İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu Bostancı metrosunun açılış töreninde konuşurken, belediyeye kayyum iddialarına yanıt vererek çarpıcı açıklamalar yaptı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu Bostancı metrosunun açılış töreninde konuşurken, belediyeye kayyum iddialarına yanıt vererek çarpıcı açıklamalar yaptı.
Sözcü gazetesinden Özlem Güvemli’nin haberine göre; İBB’ye ‘kayyum’ iddialarının gündeme gelmesi hakkında konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu “Bunu yapmak istersin belki bir ahlakın o sürecin bir parçası olabilirsin ama buradan söylüyorum. Milletimiz bunu sana yaptırmaz” ifadelerini kullandı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB), “150 günde 150 proje” maratonu, 190 projenin hayata geçirilmesi ile noktalandı. Son proje, Anadolu Yakası’nda 4 ilçeyi birbirine bağlayan, 2.5 milyonu aşkın İstanbullunun hayatını kolaylaştıracak Bostancı-Dudullu metrosunun açılışı oldu. 14.3 km uzunluğunda, 13 istasyondan oluşan 600 milyon Euro yatırımla ile hayata geçirilen metronun ilk yolcuları CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu oldu. Bostancı İstasyonu’nda gerçekleştirilen açılış törenine CHP, İyi Parti, Deva Partisi, Gelecek Partisi, Saadet Partisi ve Demokrat Parti’nin genel başkan yardımcıları, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, eski İBB başkanları Nurettin Sözen ve Ali Müfit Gürtuna da katıldı.
“İMAMOĞLU’NUN KILINI DAHİ TESLİM ETMEYECEĞİZ”
Açılış töreninde konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
Bu ülkenin ihtiyaç duyduğu en önemli şey adalet. Eğer kainat adalet üzerine inşa edilmişse ve hepimiz adalet ne zaman gelecek diye bekliyorsak, mücadelemizin odak noktası adalet olmak zorundadır. Adaleti gerçekleştirmek için bu ülkede siyasi görüş farklılığı aramadan, yaşadığımız bütün coğrafyada adalet için ortak mücadele etmek zorundayız. Aksi halde insanlığımızı kaybederiz.
Adalet gibi önemli bir kavramın, hakkını teslim etmek zorundayız. Eğer bir kişi siyaseten halkın oylarıyla seçilmişse iktidara gelmişse ve kendi beldesine hizmet veriyorsa o kişinin hakkını elinden alacak olan güç ona o yetkiyi veren güçtür. Yani İstanbulludur. İstanbullunun iradesine ipotek konulduğu zaman, 16 milyon İstanbullunun iradesine darbe vurulduğu zaman hep beraber birlikte karşı çıkmak zorundayız. Görüşümüz, inancımız, kimliğimiz ne olursa olsun birlikte mücadele etmek zorundayız.
Genel başkanlar da ifade ettiler ‘asla teslim etmeyeceğiz’ diye Ekrem İmamoğlu’nu. Ekrem İmamoğlu’nun kılını dahi teslim etmeyeceğiz. Kılını dahi. Söyledim; bu yola girerlerse cehennemin kapılarını açmış olurlar. Bu kadar sert, bu kadar net, bu kadar erkekçe söylüyorum.
SİYASET ARENASINDAN SİLECEĞİZ
Bu memleket kolay kurulmadı. Bizim mücadelemiz hak mücadelesidir. Geldikleri gibi gidecekler. Sadece gitmeyecekler. Allah nasip ederse emekli edeceğiz onları. Siyasete arenasından sileceğiz. İstanbul kadim bir kent. İstanbulluya hizmet etmek, Türkiye’ye, dünyaya hizmet etmektir. Bu konularda yetkiyi veren İstanbullu, yetkiyi alacak olan da İstanbulludur. Dolayısıyla Ekrem Bey’in verdiği hizmeti sindiremiyorlar. Belediye başkanlarımızın verdiği hizmeti sindiremiyorlar. İstanbul’u beton ormanına çevirdiler. Bunu da gayet iyi biliyoruz. Ama Ekrem başkan İstanbul’u dünyanın incisi haline getirecek. Bu konuda hiç kimse endişe duymasın. Biz bu görevi hep birlikte yapacağız. Hiç endişe etmeyin, birlikte hak için, hukuk için adalet için mücadele edeceğiz. Adaleti bu ülkeye ya getireceğiz, ya getireceğiz.
“BU AÇILIŞLARA GICIK OLDUKLARI İÇİN BAŞKANIMIZA YASAK GELİYOR”
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener “Bugün burada bir açılış için beraberiz ama normal bir açılış değil. Azıcık sinirini bozayım mı bazılarının? Azıcık gıcık edelim mi? İşte bu açılışlara gıcık olunduğu için arkadaşımıza, belediye başkanımıza yasak geliyor. (Kalabalıktan yuh sesleri yükselince) Yapmayın bunu. Bunu onlar yapıyor. Biz bunu irademizle, sandıkta helal oylarımızla değiştireceğiz. Onun için korkuyor. Korkutmaya da devam edeceğiz” diye konuştu.
İstanbul’da 2019 yılında yaşanan yerel seçim sürecini ve iptal kararını anlatan Akşener, şöyle devam etti:
Bu abidik gubidiklere hazır olmalıymışız ama tedbirini almalıymışız. Tedbir alınınca ne oluyormuş? Abiler gıcık oluyormuş, yere yapışıyormuş. Şimdi birincisi bu. İkincisi; 13 bin 500 oy farkını halledemediler. Seçimi iptal ettiler. Sonra ne oldu? Güzelim İstanbullu 23 Haziran’da tam 805 bin farkla yeniden seçti. Yahu ahmaklığa bakın, ahmaklığa… 13 bin 500 oy farkıyla seçilmiş bir belediye başkanıyla 805 bin farkla seçilmiş bir belediye başkanının gücü arasındaki farkı fark etmeyen ahmaklara bakın. Ondan sonra da ahmaklıklara, ahmaklık denildiği zaman kızıyorlar. Benim dokunulmazlığım yok. Ben de ahmak dedim. Bekleriz, buyur birader” dedi.
Ülkemizde yıllardır yanlışlıklarla karşılaştık. Darbelerle, vesayetlerle, sopalarla, işkencelerle karşılaştık. Ama darbe dönemlerinde dahi darbe sonrasında dahi yargının bu derece emir eri olduğu o cübbelere, düğmelerin dikildiği bir döneme hiç rastlamadık. Demek ki neymiş? Kazanmak zorundayız. Demek ki neymiş? Yargının bağımsız, korkusuz, objektif, tarafsız olabilmesi için kazanmak zorundaymışız. Şimdi evet elbette kazanacağız.
“İMAMOĞLU’NU VERİRSEK YUH OLSUN BİZE”
Ekrem İmamoğlu üzerinden hepimizin iradesi test ediliyor. Buradaki duruşumuza göre milletimizin iradesine göre sonrasına bir yol, bir yolculuk başlayacak. Ben bir İstanbul mukimiyim. Yıllarca İstanbul milletvekilliği görevini sürdürdüm. Bir İstanbullu olarak, oy vermiş bir insan olarak diyorum ki eğer biz İmamoğlu’nu verirsek eğer biz bu haksız, bu hukuksuz kararla mücadele etmezsek eğer bu hizmetlere duyulan öfkenin neticesinde bu belediye başkanlarımızın çalışmalarının önüne geçmek için her türlü haksızlığı, hukuksuzluğu yapanların karşısında dimdik duramazsak yuh olsun bize. Yuh olsun hepimize. Hukuksuzlukları bire bir yaşamış, işkenceleri görmüş bir nesiliz. Eğer biz buna boyun eğersek yuh olsun bizim nesle. Dolayısıyla öncelikle Ekrem İmamoğlu’nun arkasında, görüşümüz ne olursa olsun mutlaka duracağız. İstanbullular olarak duracağız. Kadınımızla, erkeğimizle, gencimizle duracağız. O kolay olmayacak. İmamoğlu üzerinden diğer belediye başkanlarımıza bir yolculuk başlatacaklar emin. Niçin bu oldu? Bunun niye oldu? 150 günde 190 projenin hayata geçmesinde görün.
“AÇ KALACAKSINIZ DENDİ”
Dendi ki bunlar hiçbir şey yapmaz. İş başına geldiklerinde hak, hukuk ortadan kalkacak, aldığınız bütün belediyeye dair yardımlar ortadan kalkacak. Yapılan bütün sosyal belediyecilikleri ortadan kalkacak, siz aç kalacaksınız dendi. 100 bin eve süt gidiyor, 400 bine yakın aileye yardım yapılıyor. Şimdi ben İstanbul’un ve Ankara’nın çok derin yoksul evlerine giriyorum. Ne görüyorum biliyor musunuz oralarda? Türkiye’nin her yerinden gelmiş ailelerin evlerinde bizim belediye başkanlarımızın yardım kartlarını görüyorum. Yani gürültüyle erzak götürüp fotoğraf çektirmek yerine kimsenin bilmediği, içine paranın konulduğu kartlar görüyorum. Et alınamayan evlere o kartlar sayesinde et giriyor. Birçok evde doğal gaz pahalılığından yanmıyor. O evlere doğal gaz yardımı gidiyor.
“ANT OLSUN GÜMBÜRTÜYE GİTMEYECEKSİN”
İşte bunları yaptığınız için bugün sen gittin gümbürtüye, ama gitmeyeceksin. Söz olsun gitmeyeceksin. Ant olsun gitmeyeceksin. Burası arkanda. Buradaki bütün siyasiler arkanda. Altılı Masa’nın tamamı arkanda. Çünkü seni verirsek Muhittin Böcek’i de vermiş oluruz. Seni verirsek Ankara’yı vermiş oluruz. Seni verirsek bunlara Türkiye’nin geleceğini vermiş oluruz. Dolayısıyla Atatürk’ün dediği gibi “geldikleri gibi gidecekler” inşallah.
“MİLLETİN İRADESİNİN ARKASINDAYIZ”
Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu da şunları söyledi: İstanbullular, 2019’da iki kez bir irade beyanında bulunmuşlar ve bu aziz şehrin mührünü, şehremini olarak Sayın İmamoğlu’na vermişlerdi. Bu, İstanbulluların iradesiydi. Kimse, ‘Bu iradeyi beğenmiyorum’ diyemez.
Kimse, ‘Bu iradeyi tanımıyorum’ diyemez. Siyasi görüş farklılıklarımızı bir kenara koyarak, Saraçhane’de bir ses yükselttik. Ve dedik ki: İstanbullunun iradesinin, milletin iradesinin arkasındayız. Yargıyı siyasallaştırarak, millet iradesine tahakküm koymak isteyenlerin dimdik karşısındayız. Ne olursa olsun karşısındayız. Bedeli ne olursa olsun bu müdahalenin karşısındayız.”
ALTILI MASA MESAJI
Yine anlamlı bir zamanlama. Dün değerli Genel Başkanlarla birlikte, 10 saate yakın baş başaydık bir odada. Ama huzurla, nezaketle, karşılıklı saygıyla ve en önemlisi de bu ülkenin derdiyle, milletiyle dertlenerek, halleşerek bir gelecek perspektifi çizmeye çalıştık. Senaryolar ürettiler: ‘Altılı Masa çökecek. Bugün çökecek, yarın çökecek.’ İşte dün gösterdik ki; sizin senaryolarda ne yazarsa yazsın, milletin kaderinde Altılı Masa olacak ve olmaya devam edecek. Bu perspektif içerisinde, çok açık ve net bir şekilde dünkü açıklamamızda, Sayın İmamoğlu’na verdiğimiz desteği bir kez daha teyit ettik. Altılı Masa olarak, milli iradenin arkasında, milli iradeye karşı olanların dimdik karşısında olacağız. Ve bu yolla bize 2023 seçimleri üzerinden mesaj vermek isteniyor ve deniyorsa ki; ‘Öyle hamleler yaparız ki, sizin iradenize ipotek koyarız.’ İşte buradan söylüyoruz: Asla ipotek koyamayacak ve 2023’ün demokrasi yılı olmasına asla engel olamayacaksınız.”
“İBB BAŞKANLARININ EN ZORLU SINAVI, METRO SINAVIDIR”
Törenin ev sahibi İmamoğlu ise 150 Günde 150 Proje” parolasıyla çıktıkları yolculukta, 190’ncı hizmeti, Dudullu-Bostancı metro hattını vatandaşların kullanımına açarak başardıklarını söyledi.
İmamoğlu şöyle konuştu:
Sadece ülkemizin değil, aynı zamanda tüm Avrupa’nın en büyük şehri olan İstanbul’u yöneten büyükşehir belediye başkanlarının mutlaka geçmek zorunda oldukları bir sınav vardır. Belediye başkanları, o sınavdan geçemezlerse, diğer bütün derslerden geçmiş olsalar bile, sınıfta kalırlar. İBB başkanlarının en zorlu sınavı, metro sınavıdır. Ne dünyadan ne de Avrupa’dan bu konuda geri kalamazdık. O yüzden 3,5 yıldır enerjimizin ve odağımızın en az yarısını, raylı sistem inşaatlarına adadık. 3,5 yılda, bugünkü açılış dahil, İstanbul’a kazandırdığımız metro hattı uzunluğu 46.2 kilometreye ulaştı. Daha fazlasının imalatına devam ediliyor. Bu 46 kilometrenin tamamını, A’dan Z’ye biz yapmadık. Ama bu 46 kilometrelik hattın, biz göreve gelmesek açılamaz, hala duran inşaatlara dönüşmüş olurdu. Bu çok açık ve nettir” dedi.
TEŞEKKÜR ETTİ, ERDOĞAN’A GÖNDERMEDE BULUNDU
Önceki dönem İBB Başkanları Bedrettin Dalan, Nurettin Sözen ve merhum Kadir Topbaş’a metro hizmetlerinden dolayı teşekkürlerini ileten İmamoğlu şöyle devam etti:
Sıralamayı anlatmayacağım. Sıralamayı anlatırsam, işin ucu başka yere gider. Bazılarında kilometrelerden bahsederken, bazılarında metrelerle bahsetmek zorunda kalırım, işin o tarafına girmeyeceğim. Eskiden beri istatistik bilimini severim. Ama detayına girip, kalp kırmayacağım. Çünkü derdim ne kimseye nispet yapmak, ne de kendimizi öne çıkarmak. Çünkü İstanbul, hepimizindir. Her ne kadar eksikleri olursa olsun, bu 46 kilometrelik hatlarda, benden önce emeği geçen tüm başkanlara, o dönemlerin İBB yöneticilerine ve müteahhitlerine de teşekkür etmeyi borç bilirim. Yaşama veda edenlere de bir kez daha Allah’tan rahmet dilerim. Türkiye’de siyasi rakibe, daha doğrusu her alanda rakibe teşekkür etmek, bir işe emek harcayanların hakkını teslim etmek, ‘Tebrikler ve teşekkürler’ demek, sağ olsun bu iktidar zamanında, tabiri caizse, haram, günah oldu. ‘Aman ona iyi bir şey deme, her şeyi ben yaptım de geçsin gitsin, aman adını ağzına alma, aman teşekkür etme’ demek, AK Parti düsturu oldu. Biliyorsunuz; Ak Partili bir ilçe belediye başkanı, ilçesine yaptığımız hizmet için teşekkür edince, başına gelmedik olay kalmıyor. Ben, o hak yiyenlerden olmadım, olmayacağım. O yüzden, ağız dolusu ile İstanbul’a hayırlı hizmetlerde bulunmuş herkese ama herkese şükranlarımı sunuyorum
“MİLLETİMİZ BUNU SANA YAPTIRMAZ”
Milletimizin vergilerini en hesap verebilir şekilde değerlendirme zorunluluğumuz vardır. Devlet insanı olmaktan bahsediyorum. Bize milletin verdiği bu görev, bu kadar yalındır, anlaşılırdır. İşte bu yalın yetkiyi sindiremez, milletin seçtiği kişi olarak millete efendilik yapmaya kalkarsan ne olur biliyor musun?
İstanbul’un bu halis yönetimine el koymak adına her türlü kumpası yapmaya kalkarsınız. Yaratmak istedikleri tam bir demokrasi krizidir. Bunu yapmaya çalışırsın, yapmak istersin, belki o ahlakın, o sürecin bir parçası olabilirsin ama buradan söylüyorum: Bu millet, milletimiz bunu sana yaptırmaz. Milletimizin cevabını hatırlamak isteyenler; 31 Mart, 6 Mayıs ve 23 Haziran arasındaki süreci hatırlasın. İşte benim bahsettiğim, ‘Gök kubbeyi başınıza yıkmanın’ tasviri budur. Onu başka yere çekmeye çalışanlar, bunu anlatsınlar. Anladığınızı da düşünüyorum. Anladığınızı da hissetmek istiyorum.
Artık şunu öğrenecekler: Milletin seçtiğini, ancak millet değiştirir. Kıymetli Genel Başkanlarımın huzurunda haykırıyorum; ‘İstanbul için adalet, Türkiye için adalet… 2023’te, Cumhuriyet’imizin yüzüncü yılında, tüm Türkiye’ye bereket gelecek. Bu ülkenin tadını, bereketini kaçıranlar, evlerine geri gidecek. Tek kişinin hükümeti gidecek, yerine milletin hükümeti gelecek. ‘Millet’in hükümeti’, bu ülkeye bolluk, bereket getirecek. ‘Millet’in hükümeti’; hukuk ve adalet, huzur ve kardeşlik getirecek. Demokrasi krizi çıkaranlara karşı, büyük bir haysiyet mücadelesi vereceğiz.”
Konuşmaların ardından kesilen kurdele ile Dudullu-Bostancı metro hattı hizmete girdi. Kılıçdaroğlu, Akşener ve Davutoğlu, İmamoğlu rehberliğinde Bostancı İstasyonu’ndan Parseller İstasyonu’na kadar yeni hattı deneyimledi.
4 İLÇEDEN GEÇECEK
İBB; 4 ilçeden geçecek 14,3 km uzunluğundaki 13 istasyonlu (Bostancı, Emin Ali Paşa, Ayşekadın, Kozyatağı, Küçükbakkalköy, İçerenköy, Kayışdağı, Mevlana, İMES, Modoko-Keyap, Dudullu, Huzur, Parseller) Dudullu-Bostancı metro hattının yapımına, 26 Şubat 2016’da başladı. Yüzde 55 seviyesine ulaşan imalat işlemleri, finansman yetersizliğinden dolayı, 2019 yılının Mart ayında durma noktasına geldi. 23 Haziran 2019 seçimlerinin ardından göreve başlayan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, durmuş metro hatları konusuna öncelik verdi ve finans kaynağı bulma konusuna yoğunlaştı.
Anadolu Yakası’nda, toplamda yaklaşık 1,7 milyon kişinin yaşadığı Maltepe, Kadıköy, Ataşehir ve Ümraniye ilçelerini birbirine bağlıyor. Hat ile deniz hatları ve diğer raylı sistem hatlarıyla farklı noktalarda entegrasyon sağlanıyor. Son teknoloji elektro-mekanik sistemle yapılan hat, “Tam Otomatik Sürücüsüz Metro” olarak hizmet verecek ve 90 saniyede bir sefer yapılabilecek.
Bostancı – Dudullu arasını 21 dakikaya indirecek metroyla, saatte tek yönde 44 bin 400 yolcu taşınabilecek. İstasyonlarda güvenlik için rayla düşmeyi engelleyici “Tam Boy Peron Ayırıcı Kapılar” kullanıldı. Yatırım kapsamında, Bostancı’da 869, Kozyatağı’nda da 1.962 olmak üzere toplamda 2 bin 831 araçlık yer altı otoparkı yapılıyor.