadece bu iki ülke için değil, bölgesel barış, istikrar ve iş birliği açısından da hayati önem taşıyor ve bölgesel bir gündem oluşturmuş durumda.
Elbette iki ülke arasında büyüyen ilişkinin önemli ahlaki, uluslararası, ekonomik ve siyasi sonuçları var. Türkiye ile Azerbaycan arasındaki siyasi bağlar son 25 yılda stratejik bir ittifaka dönüştü. 15 Eylül 2010’da İstanbul’da imzalanan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin (HLSCC) kurulmasına ilişkin ortak bildiri de bunun teyidi oldu. HLSCC’nin sık sık yapılan oturumları, iki ülke arasındaki ilişkileri her alanda güçlendirdi ve genişletti. Ayrıca Azerbaycan ve Türkiye’nin Gürcistan, Pakistan, Türkmenistan ve diğer ülkelerle üçlü işbirliği bölgesel istikrar ve kalkınmaya katkı sağlamıştır. 15 Haziran 2021’de Şuşa Deklarasyonu’nun imzalanması, iki ülke ilişkilerinde yeni bir aşamaya işaret ederek stratejik ittifak döneminin başlangıcını resmileştirdi.
Bölgesel ve küresel işbirliğinde öncüler
Türkiye ve Azerbaycan, önemli uluslararası siyasi ve ekonomik girişimlerin önemli oyuncularıdır. BM, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (ECO), İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Türk Devletleri Teşkilatı (OTS) gibi uluslararası ve bölgesel kuruluşlar nezdinde koordineli çalışmaları ve karşılıklı yardımları sayesinde başarılı sonuçlar elde etmişlerdir. Özellikle Türkiye ile Azerbaycan arasında yükselen ilişkiler tüm Türk devletleri için hayati öneme sahiptir. Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı (TANAP), Trans Adriyatik Boru Hattı (TAP), Bakü-Tiflis-Kars, Bakü-Tiflis-Erzurum ve Bakü-Tiflis-Ceyhan demiryolları gibi işbirlikçi mega projeler sadece iki ülkeye hizmet etmiyor aynı zamanda birçok bölgesel ve küresel paydaşı da bünyesinde barındırır. Azerbaycan’ın bölgelerarası altyapı projelerine ve Avrasya’nın ortasında bölgesel ekonomik işbirliğine aktif katılımı sayesinde çok sayıda kayda değer bölgesel girişim mümkün olmuştur.
Aynı zamanda iki ülke arasındaki ekonomik ilişkiler de başarıyla genişletilerek 15 milyar dolarlık (485,50 milyar TL) ticaret cirosuna ulaşılması hedefleniyor. Bu dönüm noktasına ulaşmak önemli bir hedeftir ve iki ülke arasındaki ikili ilişkilerde önemli bir gelişmeyi temsil etmektedir. Bu hedef, ekonomik bağların derinleştirilmesine ve karşılıklı büyüme ve işbirliğinin desteklenmesine yönelik kararlılığın altını çiziyor. 20’den fazla Türk şirketi, yaklaşık 4 milyar dolar değerindeki 50’ye yakın proje üzerinde çalışıyor ve Azerbaycan’ın kurtarılmış topraklarında büyük ölçekli rehabilitasyon çalışmalarına yoğun bir şekilde katılıyor. Türkiye’de yatırım yapan Azerbaycanlı girişimciler hem firma sayısı hem de yatırım hacmi açısından Orta Asya ve Kafkasya ülkeleri arasında ön sıralarda yer alıyor.
SOCAR Türkiye’nin STAR Rafinerisi, son günlerde 2023 ihracat şampiyonları listesinde Türkiye genel ürün ihracat değerinde üçüncü, “kimyasallar ve ürünler” kategorisinde ise birinci sırada yer aldı. Ayrıca geçtiğimiz günlerde, Türkiye’nin devlet mülkiyetindeki Petrol Boru Hatları Şirketi (BOTAŞ) ile Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet Petrol Şirketi (SOCAR) arasında, doğalgazın temini, transiti ve taşınmasına ilişkin çeşitli sözleşmeler imzalandı. Anlaşmalar, SOCAR’ın Türkiye’ye doğal gaz tedarik etmesi, Azerbaycan gazını Türkiye üzerinden Bulgaristan pazarına ulaştırması, Nahçıvan’a gaz tedariği konusunda işbirliği yapması ve Türkmen gazının Türkiye üzerinden Türkiye’ye taşınmasına ilişkin hükümleri içeriyor. Azerbaycan ve üçüncü ülkeler. Böylece iki ülke arasında Avrupa ve Asya pazarlarından çeşitli paydaşların çıkarlarını kapsayan enerji taşımacılığı iş birliği alanında yeni bir sayfa açıldı.
Dolayısıyla Azerbaycan ve Türkiye’nin özellikle dünya krizlerinde hayati önem taşıyan sıkı ve stratejik bir ortaklığı var. İki ülke arasındaki ortak strateji ve işbirlikçi girişimler, küresel siyasi ve ekonomik alanlardaki önemli rollerini vurguluyor. İki ülkenin sağlam ittifakı, zor zamanlarda karşılıklı destekleriyle öne çıkıyor. Dolayısıyla küresel krizlerin yaşandığı bu dönemde bu ziyaret daha da önem kazanıyor. Özellikle Orta Doğu ve Avrasya bölgesindeki çatışmaların çözümünde her iki ülkenin kararlı ve tutarlı duruşu, geçtiğimiz dönemde onlara uluslararası ölçekte özel ve derin bir saygı kazandırdı. Ayrıca, yukarıda da değinildiği gibi, zaman zaman karşıt kutuplardan tarafların da dahil olduğu çok sayıda mega stratejik bölgesel ve küresel projenin her iki ülkenin öncülüğünde hayata geçirilmesi, bölge ülkelerinin işbirliğine yönelik olumlu beklentilerini güçlendirmiştir. Böylelikle bu ziyaret, Türkiye ve Azerbaycan’ın OTS çerçevesinde stratejik ilerlemelerini güçlendirdiklerini, Güney Gaz Koridoru ve Orta Koridor gibi büyük ölçekli projeler geliştirdiklerini, ekonomik bağlarını güçlendirdiklerini ve hakim güçlerden biri olarak konumlarını sağlamlaştırdıklarını bir kez daha teyit etti. bölgesel siyasette. Elbette her zaman olduğu gibi iki ülkenin öncülüğünde bölgesel kalkınmaya hizmet edecek yeni bir siyasi ve ekonomik gündem tasarlanıyor.