15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen darbe girişimi, örgütün gerçek amacını gözler önüne serdi. Yolsuzluk ve makam hırsı gibi sorunlar, örgüt içinde ciddi bölünmelere sebep oldu. FETÖ lideri Fethullah Gülen’in sağlık durumunun kötüye gitmesi, liderlik çekişmesini körükleyerek iç çatışmaları daha görünür hale getirdi.
Örgüt İçi Çatışmaların Nedenleri Darbe girişiminin başarısız olmasının ardından bir öz eleştiri sürecinin yaşanmaması, sorumluların cezalandırılmaması ve Gülen’i eleştirenlerin örgüt dışına itilmesi, iç çatışmaların alevlenmesine katkıda bulundu. Aynı zamanda, yolsuzluk iddiaları, geçmişteki hatalar üzerine ısrar ve toplanan yardımların akıbetine ilişkin örgüt içindeki eleştiriler, bölünme süreçlerini derinleştiren faktörler arasında yer alıyor.
FETÖ Elebaşı Fethullah Gülen’in Ölümü
FETÖ’de Beş Ayrı Grup
- Gelenekçiler: Gülen’e bağlı kalan bu grup, onun öğretilerinin değişmeyeceğini ve zamanla haklı çıkacaklarını savunuyor. Örgüt içindeki tüm sorunları göz ardı ederek düzenin sürmesini destekliyorlar. İsmail Büyükçelebi bu gruba liderlik ediyor.
- Yenilikçiler: Gelenekçileri eleştiren bu grup, daha şeffaf ve hesap verebilir bir yapı talep ediyor. Liyakat sistemini savunarak örgüt içinde artan bir destek kazanıyorlar.
- Barbaros Kocakurt Grubu: Kocakurt’un liderlik ettiği bu grup, özellikle örgütün finansal gücünü elinde bulunduran Mustafa Özcan’a karşı çıkıyor.
- MÖZ (Mustafa Özcan) Grubu: Özcan, örgütün mali kaynaklarını kontrol eden güçlü bir figür olarak öne çıkıyor. Balyoz ve Ergenekon gibi davalarda aktif rol almış olan Özcan, örgüt içinde önemli bir liderlik pozisyonuna sahip.
- Tarafsız Grup: Örgüt içindeki çatışmalarda net bir tutum almaktan kaçınan akademisyen ve gazetecilerden oluşuyor. Çıkar ilişkilerine bağlı hareket eden bu kişiler, örgütün mali yapısına göre pozisyon alıyor.
Peki Şimdi Ne Olacak? Gülen’in daha önce bir arada tuttuğu yapının, bundan sonraki süreçte tamamen dağılmayabileceği, ancak içinden birçok farklı yapının çıkabileceği olasılığı üzerinde durulması gereken bir konudur. Bununla birlikte, liderin ölümünün ardından yaşanacak değişim süreciyle birlikte örgütün bambaşka bir şekil alması da göz ardı edilmemesi gereken bir durumdur.