Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15. Büyükelçiler Konferansı’nda kayda değer açıklamalarda bulundu. Erdoğan, Türkiye’nin dış politikasının etkinliğini artırarak küresel barışa katkıda bulunmaya devam edeceğini belirtti. Konuşmasında Gazze’deki insanlık dramı, İsrail’in politikaları ve Suriye’deki iç savaş gibi meseleleri ele alan Erdoğan, Türkiye’nin bu sorunlara yönelik çözüm girişimlerini yineledi. Türkiye’nin dış politika hedeflerini açıklarken “Eli kanlı zalim bir rejime karşı zafer kazanacaklarına yürekten inanıyoruz” dedi ve Türkiye’nin Suriye’deki insanlarına olan desteğini bir kez daha vurguladı. Bunun yanında, Türk diplomatik misyonlarının dünya genelinde artan etkinliğine değinerek “Farklı kıtalarda 261 diplomatik misyon ile dünyanın en geniş üçüncü temsil ağına sahip olan Dışişleri Bakanlığımıza başarılar diliyorum” ifadelerini kullandı. Erdoğan, Türkiye’nin dış politika çabalarının hem bölgesel hem de küresel barışa katkıda bulunduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze’deki katliamlar ve İsrail’in tutumunu sert bir şekilde eleştirerek, “İsrail hükümetinin ısrarla ve inatla gittiği yol asla doğru bir yol değildir” dedi. Bu ifadeleri, Gazze’deki insanlık dramının sona ermesi gerektiğine dair güçlü bir mesaj olarak değerlendiriliyor. Erdoğan, İsrail’in bölgedeki çatışmalara zemin hazırladığını belirterek, uluslararası toplumun bu durumu durdurmak için etkin adımlar atması gerektiğini ifade etti. Gazze’deki 14 aylık çatışmalardan ve 50 binden fazla Filistinlinin hayatını kaybetmesinden bahsederek, “Buna mutlaka dur denilmelidir” diyerek Gazze’deki insani krizi dile getirdi ve uluslararası toplumun kayıtsız kalmasını eleştirdi. Türkiye’nin bu konudaki kararlılığını ifade eden Erdoğan, “Türkiye, Gazze’deki kan deryasının sona erişi için elini taşın altına koymaya hazırdır” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’deki iç savaşın sorumlusunun Esad yönetimi olduğunu belirtti. “Esad arkasında enkaz bırakarak kaçtı” diyerek Esad’ın halkına uyguladığı şiddeti ve yıkımı sert bir biçimde eleştirdi. Ayrıca, Suriye’de barış için mücadele eden halkların yanında olduklarını yineleyerek Türkiye’nin bu konudaki rolünü sürdüreceğini belirtti. Erdoğan, Türkiye’nin dış politikasının barışı sağlamak amacıyla etkin bir şekilde yürütülmeye devam edileceğini söyledi. “Bölgede değişen dinamikler daha elverişli hale gelmiştir” diyerek Türkiye’nin Gazze ve Suriye’deki gelişmelere müdahale etmek için gerekli adımları atacağını belirtti. Kalıcı barış için uluslararası iş birliğinin şart olduğunu da ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarının tam metni ise şu şekildedir: “Bölge kalkınma idarelerimiz aracılığıyla 81 ilimizde hayata geçirilen ‘Anadolu’dakiler’ projesi, ülkemizin coğrafi, kültürel ve geleneksel zenginliklerini koruyup tanıtmayı amaçlıyor. Proje ile 3B teması olan birikim, beceri ve bereket dijital platforma aktarılıyor ve yerel üretimlerin desteklenmesi hedefleniyor.”
“TÜRKİYE YÜZYILI’NA GÜÇLÜ BİR ADIM ATTIK”
“Bu topraklardaki son devletimiz olan ayyıldızlı al bayrağın altında huzur bulduğumuz Türkiye Cumhuriyeti, geçtiğimiz yıl 100. yaşını geride bıraktı. Bu vesileyle devlet ve millet olarak 85 milyon kişi Cumhuriyetimizin 1 asırlık kazanımlarını koruma kararlılığımızı gösterdik. Yepyeni bir ruhla Türkiye Yüzyılı’na güçlü bir adım attık. Bölgede huzurun, barışın, refahın sağlanması için Türkiye Yüzyılı hedeflerinin küresel ölçekte hayata geçirilmesinde Dışişleri Bakanlığı’na önemli görevler düşmektedir. Küresel sistemin çıkmaza girdiği, uluslararası toplumun reflekslerini kaybettiği zor bir dönemden geçerek, çok taraflı yönetim mekanizmalarının etkisiz kalmasının sıkıntılarını yaşıyoruz.”
“İSRAİL’E MUTLAKA ‘DUR’ DENİLMELİDİR”
“Uluslararası kuruluşlar, savaş ve çatışmaları önlemek bir yana, sergiledikleri pasiflik ile yeni çatışmalara zemin hazırlıyor. Dış politika paradigmasını daha dinamik ve etkin hale getirmek, ülkemizin geleceği açısından son derece önemlidir. Gazze’de ve işgal altındaki Filistin topraklarında 14 aydır devam eden katliamların durdurulabilmesi için uluslararası toplumun kayıtsız kalması kabul edilemez. İsrail yönetiminin yaşanan travmaları göz ardı ederek her gün yeni saldırılara imza atması, bölgeyi daha karmaşık bir hale getiriyor. Uluslararası toplumun kayıtsızlığı, sistemdeki değerlerin yok olmasına neden olmaktadır. Buna mutlaka bir son verilmelidir.”
“SAMİMİ İRADEYLE MUTLAKA NETİCE ALINIR”
“İsrail hükümetinin ısrarla ve inatla gittiği yol açıkça bir yanlış yoldur. Bu durum yalnızca Gazze ve Filistin için değil, Suriye için de geçerlidir. Türkiye, kalıcı bir ateşkes ve barış fırsatına ihtiyacın acil bir şekilde gözden geçirilmesi gerektiğini savunuyor. Türkiye, Gazze’deki kan deryasının bir an önce sona ermesi için her türlü desteği vermeye hazırdır. İsrail hükümeti ve uluslararası güçlerin Gazze’de barış sağlanması için inisiyatif alması gerektiğine inanıyoruz. Samimi bir irade olursa güzel sonuçlar elde edilecektir.”
“TÜRKİYE SURİYELİ KARDEŞLERİNE GÖNLÜNÜ AÇTI”
“Suriye son iki hafta içinde büyük değişimlere sahne olmuştur. Esed rejimi Suriye’yi terk ederek ardında büyük bir yıkım bırakmıştır. Kötülük artık sona ermiştir. İnşallah bu zor dönem geride kalmıştır. Türkiye, başından beri hakkı, adaleti ve kapsayıcı bir sistemin inşasını savunmuş, Suriyeli kardeşlerine kapısını ve gönlünü açmıştır.”
“SURİYELİ KARDEŞLERİMİZ ZAFERİ KAZANACAKTIR”
“Hükümetimizin engellemelere ve haksız eleştirilere rağmen 13 yıldır sürdürdüğü insani politikanın doğruluğu açıkça kanıtlanmıştır. Türkiye, ne kendi vatandaşlarına ne de Suriyeli kardeşlerine mahçup olmamıştır. Esed’in sözde af ilanlarına inanmadıkları gerçeği, Suriyeli kardeşlerimizin memleketlerine dönme isteksizliğini de gözler önüne seriyor. Hapishaneler, gerçek birer insan mezbahası durumundadır. Suriyeli kardeşlerimizin ülkenin inşası için karşılaşacakları pek çok zorluk vardır. Savaş cephesinde zafer kazanan Suriyeli kardeşlerimizin gelecekte de zafer kazanacağına yürekten inanıyoruz. Temennimiz, yeni yönetimin Suriye halkının tüm kesimlerini kucaklayıcı bir anlayışla yoluna devam etmesidir.”
“TERÖR ÖRGÜTÜYLE TAVİZSİZ MÜCADELE EDECEĞİZ”
“Yeni dönemde Türkiye, Suriye halkının yanında olmayı sürdürecektir. Suriyeli kardeşlerimize ihtiyaç duyduklarında her türlü desteği vereceğiz. Tıpkı Suriye gibi Irak’ın toprak bütünlüğü ve egemenliğinin korunması da bizim için kritik bir öneme sahiptir. PKK terör örgütüyle olan mücadelemiz kesintisiz devam edecektir. Ülkemiz, Rusya-Ukrayna savaşı sırasında dengeli bir politika izleyerek önceliğini adil barışın sağlanmasına vermiştir. Amacımız ateşe benzin dökmek değil, yangını söndürmektir. AGİT Genel Sekreterliği’ne Sayın Feridun Sinirlioğlu’nun atanması barış çabalarına katkı sağlayacaktır. Karabağ’ın kurtulması ile elde edilen fırsatın Azerbaycan ile Ermenistan arasında barış anlaşması ile sonuçlanmasını bekliyoruz.”
“HARİCİYEMİZ GÜÇLÜ MÜKTESEBATA SAHİPTİR”
“Türk diplomasisi, tarihi boyunca edindiği deneyimi değişen şartlara uyarlayarak milli menfaatlerimizi ön planda tutarak barışa yönelik çabalarını sürdürmektedir. Son dönemlerde güvenlik konseptlerinde önemli değişiklikler yaşanmaktadır. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra kurulan ittifaklar ve güvenlik anlaşmaları sorgulanmakta, savunma harcamaları önemli ölçüde artmaktadır. Yeni tehditler nedeniyle milli güvenlik kavramının kapsamı da genişlemektedir. Düzensiz göç ile yabancı karşıtlığı ve İslam düşmanlığı gibi konular da artık milli güvenlik kapsamında ele alınmaktadır. Türkiye bu tehditlerle mücadelede güçlü bir müktesebata sahiptir.”
“DIŞİŞLERİ’NDEN BEKLENTİ HER ZAMAN YÜKSEKTİR”
“Türkiye, oyun kurucu bir aktör olarak etkili bir güç konumunu her geçen gün pekiştirmektedir. Çeşitli ülkelerden muhataplarımız bu gerçeği kabul etmeye başlamıştır. Hedeflerimiz ve ideallerimiz büyük olsa da bunları hayata geçirecek diplomatik kapasite ve stratejik hareket kabiliyetine sahibiz. Bu kapasiteyi sürekli geliştirip daha ileri noktalara taşımamız gerekmektedir. Yeni ve çığır açan teknolojileri dış politika stratejimize bir an önce dahil edip Çağ’ı geride bırakmamak önemlidir. Milletimiz ve devletimiz Dışişleri’nden beklemektedir. Dışişleri teşkilatımızın bu beklentileri karşılayacağına inancım tamdır. Dışişleri Bakanlığımız teröristlerin hedefinde olan kurumların başında gelmektedir. Görevi başında şehit olan tüm diplomatlarımızı rahmetle anıyor, diplomatlarımızın en zorlu coğrafyalarda canları pahasına görevlerini sürdürdüklerini belirtmek istiyorum.”
“SAVUNMA SANAYİNDE YERLİLİK ORANI YÜZDE 80”
“Yakın tarihimiz incelendiğinde görüyoruz ki Türkiye, hem savunma ihtiyaçlarını karşılama aşamasında hem de 40 yıllık terörle mücadelede önemli başarılar elde etmiştir.” Orijinal Başlık: Erdoğan: Esad geride yıkıntılar bırakarak kaçtı
Gerekli desteği, müttefiklerinden maalesef bulamadı. Aksine, çoğu zaman yaptırım ve ambargolarla karşı karşıya kaldı. Savunma sanayinde tarihi adımlar attık. Son yıllarda elde ettiğimiz momentum ile savunma sanayi ürünlerimizdeki yerli üretim oranı yüzde 80’in üzerine yükseldi. Ülkemize yönelik gizli ve açık yaptırımların zamanında aşılması için sizlerden proaktif ve aktif yaklaşım sergilemenizi bekliyorum. “İş insanları ve yatırımcılarımızla güçlü işbirliği” Milli teknoloji ürünlerimizin dost ve kardeş ülkelerin barış ve güvenliğine katkıda bulunması, müttefiklerimizin yararlanması için büyükelçilerimizin çabalarıyla daha da kolaylaşacaktır. Dijital dönemin sunduğu fırsatlardan en iyi şekilde faydalanmanız, yeni teknolojilerin sağladığı imkânlardan yararlanmanız, dış politikadaki hareket kabiliyetimize olumlu yönde etki edecektir. Hibrit tehditlere karşı dikkatli olmalısınız. Batı ülkelerini etkisi altına alan kültürel ırkçılık ve İslam düşmanlığı da önemli bir konudur. Kutsal kitabımıza yönelik pervasızca yapılan saldırılara birçok kez şahitlik ettik. Bu saldırılarla etkili bir şekilde mücadele etmemiz oldukça önemlidir. Yapılan saldırıların kaydedilmesi ve yargılama süreçlerinin takip edilmesi hepimiz için büyük önem taşımaktadır. Küresel ticarette korumacı eğilimlerin artış gösterdiği bu dönemde, yurt dışındaki iş insanlarımız ve yatırımcılarımızla daha fazla işbirliği içinde olmanızı bekliyorum. Türk dünyasının birlik ve beraberlik entegrasyonunun güçlendirilmesi, Türk diplomasisinin liderliğinde olmalı.