DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, katıldığı bir canlı yayın programında, partisinin gelecek dönem hedeflediği üç kritik seçmen grubunu paylaştı. Babacan’a göre, muhalefet eden muhafazakarlar, merkez sağdaki seçmenler ve gençler DEVA Partisi’nin öncelikli ofisi olacak.
Babacan, geçmişte AK Parti’ye destek veren, ancak şu anki yönetimin politikaları nedeniyle huzursuz olan muhafazakar kitleyi tanımladı. Babacan, bu grubu “milyonlarca inançlı muhafazakar vatandaş” olarak nitelendirerek, bu kitlenin mevcut durumdan memnun olmadığını ve alternatif bir siyasi çözüm arayışında olduğunu ifade etti. Özellikle son seçimlerde oy kullanmayan seçmenleri hedef alarak, “Onlar bir çözüm arıyor. Artık tatmin olmuyorlar ve yerel seçimlerde katılım oranları oldukça düşük. ” şeklinde konuştu.
Muhafazakar seçmenlere hitap eden Babacan, DEVA Partisi’nin onlara yeni bir siyasi alternatif sunduğunu vurguladı. “Burada yeni bir yol var, yeni bir fırsat var” mesajıyla, partilerinin mevcut yönetimden rahatsız olanlar için bir çözüm sağlamak istediğini belirtti.
Babacan, ikinci hedef kitlesi olarak merkez sağ seçmenleri gösterdi. Menderes, Özal ve Demirel dönemlerinden bugüne özlem duyan milyonlarca bireyin bulunduğuna dikkat çeken Babacan, o dönemlerin yönetim anlayışının geçerli olduğunu vurguladı. Babacan, bu geçmişe olan özlemi DEVA Partisi’nin yeni yaklaşımıyla buluşturmayı amaçladıklarını, merkez sağdaki seçmenler için yeni bir alternatif oluşturduklarını dile getirdi.
Babacan’ın üçüncü hedefi ise gençler oldu. Türkiye’deki genç nüfusun oldukça büyük bir kısmının karamsarlık içinde bulunduğunu söyleyen Babacan, özellikle 25 yaş altındaki gençlerin ekonomik ve sosyal sorunlarla başa çıkmakta zorlandığını aktardı. “Kendilerini bildik bileli Türkiye’de her şey kötüye gidiyor” diyen Babacan, gençlerin eğitim, sağlık ve sosyal yaşamda ciddi zorluklarla karşılaştığını belirtti. Bu umutsuzluğu aşmak için çeşitli çalışmalar yürüttüklerini vurgulayan Babacan, gençleri partisinin politikalarıyla buluşturmayı hedeflediklerini ifade etti.
Babacan, DEVA Partisi’nin bu üç önemli kitleye nasıl daha etkili ulaşabileceğini araştırdıklarını belirtti. Partisinin, muhafazakarlar, merkez sağ ve gençler gibi geniş bir yelpazeye hitap etmeyi amaçladığını kaydederek, bu grupların Türkiye’nin geleceğinde kritik bir rol oynayacağına inandığını vurguladı.
Yeni Türkiye hedefleri doğrultusunda kapsamlı bir hazırlık süreci yürüttüklerini paylaşan Babacan, “Geçenlerde Alman sosyal demokratların dış politikadan sorumlu sözcüsü benden randevu istedi. Bana, ‘Avrupa’da sizin kadar detaylı hazırlık yapan pek az parti var’ dedi,” diyerek hazırlığın önemli olduğunu belirtti. Ancak, bunun tek başına yeterli olmadığını dile getiren Babacan, “Ülkeyi yönetmeye hazır olmanın, vatandaşların sıkıntılarını anlamak ve onlara çözüm üretmekle mümkün olduğunu” ifade etti.
Babacan, Nobel Ekonomi Ödülü sahiplerinden Daron Acemoğlu’nun çalışmasına da referans vererek, Türkiye’deki ekonomik geriliğin zayıf kurumlarla bağlantılı olduğunu söyledi. Acemoğlu’nun başarılarıyla birlikte, sağlam kurumların ülkelerin refahını artırmadaki önemine dikkat çekti. 2013’ten sonra kurumların zayıflamasıyla ilgili sürekli uyardığını ifade eden Babacan, “Merkez Bankası’nın bağımsızlığı kalmadı, TÜİK’e duyulan güven azaldı, yargı zayıfladı. Kurumların güçlü olduğu dönemlerde Türkiye’nin milli geliri arttı, ancak zayıfladıkça refah düşüşe geçti” dedi.
Babacan, muhalefet belediyelerine yönelik eleştirilerde bulunarak, imar rantı meselesine de dikkat çekti. Altılı Masa’da imar rantları ve yolsuzlukla mücadele konusundaki imzaları hatırlatarak, “Bu metinler imzalandı ancak hayata geçirilmedi. Muhalefet belediyelerinde iktidarın hataları tekrarlanıyor” dedi. Babacan, belediyelerin imar rantlarıyla ilgili sorumluluklarını yerine getirmeleri gerektiğini ve yerel yönetimlerde tutarlı bir duruş sergilemenin önemini vurguladı.
Babacan, Türkiye’de mevcut iktidar ve muhalefet blokları arasında sıkışan seçmenlere üçüncü bir alternatif sunmayı amaçladıklarını belirtirken, “Vatandaşlarımız mevcut iktidardan memnun değil ama diğer tarafa güvenmiyor. Biz, merkez sağda yer alan partilerle iş birliği yaparak bu sıkışmış duruma bir çözüm sunmayı hedefliyoruz” dedi. Bu iş birliğinin zamanla bir seçim ittifakına dönüşebileceğini belirten Babacan, partilerin önce birlikte çalışmayı öğrenmesi gerektiğini ifade etti.
Babacan, PKK’nın silah bırakması ile ilgili olası bir süreçte de olumlu yaklaşımda bulunarak, “Bugünün Türkiye’sinde artık böyle bir terör örgütü olmamalı” dedi. Diyalog ve çözüm çabalarının Türkiye açısından pozitif sonuçlar doğurabileceğini belirten Babacan, bu süreçte destek vereceklerini ifade etti. Ancak bu sürecin ne derece gerçekçi olduğunu merak ettiğini dile getirdi ve “Ortada iyi bir hazırlık var mı ya da bu sadece siyasi gündemi oyalamak amacıyla öne sürülen bir öneri mi, bunu bilmiyoruz” dedi.