Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, deprem bölgesinde devam eden çadır sıkıntısına değinerek çalışmaların afetten etkilenen illerde hızlandırılması gerektiğini belirtti. Ayrıca yıkılan kültürel varlıklara da dikkat çekti ve enkazın düzgün bir şekilde kaldırılması, kültürel varlıkların korunması ve stratejik bir şehir planlaması yapılması gerektiğini belirtti. Davutoğlu, İstanbul için rantlaşma değil, kentleşme stratejisinin izlenmesi gerektiğini vurguladı. İstanbul’daki yapı stoku depreme dayanıklı hale getirilmesi ve sanayinin Anadolu’ya kaydırılması gerektiğini de belirtti.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, eşi Sare Davutoğlu ve beraberindeki parti yöneticileriyle birlikte Kahramanmaraş merkezli depremin binlerce can kaybı ve büyük yıkıma yol açtığı Hatay’da incelemelerde bulundu
Afetin etkilediği illerin başında gelen Hatay’ı ziyaret eden Davutoğlu, Defne, Belen ve Samandağ’ın ardından Antakya’ya gelerek burada afetten etkilenen vatandaşlarla bir araya geldi. Can kayıplarının yanı sıra Antakya’daki kültürel yıkıma da dikkat çeken Davutoğlu depremin etkilediği illerde gördüğü manzaranın kendisini derinden etkilediğini belirterek bu şehirleri ayağa kaldırmanın tarihi bir sorumluluk olduğunu söyledi.
“ENKAZLAR KALDIRILIRKEN YENİ BİR KRİZE YOL AÇMAMAK LAZIM”
Deprem bölgesinde enkaz kaldırma çalışmalarının başladığını söyleyen Davutoğlu, “Her bir insan kutsaldır. Enkaz altında hala cenazelerimiz olduğu için her bir cenazemizin ailesine bir bütün olarak teslim edilmesi için tedbir alınması lazım. Hatay zengin bir ilimiz. Her bir evde insanların birikimleri, mal varlıkları var. Bunların kaybolmamasına özen göstermek lazım. Ve buradaki hafriyatın çevreye zarar vermeden tasfiye edilmesi lazım. Yeni bir çevre krizine yol açmamak lazım” dedi.
“HATAYLILARA SESLENİYORUM: MUTLAKA DÖNÜN”
Hatay’daki demografik değişim tehlikesine de dikkati çeken Ahmet Davutoğlu, “Buradaki insanlarımızın Hatay’a geri dönmelerinin sağlanması lazım. Bu risk her zaman ve her yerde olur. Bu tür durumlardan istifade etmek isteyen fırsatçılar çıkar. Bu bir organizasyon şeklinde de olur. Herkes evinden çıkmak istiyor buraları ucuza kapatalım diyenler de olur. Ben ilk gün de söyledim. Hatay bizim için kutsal bir emanettir. Hatay’ı anavatana bağlama kararı alan meclis burada. Hatay bizim için kutsal bir emanettir. Atatürk’ün şahsi meselesi olduğu gibi bizim de şahsi meselemizdir. Buradan Hataylılara sesleniyorum: Türkiye’nin neresine giderseniz gidin geçici olarak gidin. Afetten etkilenen illerimizin dokusunu korumak hepimiz için asli bir görev” diye konuştu.
“SEÇİM TELAŞIYLA ACELE ETMEYİN”
Bölgede devam eden çadır sıkıntısına da değinen Davutoğlu yetkililere çağrısını yineleyerek afetten etkilenen illere yönelik çadır sevkiyatının hızlandırılması gerektiğini belirtti.
Hatay’da yıkıma uğrayan kültürel varlıklara da dikkat çeken Davutoğlu, “Habib-i Neccar Camii, Ulu Cami, kilise, havra yıkılmış. Medeniyet korosundan yedi vatandaşımızı kaybetmişiz. Bu kültürü de ayağa kaldırmak lazım. O bakımdan aceleyle seçim öncesi bir an önce bir şeyler yapalım telaşından daha çok şimdi yapılması gereken enkazın düzgün bir şekilde kaldırılması. Buradaki kültürel varlıkların korunması. Daha sonra iyi bir şehir planlamasıyla Amik Gölü’nün ovaya çevrilmesi sonrası oralarda olabilecek zemin değişikliklerini de göz önüne alarak bir strateji belirlemek lazım” ifadelerini kullandı
“Toprakla barışık imar, bilimle barışık inşa, tarih ve kültürle barışık restorasyon, ahlakla barışık bir siyaset lazım” diyen Davutoğlu, “Bu yıkımların çoğunu açık ve net ifade ediyorum rant hırsıyla siyasi ahlak ve imar yolsuzluklarının kesiştiği yerde gördük.
“İSTANBUL: RANTLAŞMA DEĞİL KENTLEŞME STRATEJİSİ”
İstanbul’daki olası bir deprem tehlikesine de vurgu yapan Davutoğlu, başbakanlığı döneminde aldığı tedbirleri anlatarak toplanma alanlarının imara açıldığını belirtti. Bundan sonra İstanbul için izlenmesi gereken politikanın rantlaşma değil kentleşme stratejisi olduğunun altını çizen Gelecek Partisi lideri, sanayinin Anadolu’ya kaydırılarak nüfusun önce dondurulması sonra azaltılması gerektiğini ve sonraki süreçte de İstanbul’daki yapı stoğunun depreme dayanıklı bir hale getirilmesi gerektiğini ifade etti.