Bangladeş’te hükümet karşıtı protestolar son zamanlarda büyük bir şiddet dalgasına dönüştü ve bu süreçte çok sayıda kişi hayatını kaybetti. İşte olayların detayları:
Protestoların Nedenleri ve Gelişimi
Protestolar, hükümetin kamu sektörü işlerinde uyguladığı tartışmalı kota sistemi nedeniyle başladı. Bu sistem, 1971’deki bağımsızlık savaşına katılan gazilerin ailelerine %30 oranında iş kotası tanıyordu. Öğrenciler, bu sistemin adaletsiz olduğunu ve hükümet yanlılarını kayırdığını iddia ederek, kotanın kaldırılmasını talep ettiler.
Şiddet ve Ölümler
Protestolar başlangıçta barışçıl bir şekilde başladı, ancak 15 Temmuz’da Dhaka Üniversitesi öğrencilerinin polis ve hükümet yanlısı gruplarla çatışması sonucunda şiddet patlak verdi. Bu çatışmalarda 200’den fazla kişi hayatını kaybetti ve binlerce kişi yaralandı. Sonraki günlerde, ülke genelinde protestolar devam etti ve polis ile göstericiler arasında yeni çatışmalar yaşandı. Bu süreçte en az 93 kişi daha öldü.
Hükümetin Tepkisi
Başbakan Sheikh Hasina, protestoları bastırmak için sert önlemler aldı. Ülke genelinde internet erişimi kısıtlandı, eğitim kurumları kapatıldı ve “vur emri” içeren bir sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Ayrıca, hükümetin kota sisteminde bazı reformlar yapmasına rağmen, protestocular bu değişiklikleri yetersiz buldu ve gösterilere devam etti.
Protestoların Genişlemesi
Başlangıçta öğrenci hareketi olarak başlayan protestolar, hızla daha geniş bir hükümet karşıtı harekete dönüştü. Göstericiler, Başbakan Hasina’nın istifasını talep etmeye başladılar ve ülke genelinde “işbirliği yapmama” kampanyaları düzenlediler. Bu kampanyalar, vergi ödememek, işe gitmemek ve kamu hizmetlerini boykot etmek gibi eylemleri içeriyordu.
Son Durum
Protestolar hala devam ediyor ve ülke genelinde büyük bir huzursuzluk hakim. Hükümetin sert müdahaleleri ve protestocuların kararlılığı, çatışmaların daha da uzayabileceğini gösteriyor. Şu ana kadar toplamda yüzlerce kişi hayatını kaybetti ve binlerce kişi yaralandı.
Bangladeş’teki bu protestolar, Başbakan Hasina’nın 15 yıllık iktidarının en büyük meydan okumalarından biri olarak görülüyor ve ülkenin siyasi geleceği üzerinde büyük bir etki yaratması bekleniyor.