İstanbul Boğazı’ndan ilk yunus yüzgecinin yüzeye çıkmasıyla birlikte, İstanbul’un en zarif manzaralarından birini görmek için ücretsiz tekne turuna çıkan yolcular arasında bir heyecan dalgası yayıldı.
İster orada yaşıyor olsunlar, ister sadece geçiyor olsunlar, yunuslar ve musurlar, yaklaşık 16 milyonluk nüfusa sahip Türkiye’nin bu kalabalık boğazında kendilerini evlerinde hissediyorlar.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, deniz memelilerinin karşı karşıya olduğu tehlikelere dikkat çekmek amacıyla Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) iş birliğiyle yaz aylarında ücretsiz yunus gözlem gezileri düzenliyor.
Yaban Hayatı Projesi Başkanı Ahmet Yaşar Yıldız, belediye meclisinin Karadeniz’i Akdeniz’e bağlayan boğazda yaban hayvanlarını tutmak için “elinden geleni” yaptığını söyledi.
59 yaşındaki adam, “Burası onların evi ve yunuslar burada yaşamaya devam etmeli” dedi.
Boğaz’daki varlıklarının “mükemmel bir ekosistemin” işareti olduğunu ekledi. “Boğaz temiz, çoğu koydan daha temiz ve biz bunu böyle tutmak istiyoruz.”
WWF Türkiye Deniz Memelileri Programı Lideri Cansu İlkılınç, teknenin üst güvertesinde elinde mikrofonla aşağıdaki kalabalığa, boğazda iki yunus türü ve bir musur türünün yaşadığını, bunun son derece yoğun bir kentsel su yolu için etkileyici bir sayı olduğunu anlattı.
İklim değişikliği, yaşam alanı kaybı
Uluslararası deniz taşımacılığının önemli bir koridoru olan İstanbul Boğazı’ndan, Türkiye Ulaştırma Bakanlığı verilerine göre, geçen yıl 39 bin gemi geçti. Buna, gezi tekneleri ve boğazın bir yakasından diğerine sürekli sefer yapan vapurlar dahil değil.
Deniz taşımacılığının yoğunluğuna ve Türkiye’nin en büyük şehrine komşu olmasına rağmen yunusların, Karadeniz ve Marmara Denizi’nin her iki yakasında bulunan Boğaz sularını tercih ettiği görülüyor.
Yıldız, bunun balık bolluğundan ve kuvvetli akıntıların kirliliği uzaklaştırmasından kaynaklandığını söyledi.
Ancak yaban hayatı projesi lideri, boğazdaki yunuslar için her şeyin yolunda olmadığı konusunda uyardı; iklim değişikliği, kirlilik, aşırı avlanma ve yaşam alanı kaybı gibi tehditler söz konusu.
“Kontrolsüz yapılaşma ve sanayileşme her yerde sorun, İstanbul’da da ciddi bir sorun” dedi.
Oysa 2022 yılında ilk ücretsiz eğitim gezileri başladığından bu yana elde ettikleri başarı dikkat çekici.
AFP’ye konuşan Yıldız, “Yunus görmediğimiz tek bir sefer olmadı” dedi ve her iki haftada bir internete bağlanarak turlardaki yüzlerce kontenjanın “üç dakika içinde” dolduğunu söyledi.
Martıları takip etmek
WWF, bu geziler sırasında boğazda yaşayan yunusların kayıtlarını tutmaya çalışıyor ve onları bir işaret veya yara izi gibi ayırt edici bir özellikten tanımayı umuyor.
WWF Türkiye Deniz Biyolojik Çeşitlilik Programı Başkanı Ayşe Oruç, “Dünyanın en büyük şehirlerinden birinin kalbindeki yaşam çeşitliliğine hayran kalarak, “Bunlardan biri 2012’den beri burada yaşıyor, sırt yüzgecinden tanıyabilirsiniz” dedi.
İlkılınç, Boğaz’da muturun yanı sıra şişe burunlu yunus ve bayağı yunus türünün de yaşadığını söyledi.
31 yaşındaki isim, onları fark etmek için birkaç ipucu verdi: “Martılar dalıp suyu karıştırdığında, bu, altta balık gördükleri ve yunusların da bunlarla beslendiği anlamına geliyor.”
Ayrıca yunus sürüsünü görmeyi umut edenlere kargo gemilerinin, tankerlerin ve hepsinden önemlisi balıkçı teknelerinin izinden gitmeleri tavsiyesinde bulundu.
24 yaşındaki öğrenci Deniz Dinçergök, sevinç içinde kıyıya döndü.
“Bir noktada, bir yunus yavrusu sudan çıktı ve karnını göstererek döndü. Muhteşem bir andı,” dedi.