Eski CHP Milletvekili Atilla Kart, ‘başkanlık’ referandumunda Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) mühürsüz oyların geçerli sayılacağına yönelik kararını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) CHP adına götürmesinin parti yönetimi tarafından engellendiğini açıklamıştı. Kart’ı engellediği iddia edilen isimler arasında yer alan CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan ise “Tek tek o diyaloglarda şu şunu dedi, bu bunu dedi. Benim hatırlamam mümkün değil, söylediğiniz yıl 2017 şu anda 2023’teyiz. Tam 6 sene olmuş, teyip olsa bandı silinir” ifadelerini kullanarak söz konusu iddiaları ‘hatırlamadığını’ vurgulamıştı.
Tezcan’ın açıklamasına eski CHP Milletvekili Tur Yıldız Biçer’den yanıt geldi
Biçer, sosyal medya hesabından Tezcan’ın konuşmasını alıntılayarak 2017’de CHP Hukuk ve Seçim İşleri tarafından mesaj ile partillere YSK’nin mühürsüz oyları geçerli sayacağının bildirildiğini ancak yapılan kapalı toplantıda kim tarafında atıldığı sorulduğunda tepki gösterildiğini yazdı.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun mesajın kim tarafından yolLandığını sormasının üzerine Tezcan’ın kendisinin kolunu sıktığını ve sinirlenerek odasına davet ettiğini ifade eden Tur Yıldız Biçer’in açıklamaları şu şekilde:
“Liberal budalalar bile hatalarını kabul etmiş, kenara çekilmişken Tezcan ve arkadaşları manifestolarında ‘En büyük dönüşümler, en büyük kırılmaların yaşandığı dönemlerde gerçekleşir’ gibi sözler, değişim vaadiyle hala siyaset sahnesindeler. Ülke ve parti için acı olan da budur.
Evet, bu 2 referandumda en büyük dönüşümün, en büyük kırılmaların acı tecrübelerini yaşadık, yaşıyoruz. ‘Sehven’ atılan bir SMS’teki muğlak ifadelerle CHP’li sandık kurulu üyelerini sandık başından çeken Bülent Teczan ve dönemin sorumluları da siyasetten, CHP’den çekilmelidir.
Aşağıda okuyacaklarınız bunun gerekçesidir. ‘2023’teyiz, 2017’de olanları hatırlamam mümkün değil’ diyen Sayın Bülent Tezcan’ın hafızasındaki tozun alınmasına yardımcı olacaklardır. ‘Silinmeyen bantın’ sürecidir… Süreç, ilk kez aşağıda olan bu mesajla başladı.
HER ŞEY BU MESAJLA BAŞLAMIŞ!
Sayın Bülent Tezcan; referandumdan hemen sonra CHP Genel Merkezimizde yaptığımız ilk kapalı grup toplantısında, söz alarak bu mesajı okudum. Sayın Genel Başkanımıza bu mesajı neden ve kimin attığını sordum. Sayın Genel Başkan ‘bu mesajı ilk kez duyuyorum, bir kez daha okur musunuz?’ dedi. Bir kez daha okudum. Hatırlarsanız salonda buz gibi bir hava oluştu. Sayın genel başkan mesajla ilgili bir bilgisi ve bir talimatı olmadığını söyledi. ‘Hukuk ve Seçim İşleri Sorumlumuz Sayın Bülent Tezcan’dır’ dedi ve size Bülent Bey sayın milletvekilimizin sorduğu soruya bir yanıt verin dedi. Siz en önde oturuyordunuz, ayağa kalkarak; ‘çok yoğun bir gündü; kim, nasıl bir mesaj, kime gönderilmiş bilmiyorum , hatırlamıyorum’ dediniz. O zaman 6 yıl geçmemişti; ama ne hikmetse siz yine hatırlayamıyorsunuz.
‘KOLUMU TUTTUNUZ’
İlk toplantıda alamadığım yanıtı, TBMM’de yapılan ilk kapalı grup toplantısında söz alarak tekrar sordum. Amacım en kritik zamanlamada sandık başındaki görevlilerimize bu mesajı göndererek mühürsüz oyların tutanak altına alınmasına neden engel olunduğunu anlamaktı. Siz toplantı sürecinde söz alıp bir yanıt vermediniz. Toplantı bitiminde salon dağılırken ben eşyalarımı almak üzere masaya eğildiğimde arkamdan sıkıca kolumu tuttunuz, ben arkamı dönüp ne oluyor diye tepki gösterdiğimde siz olduğunuzu gördüm ve ne yapmaya çalıştığınızı sordum. Bana, yarın genel merkezde odama gel, orada yanıt vereceğim dediniz. Size soruları Genel Başkan dahil partinin tüm yetkili organları önünde sordum, sorulara aynı ortam ve koşullarda yanıt vermeniz gerekir dedim. Israrınız üzerine de her ortamda konuşmaya hazırım, gelirim dedim.
‘MESAJIN SORUMLULUĞUNU ALMADINIZ’
Bir gün sonra randevu saatinde Genel Merkezdeki odanıza geldiğimde, odada sizden başka Yüksek Disiplin Kurulu Başkanımız Sayın Sayın Uğur Bayraktutan ve TBMM İdari Amirimiz Sayın Tufan Köse’yle birlikte beni beklediğinizi gördüm. Bana ne yapmaya çalıştığımı, amacımın ne olduğunu sordunuz. Referandum çalışmalarında vatandaşımıza oylarınız bizim namusumuzdur sözü verdiğimizi, buna rağmen bu namusa niye sahip çıkmadığımızın derdinde olduğumu ülkede rejimin değiştiğini, referandum için mücadele eden tüm vatandaşlarımızın hakkı ve hukuku için bu sorgulamayı yaptığımı söyledim. Sonuç itibarıyla mesajın sorumluluğunu almadınız, gereğini yapmadınız, ülke ne yazık ki bu günlere geldi.
‘SİZ Mİ DEĞİŞİM KOVALAYACAKSINIZ?’
Ama siz şimdi bunları da Sayın Genel Başkanın 13 yılında 11 yıldan fazla PM’de MYK’da olduğunuzu da, 14 Mayıs öncesi seçimlerde ve politikalardaki hatalarınızı da hatırlamayıp, o gün rejimin değişmesindeki bu ‘sehven’ hatanız ile hiçbir sorumluluk almayıp 14 Mayıs sonrasında da grup başkanvekililiği kovalayacak, olamayınca da ‘yeni yüzyılda yeni bir siyaset’ yalanıyla, Manisa kongresinde ‘bu partiyi bir sonraki seçim iktidar yapmazsak (üzerinden 2 seçim geçti) siyaseti bırakırım’ diyen adayınızla değişim kovalayacaksınız öyle mi?”