CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Beşiktaş’ta düzenlenen Yaşam Hakkı Mitingi’nde konuştu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Abdullah Öcalan ile ilgili yaptığı çağrıyı gündeme getirerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hitap eden Özel, “Artık Bahçeli’nin sözcü olma görevi sona ermiştir. Erdoğan, millete açıklama yapmak zorundadır. Artık Bahçeli’yi sözcü kılma, ne düşünüyorsan sen söyle” şeklinde ifadeler kullandı. Özel’in konuşmasında öne çıkan noktalar ise şunlardı: “Terör, amacına ulaşmak için bizi korkutmaya çalışırken, burada meydanı dolduranlara selam olsun. Şiddete karşı duranların hepsini selamlıyorum. Bu ülkenin geleceğini karartmaya çalışan teröre karşı birlik olarak meydan okuyacağız. Terörü sonlandıracak ve toplumsal barışı sağlayacak bir Türkiye için mücadele ediyoruz.
“ÖLÜMLER BİLİNİRKEN O HASTANELERİ AÇIK TUTTULAR”
Bu ülkede her iki kadından biri şiddet görüyor. Kadınların yüzde 70’i geceleri yürürken güvende olmadıklarını belirtiyor. Gençlerimiz ve çocuklarımız tehlikelerle karşı karşıya. Adana Aladağ’da 11 kız öğrencinin hayatını kaybettiği olay bunun en acı örneği. Yeterli devlet yurtları oluşturmadan yoksul evlatlarımızı tarikat ve cemaatlerin tezgâhlarına maruz bırakanlar, yaşanan ölümlerden sorumludur. Bu iktidar, öğrencilerin barınma sorununu bile bile çözmüyor. İstanbul’da bir tane yurt bile yapmayan bir iktidar mevcut. Şu ana kadar 14 temiz yurt inşa eden İBB Başkanı Sayın İmamoğlu burada bulunuyor.
“BU ÜLKEDE BEBEKLER BİLE KORUNAMIYOR”
Bu ülke 8 yaşındaki Narin’imizi koruyamadı. Katil hâlâ bulunamadı. Bu ülke 2 yaşındaki Sıla bebeği de koruyamadı. Hastaneye gittiğinde doğru teşhis konulmadığı için evine gönderildi. Bir sonraki gelişinde her şey çok geç olmuştu. CHP, Narin’lerin ölmaması, Sıla bebeklerin yaşaması için direniş göstermektedir. Buradayız ve burada kalmaya devam edeceğiz. Bu ülkede bebekler bile güvence altında değil. 12 yenidoğan bebeğimizi kaybettik. Ölümler bilinmesine karşın hastaneler açık kaldı. Operasyonlar yapıldı, gözaltılar oldu. Ancak kamuoyunun bilgisi dahil olmadan hastaneler çalışır durumda tutuldu. Savcıların tehdit edilmesi üzerine o hastanelerin ruhsatları iptal edildi. Herkesin gözü önünde ibret olsun diye, o hastanelerin bedelsiz kamulaştırılmasını istemekteyim; haydi bunu Meclis’e getirelim. Bugünkü sağlık bakanı, o günkü İstanbul İl Sağlık Müdürü’dür. Asla o pozisyonda kalmamalıdır. O günkü bakanı atayan kişi de bugün de atayan Recep Tayyip Erdoğan’dır.
“KÜRTLER SORUNUM VAR DİYORSA KÜRT SORUNU VARDIR”
Bu milleti koruyamayanlar emanete hıyanet edenlerdir. Bu iktidarı düzeltmeye, uygulamalarını terk etmeye kadar bu ülke güvenli bir ülke haline gelene kadar mücadele edeceğiz. Bu ülkeyi yeniden kurtaracağız. Terör nedeniyle bu ülke 40 yıldır en az 40 bin can kaybı yaşadı. Yaşam hakkının en büyük tehditlerinden biri terördür. Buraya gelirken bile kaygıldık, çünkü terör sivilleri hedef alıyor. Biz toplumsal barış sağlanması için gerekli iradeyi sürekli koruduk. Yıllardır bu ülkede yaşayan insanların anayasa ile belirtilen eşitliğini savunduk. Eğer bu ülkede Kürtler sorunum var diyorsa, o sorunun varlığı kabul edilmelidir. Devlet, bir sorunun olup olmadığını belirlemekle yükümlü değil; halk o sorunun var olup olmadığını karar vermelidir. Devlet bu sorunu çözmek için vardır.
“ERDOĞAN AÇIKLAMA YAPMAK ZORUNDADIR”
Bizim tutumumuz açıktır. Kürtler, sorunumuz kalmadı demeden bu sorunun varlığına inanacağız. Herkesin kendisini özgür hissedeceği bir süreci Meclis’te başlatarak bu sorun çözülmelidir. Terörün sona ermesi için kim konuşacaksa konuşabilir. Ancak tek bir kişinin konuşturulup sorunun çözülmesi için hesap yapması yanlıştır. Çözüm için Meclis’i adres göstermekteyiz. Devlet Bey, Abdullah Öcalan’ı Meclis’i adres gösteriyor. Sayın Erdoğan, artık iki kelime etmemesi gereken bir sıradan durumu sonlandırmalıdır. Sözcü olmayı bırak, sen söyle ne düşünüyorsan.