Başlık: Ege’de Yeni Bir Süreç Mi Başlıyor?
Kaynak: EPA – Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Gerapetritis ile Atina’da gerçekleştirdiği görüşmenin ana konusu, Ege sorunlarının çözümü için planlanan yeni bir sürecin başlatılmasıydı. Yunanistan Dışişleri Bakanı Gerapetritis, “Kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölge konularında başlangıçta yapılacak kapsamlı görüşmelerin ön koşullarını ele aldık” şeklinde bilgi vererek bu gelişmeyi kamuoyuna duyurdu. Fidan ve Gerapetritis, Türkiye-Yunanistan ilişkilerini ve 2025’in başında gerçekleştirilecek olan Yüksek Düzeyli İşbirliği Konsey (YDİK) toplantısının hazırlıklarını değerlendirmek amacıyla bir araya geldi. Fidan, Yunan basınına, Gerapetritis ise Türk basınına verdikleri demeçlerle, iki ülke arasındaki normalleşme sürecinin kararlı ve olumlu bir biçimde ilerlediği mesajını iletti. Bakanlar, Ege sorunlarının çözümüne dair kapsamlı yanıtlar vererek, önceden kamuoylarını bilgilendirmiş oldular. Atina’daki görüşmenin en önemli gündem maddesi, Ege sorunlarının çözümüne dair yeni bir süreç başlatılıp başlatılmayacağıydı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, bu yıl Ege sorunlarına yönelik olarak dışişleri bakanlarını görevlendirmişti.
Görüşme sonrasında yapılan basın toplantısında Yunan Bakan Gerapetritis, Ege konusunu Hakan Fidan ile ele aldıklarını duyurdu. Gerapetritis, “Kıta sahanlığı ve Münhasır Ekonomik Bölge sorunlarının çözümüne yönelik kapsamlı görüşmelerin ön şartlarını konuştuk. Yunanistan ve Türkiye arasındaki tutum farklılıklarının büyük olduğunun bilincindeyiz, ama bu farklılıkları azaltma konusunda kararlıyız” ifadelerini kullandı. Böylece Yunan bakan, Atina açısından sorunun sadece kıta sahanlığı ve MEB sınırlandırması ile sınırlı olduğunu belirtmiş oldu.
Gerapetritis, iki taraf arasında görüş ayrılıkları olmasına rağmen, son dönemde oluşturdukları olumlu gündemi sürdürme ve geliştirme kararlılıklarını yineleyerek ortaya koydular. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da toplantıda Ege sorunlarına değinerek, tarafların farklı görüşlere sahip olduğunu vurguladı. “Bu konuları geçmişte istişari görüşmelerde ele aldık. Gerçekçi olmalıyız. Ege’de birçok bağlantılı sorun mevcut,” diyen Fidan, bu sorunları sadece “kıta sahanlığı ve MEB’in sınırlandırılmasıyla” sınırlamanın doğru olmayacağını ifade etti. Ancak Fidan, basın toplantısında yeni bir süreçten bahsetmek yerine, Türkiye ve Yunanistan Savunma Bakanlıklarının 6 Kasım’da İstanbul’da gerçekleştirdikleri güven artırıcı önlemler toplantısına dikkat çekti ve burada elde edilen olumlu sonuçları öne çıkardı.
Yunanistan, kıta sahanlığı ve MEB’in sınırlandırılmasının uluslararası yargıya taşınabilecek tek konu olduğunu düşünüyor. Gerapetritis, Türk basınına yaptığı açıklamada, “Bu sadece bizim pozisyonumuz değil, aynı zamanda komşu veya bitişik kıyıları olan devletler arasında kıta sahanlığının sınırlandırılmasının uluslararası hukuka dayalı anlaşmalarla yapılmasını ve eğer kısa bir süre içinde uzlaşmaya varılamazsa, ilgili devletlerin ortak bir mutabakat çerçevesinde Lahey Uluslararası Adalet Divanı’na başvurabilmesi gerektiği yönündeki uluslararası deniz hukuku perspektifidir” dedi.
Türkiye ise Ege’deki kıta sahanlığı sorunlarının yanı sıra hava sahası, belirli bir aidiyeti olmayan adacıklar ve kayalıklar ile Yunan adalarının silahlandırılması meselelerinin olduğunu, bu sorunların bir bütün olarak ele alınması gerektiğini vurgulamaktadır. Fidan, Yunan basınına bu konuyla ilgili olarak, “Sorunların çözüm yöntemleri için Birleşmiş Milletler Şartı’nı takip etmek yeterli. Anlamlı bir diyalog sonucu kapsamlı çözümler elde edilemezse, bütüncül bir anlayışla uluslararası yargıya başvururuz,” şeklinde konuştu. Ayrıca, iki ülkenin Doğu Akdeniz’deki görüş farklılıklarına dikkat çekerek, bölgedeki zenginliklerin “adaletli bir şekilde paylaşımı” anlamında olduklarını da yineledi.
Türkiye ve Yunanistan, 2019’da Doğu Akdeniz’in hidrokarbon kaynaklarının paylaşımına yönelik önemli münhasır ekonomik bölge anlaşmazlıkları yaşamışlardı. Türkiye, sorunun çözümünün Doğu Akdeniz’deki tüm tarafların katılımıyla düzenlenecek bir konferans aracılığıyla olabileceğini savunuyor.
İstişari ve İstikşafi Görüşmeler: Türkiye ve Yunanistan, 1996’daki Kardak krizinde olduğu gibi Ege sorunları gibi sıcak çatışmalara yol açma potansiyeli taşıyan meseleler üzerinde, 2000’lerin başından itibaren çeşitli temaslar gerçekleştirmektedirler. 2002’de “istikşafi görüşmeler” adı altında, sorunların keşfi ve tanımlanması için başlatılan süreçte 60’tan fazla görüşme yapılmıştır. Taraflar, son dönemlerde bu sürecin adını “istişari görüşmeler” olarak değiştirmiş olmakla beraber, son günlerde bu çerçevede herhangi bir görüşme yapmamışlardır. Atina’daki Fidan-Gerapetritis görüşmesinin sonuçlarının, 2025’in başında Türkiye’de gerçekleştirilecek YDİK toplantısında da ele alınması bekleniyor.