İYİ Parti lideri Müsavat Dervişoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin teröristbaşı Abdullah Öcalan’ı “Meclis’e gelsin DEM Parti Grup Toplantısı’nda konuşsun” şeklindeki çağrısına sert bir yanıt verdi. Dervişoğlu’nun konuşması öncesi, milletvekillerinin oturduğu sıralara şehit fotoğrafları ve Türk bayrakları yerleştirilmesi dikkat çekti. Dervişoğlu, “Adına iktidar demenin bile artık gereksiz olduğu bu yapı, tamamen meşruiyetini kaybetmiş durumdadır” ifadelerini kullandı. Dervişoğlu, “Normalleşme çağrılarıyla başlayan ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu değerlerini ahlaksızca sorgulama cüretiyle devam eden süreç, dün itibariyle yanına İmralı ve Kandil katillerini alarak, büyük Türk milletine açıkça savaş ilan etmiştir” dedi. İYİ Parti lideri, “Bizim cesetlerimizi çiğnemeden bu canibaşı Meclis’e giremez” diyerek tepkisini dile getirdi. Konuşmasının sonunda Bahçeli’nin yıllar önce seçim meydanında ip atarak Öcalan’ın idamını talep ettiğini hatırlattı. Dervişoğlu, eline aldığı yağlı ipi fırlatarak, “Bu milattır. Madem ki bu bir milat, o zaman onun da bir hatırası olmalıdır. Türk milletinin anılarını yok ettiniz, bu büyük milletin geleceğine kast ettiniz. Al şimdi bu ipi başının ucuna as” dedi. MHP lideri Devlet Bahçeli, 2007 yılında Erzurum mitinginde AK Parti’ye yönelik, “Eğer Apo’yu asacak ipi bulamıyorsan, al sana ip” diyerek bu ipi kürsüden fırlatmıştı. İYİ Parti lideri Dervişoğlu’nun öne çıkan açıklamaları şunlardı: “Bugün huzurunuza; vatandaşımızın acil sorunlarını konuşmak ve çözümler önermek için çıkmamız gerekiyordu. Ancak anlaşılıyor ki, bugün buna fırsat bulamayacağız. Ne yazık ki uzun bir süre önce öngörerek uyardığım, daha geçtiğimiz hafta buradan ihtar ettiğim ‘en kötü senaryo’ hayata geçirilmiştir. AK Parti-MHP-CHP-DEM partilerinin lider ve yönetici kadroları, gayrı-milli bir mutabakat cephesi oluşturmuştur. Normalleşme çağrılarıyla başlayan ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş değerlerini sorgulayan bu süreç, dün itibarıyla İmralı ve Kandil katillerini de yanına alarak, büyük Türk milletinin varlığına savaş ilan etmiştir. ‘İhanete el uzatmak düşüklüğüne katlanamayız.’ Cumhuriyetimizin 101. yılına bir haftamız var. Bizim kaybedecek bir dakikamız bile yok. Çünkü ihanet çemberi alabildiğine genişlemiş ve hayat alanlarımız ciddi şekilde daralmıştır. Son bir organize darbe ile nefessiz bırakılabileceğimiz bir süreç içindeyiz. Bizler tarihi sorumluluğu olan insanlarız. Bireysel çıkar kaygıları veya siyasi hesaplar üzerinden hareket edemeyiz. Üç-beş oy veya anayasa değişikliği için gerekli çoğunluğu sağlamak amacıyla, Tayyip Erdoğan’ı bir kez daha cumhurbaşkanlığına aday göstermek uğruna, inandığımız değerlerden vazgeçip, ihanet etmek düşkünlüğüne katlanamayız. ‘İktidar tamamen meşruiyetini yitirmiştir.’ Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yöneten iktidar, tüm makam ve sorumlularıyla birlikte halkın can, mal, ırz ve namus güvenliğini koruma görevini çoktan bırakmıştır. ‘Devletin varlığı, bağımsızlığı, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliği, Türkiye Cumhuriyeti’nin şan ve haysiyetini korumak, yüceltmek’ diye görevine yemin ederek hizmet eden saraydaki zat, bebek katillerinin itibarını, bebeklerin hayatını ve annelerin gözyaşlarını, muhtaç vatandaşların acılarını, Türk milletinin onurunu ise, milyonlarca vatansız insana tercih ettiğini, bu bilinçli planı sürdüreceğini tüm söz ve eylemleriyle göstermektedir. Adına iktidar demenin bile gereksiz hale geldiği bu yapı, tamamen meşruiyetini kaybetmiştir. Evet, bu iktidar gayrimeşrudur. İktidardakiler gayrimeşrudur. Türkiye Cumhuriyeti Devleti Anayasası ve kanunlarından aldıkları yetkiyle görevini yerine getiren tüm kamu görevlilerine sesleniyorum: Cumhurbaşkanlığı makamını işgal eden şahıs ve onun keyfiyle atadığı yöneticileriniz ve üst kademe ile birlikte, devletimizin kurucu değer ve ilkelerine ve Türk milletine karşı olan sorumluluklarını yerine getirmemektedirler. Kanunsuz emir ilkesi gereği olarak, bugünden itibaren bu plan doğrultusunda verilen tüm emir ve talimatlar da gayrimeşrudur. ‘Terörist başına ayrıcalık tanımak peşinde olan bu çetenin…’ Cumhuriyeti koruyacak olan bizleriz. Ahlak ve vicdanını kaybetmiş bu iktidar, akıl ve izanını yitiren ortağı, vatan topraklarını gezmek için izin bekleyen sözde ana muhalefet, artık bizim için yok hükmündedir. Bebek katillerine, terörist başına ayrıcalık vermek için yarışan bu çetenin, ardı ardına yaptığı üst düzey açıklamalar gösteriyor ki, hepsi rolünü oynamaktadır. Hepsi Türk milletini de bu role sokmak istemektedir. Geçmişte olduğu gibi, senaryo aynı kalemden, replikler aynı sestendir. Siyasi bezirganlar, normalleşme, yumuşama diye başlayan kirli politikalarına, milletin buna geçit vermeyeceğini anlayınca gayrı-milli bir mutabakat paktı inşa etmişlerdir. Siyasi geleceklerini, Türk milletinin ve Türk devletinin bekasına tercih etmişlerdir. AKP’nin, hep bir ağızdan ‘Darbe Anayasası’ hezeyanları, Meclis Başkanı Kurtulmuş’un ilk dört madde açıklamaları, Devlet Bahçeli’nin ‘Terörist başı bebek katiline’ çağrısı, dün de bu bebek katiline tecritinin kaldırılması önerisi, Özgür Özel’in Devlet Bahçeli’yle yaptığı ardışık düet, terörün Meclis’teki uzantılarının hazırladığı ’25 yıldan sonra koşullu salıverme imkanı sağlansın’ kanun teklifi, daha önce başaramadıkları çözülme sürecinin nihai sonucuna ulaşma projesidir. İYİ Parti olarak tavizsiz duruşumuz nettir. Yarın değil, sonra değil, hemen şimdi. Türk milleti olarak ya istiklal ya izmihlal kararı vermek zorundayız. Devletin ülkesi olmaz; Devletin milleti olmaz açıklamalarının, ve hepsinin uzattığı kirli ellerin adresi, Türk milletinin varlığı ve mahremidir. Kararım açıktır.
Nedim Yamalı, Gelecek Partisi'nden 24 Aralık 2024 tarihinde istifa etti ve AK Parti'ye geçiş beklentileri gündeme geldi. İstifasının ardından yaptığı açıklamada, "Kuruluşundan bu yana görev aldığım Gelecek Partisi...
Devamını Oku..