Başlık: ‘Ortak Bir Düşmana Karşı Birlikte Mücadele Ediyoruz’
Türkiye İşçi Partisi (TİP), soykırımların sürdüğü Filistin’le dayanışmayı artırmak ve Gazze’deki Al Awda Hastanesi’nin onarımına destek sağlamak amacıyla dün akşam İstanbul’da Filistin Halkıyla Dayanışma Gecesi düzenledi. Bu etkinlik Beşiktaş’taki Mustafa Kemal Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Gecenin sunuculuğunu oyuncular Özgün Çoban ve Pınar Yıldırım üstlenirken, TİP Genel Başkanı Erkan Baş ile TİP Sözcüsü Sera Kadıgil de etkinlikte yer aldı. Gazete Duvar’da yer alan habere göre, Erkan Baş, açılış konuşmasına ünlü sosyalist lider Behice Boran’ın 48 yıl önceki Şili Halkıyla Dayanışma Gecesi’nde dile getirdiği şu sözlerle başladı: “Şu anda bilmediğimiz ülkelerde, bilmediğimiz insanlar bu tür toplantılar, gösteriler, direniş ve mücadelelerle emperyalizme ve faşizme karşı koymaktadırlar. Aralarında hiçbir bağlantı olmasa bile bu mücadelede hepimiz ortak bir dayanışma sergiliyoruz. Çünkü hepsimiz ortak bir düşmana karşı mücadele veriyoruz. Yaşasın bu mücadelemiz!”
Erkan Baş, konuşmasında şunları ekledi: “Bu düzenin ortak adı barbarlıktır. Sevgili arkadaşlar, bugün, bilmediğimiz ülkelerde bilmediğimiz insanlar, bu tarz toplantılar ve eylemlerle emperyalizme ve faşizme karşı savaşıyorlar. İşgalci Siyonist Devletin soykırıma varan saldırılarına karşı Nazi benzeri imha politikalarını kınıyorlar. İşgalci İsrail’in katliamlarında binlerce çocuk ve kadın dahil on binlerce insan can verdi. Filistin, Lübnan, Suriye ve İran’da birçok sivil yaşamını yitirdi. Ne için? Evet, soruyoruz, ne uğruna? ABD ve emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki varlığını güven altına almak adına, İsrail denen askeri üssü sürdürmek, bölge halklarını kontrol etmek ve ticaret yollarını elde tutmak uğruna, paranın peşinden koşuluyor. Bu düzen, yüzlerce yıldır süregelen bir barbarlık örneğidir. İlk adım kolonyalizm, ardından sömürgecilik ve nihayetinde emperyalizm olarak adlandırılan bu sistemin ortak adı barbarlıktır. Altın, ipek, baharat ve petrol uğruna insanları katleden bu düzene lanet olsun!”
Erkan Baş, devamında şöyle konuştu: “Bu düzenin sorumluları yüzyıllardır değişmedi. Bugün Filistin’de yaşananları sorgulamayı bile suç sayan ABD, Almanya, İngiltere, Fransa gibi ülkelerin yöneticileri, aslında dünya halklarına karşı bakış açıları değişmedi. Kendi ülkelerindeki emekçilerin sırtından güç kazanan bu iktidarlar, bizlere, gelişmelerine izin vermedikleri veya az geliştirdikleri halklara birer böcek gözüyle bakıyorlar. Bu nedenle, batı ülkelerindeki egemenlere, Berlin, Paris, New York ve Londra’daki yöneticilere soruyoruz: İnsandan sayılmamız için, ölülerimizin değer kazanması için, Filistinlilerin, Afganistanlıların, Suriyelilerin ve Iraklıların insan sayılması için daha kaç kişi ölmesi gerekiyor? Milyonlarca Iraklı, yüz binlerce Filistinli, Afgan ve insan sayılmamız için yeterli görülmedi mi? Daha 100 yıl önce Avrupa’da hayvanat bahçelerinde insan sergileyen bir medeniyet olmaktan utanç duymak için kaçımızın ölmesi gerekiyor? ABD’deki köleciliğin, Güney Afrika’daki apartheid rejiminin ve son anlarına kadar desteklediğiniz Nazilerin suçlarından kurtulmanız için biz ne yapmalıyız? Ne kadar ölmemiz gerekiyor?”
Erkan Baş, “Bu durumda tesis etmemiz gereken şey, bu bir uygarlık krizidir. Filistin, bu krizi tüm dünyaya göstermiştir ve biz iddia ediyoruz ki, soykırıma alet olan, göz yumduğu için ortak olan egemenler, bu uygarlık krizinin etkisi altında kalacaklardır. Bu ateş onları da saracaktır. ABD’de ve çeşitli emperyalist parlamentolarla beraber, bu katliamcı Netanyahu’yu alkışlayan, silah yardımı yapanlar, Filistin’deki direnişin, enkazın altında kalacaktır. Biz yeni bir uygarlık arıyoruz. Eğer yeni bir uygarlık arıyorsak, işte onun öncüleri, dünyanın dört bir yanında sokaklarda, üniversitelerde, limanlarda ve İsrail’e meydan okuyan gençlerde, işçilerde ve halklardadır.”
Geçtiğimiz günlerde ABD’deki seçim, dünya siyasetinde en çok tartışılan konulardan biri oldu. Orta Doğu’yu kan gölüne çeviren demokratlar ve cumhuriyetçiler arasında zor bir seçim yapmak zorunda kalan Amerikan halkı… Bu iki gücün birleştikleri noktaları biliyoruz. Bunlar, Netanyahu’yu ayakta bekletirken, Filistin’e ve Irak’a yapılan zulümleri görmezden gelmekte birleşiyor. Çocuklarımızı bu durumlardan uzak tutmalıyız. Onlardan, demokrat ve cumhuriyetçi kimliğindeki katillerden, liberallerden ve sağcı aşırı unsurlardan uzak tutmalıyız. Gerçi gitsinler, belki biz de onlardan kurtulup dünyayı yaşanabilir kılabiliriz. “Dostum Trump” diye tweet atanları yanlarında götürseler üzülmeyeceğimizi belirtmek gerekir. Trump’ın kazanması üzerine “Dostum Trump” diye sevinç gösterenler, katliamlar sürerken İsrail ile ticaret yapmaktan çekinmediler. ABD’nin bölgedeki planları için can atanların hepsi tarih yazılacak. Tarih, bu süreçte bile birkaç kuruş için İsrail’le ticarete devam edenleri, Filistin halkının karşısında duranları tanıyacak, ancak biz burada, Filistin halkının dostları olarak yine bir söz veriyoruz: Bu suçların hesabını bir bir soracağız!”
Erkan Baş, özellikle Recep Tayyip Erdoğan’ın hükümetinin bir gün bile İsrail ile ticaretten vazgeçmediğini vurguladı. Çeşitli zamanlarda bunu açıkça söylemekten çekinmediler; fakat ticaret yapmaktan hiç vazgeçmediler. Suudi Arabistan ve Katar ile olan işbirliklerinden asla taviz vermediler. Bu hükümet, İsrail’in güvenliğini sağlamak için tüm güçleriyle çalışmaya devam etti. Aynı zamanda Suriye’deki cihatçı örgütler İsrail tarafından destekleniyordu çünkü Filistin’in teminatı, Suriye’nin etkisiz hale getirilmesiydi. Bu nedenle bu iktidar da Filistin’deki katliamın suç ortağıdır! Şimdi “Resmi olarak İsrail ile ticaret yapmıyoruz” derken, askeri malzemelerin Türkiye’den ve Türkiye üzerinden hala bölgeye gittiği gerçeği gizlenememektedir. Filistin yazılı konteynırlarla bu malzemeleri götürüp İsrail’e teslim ediyorlar. İşte bu, kapitalizmin ve siyasal İslamın ahlaksız ve ikiyüzlü yüzüdür. O yüzden tüm bunların gözyaşlarına ve çıkar için her şeyi göze alan politikalarına lanet olsun!
“Filistin davasını Deniz Gezmişlerden miras alıyoruz.” diyen Erkan Baş, bugün bu mirası yeniden canlandıran herkese teşekkür etti. Yaşasın özgür Filistin, yaşasın halkların kardeşliği! Kahrolsun barbarlık, yaşasın sosyalizm!
Etkinlikte Jeremy Corbyn’in video mesajı ile katılım sağlanırken, Ürdün’deki Filistin diasporasından Halkın Birliği Partisi Genel Sekreteri Dr. İsam Hecava ve Filistinli gazeteci Hasan Tahravi birer konuşma yaptılar. Ayrıca sanatsal etkinliklerde Dengin Ceyhan piyano performansı sergiledi ve birçok sanatçı direniş şiirleri okudu.