Yemenli bir diplomatın kızı olarak Amerika’nın Alabama eyaletinde büyüyen Hoda Muthana sonrasında lise yıllarında katıldığı ve destek verdiği DEAŞ yılları için özür dilerken, ülkesine dönebilmek için başından geçen olayları tek tek anlattı. Yemenli bir diplomatın kızı olarak Amerika’nın Alabama eyaletinde büyüyen Hoda Muthana sonrasında lise yıllarında katıldığı ve destek verdiği DEAŞ yılları için özür dilerken, ülkesine dönebilmek için başından geçen olayları tek tek anlattı.
Milliyet gazetesinden Oğuzcan Atış’ın Amerikan medyasından derlediği habere göre; ABD’nin Alabama eyaletinde büyüyen Hoda Muthana, yaşıtı olan birçok genç gibi üniversite hayalleri kurarken sosyal medya üzerinden kendisiyle iletişime geçen DEAŞ militanlarıyla tanıştığında hayatı tamamen değişti. Bir anda terörist olarak aranmaya başlayan ve vatandaşlığı elinden alınan kadın evine dönmek için başına gelenleri tek tek anlattı. Tıpkı Şamima Begüm gibi ‘DEAŞ gelini’ olarak bilinen Hoda Muthana, son yaptığı açıklamayla bir kez daha gözleri DEAŞ terör örgütüne çevirdi. Son yaptığı açıklamayla bir anda gündeme bomba gibi düşen Muthana’nın hikâyesi ABD’de başladı. 28 Ekim 1994’te ABD’nin New Jersey eyaletinde Yemenli bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Muthana, ABD sınırları içinde doğduğu için Amerika Birleşik Devletleri vatandaşlığına sahip oldu ve çocukluk yıllarını Alabama’da dindar ailesinin yanında geçirdi. Takvimler 2010’lu yılları gösterdiğinde ise DEAŞ militanlarıyla tanıştı ve hayatı tamamen değişti.
2010’lu yılların başında yaşadığı yerden binlerce kilometre uzaklıktaki Orta Doğu’da yaşanan gelişmeler tüm dünya tarafından endişeyle takip ediliyordu. Tarihe ‘Arap Baharı’ olarak geçen protestolar dalga dalga bütün coğrafyayı etkisi altına aldı ve özellikle otoriter rejimleri birer birer sarsmaya başladı. Bütün bu süreçte ABD işgalinin izlerini henüz silinemeyen Irak’ta da dünyayı sarsan gelişmeler peş peşe yaşanmaya başladı. Terör örgütü DEAŞ, ülkenin en büyük kentlerinden biri olan Musul’u ele geçirip gittikçe güçlenmeye başladı. Ele geçirdiği toprakları giderek genişleten terör örgütü kısa sürede Irak ve Suriye’nin önemli bölümünde kontrol sağladı. Yaşananlar, milyonlarca kişinin hayatını derinden etkiledi. Bu kişilerden birisi de ABD’den ayrılarak Suriye’ye giden ve DEAŞ’a katılan Hoda Muthana oldu.
SOSYAL MEDYA HESABINDAN ULAŞTILAR
Dünyanın dehşetle takip ettiği gelişmeler yaşandığı sırada Muthana henüz liseye gidiyordu. Sosyal medyada vakit geçirmeyi seven Muthana’nın terör örgütü DEAŞ ile kurduğu ilk temas dijital ortamda gerçekleşti. Muthana hâlâ hapiste bulunduğu Suriye’de verdiği röportajda, yaşananları “Saf, kızgın ve kibirli bir gençtim. Örgüte katılmam için benimle sosyal medya hesabım üzerinden iletişime geçtiler. İnsan tacirleri tarafından manipüle edildim ve örgüte katılmam için adeta beynimi yıkadılar” diyerek anlattı.
ÜÇÜNCÜ EVLİLİĞİ DE BOŞANMAYLA SONUÇLANDI
Muthana, 2014 yılında okul gezisine gideceğini söyleyerek evden ayrıldı ve bir daha evine dönmedi. Genç kadın, ailesinden gizleyerek üniversite harcı çeklerini bozdurarak ABD’den ayrıldı ve Suriye’ye giderek DEAŞ’a katıldı. Aynı yıl örgütte Abu Cihad Al-Australi kod adıyla bilinen Avustralya vatandaşı Suhan Rahman ile evlenen Muthana, sosyal medya hesapları üzerinden sivillere yönelik terör saldırıları destekledi ve örgüte daha fazla militan kazandırmaya çalıştı. Rahman’ın 2015 yılında öldürülmesinin ardından yine örgüt üyesi Tunus vatandaşı bir militanla evlenen Muthana’nın bu evlilikten bir erkek çocuğu oldu. 2017 yılında ikinci kocasının da öldürülmesinin ardından bir kez daha evlenen Muthana’nın üçüncü evliliği de boşanmayla sonuçlandı. Hoda Muthana, DEAŞ’ın giderek güç kaybettiği dönemde yaşadığı zorluklar nedeniyle 10 Ocak 2019’da ABD birliklerine teslim oldu. ABD vatandaşı olduğunu ifade eden kadın ülkesine dönmeyi talep etti.
VATANDAŞLIĞI İPTAL EDİLDİ
Hoda Muthana’nın ABD’ye geri dönme istediği, dönemin ABD Başkanı Donald Trump’ın, Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’ya Muthana’nın ABD’ye geri dönmesine izin vermemesi talimatına takıldı. Pompeo, Muthana’nın 2016 yılında Barack Obama yönetimi tarafından vatandaşlıktan çıkarıldığını hatırlatarak, “Bayan Hoda Muthana ABD vatandaşı değildir ve ABD’ye kabul edilmeyecektir. Herhangi bir yasal dayanağı, geçerli bir ABD pasaportu, pasaport hakkı veya vizesi yoktur. Tüm ABD vatandaşlarına Suriye’ye seyahat etmemelerini şiddetle tavsiye etmeye devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.
BİR DİPLOMATIN KIZI OLARAK DÜNYAYA GELDİ
Yemenli bir diplomatın kızı olarak dünyaya gelen Muthana, ABD’de dünyaya geldi. Ancak federal yasalara göre ABD’deki diplomatların çocuklarına ABD vatandaşlığı verilmiyordu. Muthana’nın babası, kızının doğumundan önce diplomatlık görevini bıraktığını belirtmiş olsa da Obama yönetimi vatandaşlık verilmesinde bazı usulsüzlükler olduğunu gerekçe göstererek Muthana’nın vatandaşlığını iptal etmişti. 2019’da Hoda’nın babası Ahmed Ali Muthana, kızının ülkeye girişini yasaklayan kararı mahkemeye taşımış, yüksek mahkeme ise başvuruyu reddetmişti.
‘ÇOCUĞUM DIŞINDA HER ŞEY İÇİN PİŞMANIM’
Son olarak 2022 yılında ABD mahkemelerinin hakkında verdiği kararla gündeme gelen Muthana, Suriye’de bulunduğu cezaevinde ABD basınına konuştu. Çocuğu dışında yaptığı her şey için pişman olduğunu ve ülkesine dönmek istediğini söyleyen kadın, duygularını “Yargılanmayı, gerekirse hapis yatmayı istiyorum. O dönemde beynim yıkandı. Küçük çocuğum dışında her şey için pişmanım” diyerek dile getirdi. Muthana, “Cezaevine girmem gerekirse bunu yapacağım. Buna karşı savaşmayacağım. ABD hükümetinin örgüte katıldığım zamanlarda genç ve saf biri olduğumu hesaba katacağını umuyorum” dedi. Sivillere yönelik saldırıları öven tweet’lerin kendisi tarafından atılmadığını iddia eden kadın, hesabının örgüt üyeleri tarafından DEAŞ’a yeni üyeler kazandırmak ve propaganda yapmak amacıyla kullanıldığını savundu. 2014 yılında Suriye’ye girdikten sonra örgüte ait kamplardaki zor koşulları, “Hayatımda daha önce görmediğim kadar kirli ve pis bir yerdi. Yüzlerce kadın ve çocuk vardı. Kaos ve gürültüden kurtulmak için yapılması gereken tek şey evlenmekti” sözleriyle anlattı ve kendisinin de bir DEAŞ kurbanı olduğunu dile getirerek sözlerini noktaladı.