Başlık: DANA Olayı: Valencia’daki Sele Neden Olan Hava Olayı Nedir?
İspanya’da meydana gelen aşırı yağış, 158 kişinin hayatını kaybetmesine yol açan DANA adı verilen bir hava olayına bağlanıyor. Bu felaket, ülkenin 1987 yılından bu yana yaşadığı en büyük sel felaketi olarak kaydedildi. Valencia’nın bazı bölgelerinde, bir yıl boyunca beklenen yağış miktarına eşit düzeyde yağmur sadece bir saatte düştü. Utiel ve Chiva’da bir metrekareye 300 litreden fazla yağış düştüğü tahmin ediliyor. Meteorologlar, DANA fenomeninin sonucunda aşırı derecede dengesiz bir hava sistemi oluştuğunu belirtiyor. Bu arada, Dubai’de sel nedeniyle hava trafiğinde kaos yaşandı ve Umman’da ölüm sayısı 20’ye yükseldi. Ayrıca, kuraklık yaşayan bölgelerin son 40 yılda üç kat arttığı ifade ediliyor. İtalya’da ise sel nedeniyle ‘Evlerinizden çıkmayın’ uyarısı yapıldı. 2023 yılında Grönland’daki mega tsunami, sismik bir gizem olarak gündeme geldi.
Aşırı yağışların nedeni olarak, atmosferin üst katmanlarındaki soğuk havanın, hızla yükselen Akdeniz kökenli sıcak ve nemli hava ile çarpışması gösteriliyor. Nemli rüzgarların, yüksek irtifadaki karasal rüzgarlarla desteklenerek hızla yükseldiği ve daha yüksek irtifalara ulaştığı ifade ediliyor. İspanyolca isminin baş harflerinden dolayı DANA olarak bilinen bu hava olayı, ayrıca İtalya’da bir süper yatın batmasına da sebep oldu. Meteorologlar, bu olayın sıklığı üzerinde küresel ısınmanın etkisini de göz ardı etmiyor.
BBC Çevre Muhabiri Matt McGrath ile konuşan Imperial College London iklim bilimcisi Dr. Friederike Otto, “Bu yoğun yağışların iklim değişikliği tarafından desteklendiği kesin. Fosil yakıt kaynaklı ısınmadaki her bir derecelik artış, atmosferin daha fazla nem tutmasına yol açmakta ve bu da daha şiddetli yağış patlamalarının yaşanmasına neden oluyor,” şeklinde bir açıklamada bulundu. Araştırmalar, iklim değişikliğinin bulutların taşıdığı yağmur miktarını doğrudan etkilediği yönünde. Her bir derecelik sıcaklık artışı, bulutların taşıdığı yağış miktarını %7 oranında artırıyor. Yoğun yağmur yağdığında, toprak bu kadar fazla suyu ememiyor. Leeds Üniversitesi’nden Prof. Mark Smith, daha sıcak yazların toprağı kurutmasının su emme kapasitesini azalttığını ifade etti. Ayrıca, daha sıcak iklimlerin fırtınaların hareketini yavaşlatıp yavaşlatmadığı da araştırılıyor, bu durum da yağış miktarını etkileyebilir. Eylül ayında Akdeniz’deki yüksek sıcaklıkların tesiriyle daha da güçlenen Boris Fırtınası, Orta Avrupa’da pek çok yere zarar ve ölüm getirmişti.
İspanya’daki sel felaketinin iddiaları arasında, uyarıların zamanında yapılmadığı yönünde eleştiriler yer alıyor. Ancak meteorologlar, hızlı hareket eden, yoğun gök gürültülü fırtınaların yolunu tahmin etmenin zor olduğuna dikkat çekiyor. Oxford Üniversitesi’nden Dr. Linda Speight, “Uyarılar, insanlara selden önce yüksek yerlere çıkmaları ve kendilerini korumaları için hayat kurtarıcı olabilir. Ancak İspanya’da da gördüğümüz gibi, yoğun gök gürültülü fırtınalara dair önceden uyarıda bulunmak son derece zordur, çünkü en yoğun yağışların tam olarak nerede meydana geleceği genellikle öngörülemez,” şeklinde konuştu. Ayrıca, bilim insanları ve meteorologların, bu zorluğa yenilikçi çözümler geliştirmek için yoğun bir şekilde çalıştığını vurguladı; fakat bunun çözülmesi kolay bir sorun olmadığı da belirtildi. İspanya’daki sel olayının ortaya çıkardığı meselelerden biri de modern altyapının aşırı yağmur olaylarıyla başa çıkamamış olması. Bazı araştırmacılara göre, yollar, köprüler ve caddeler mevcut iklim şartlarına değil, 20. yüzyılın iklimine göre inşa edilmiş durumda.