Orijinal Başlık: Gazze’ye ne kadar insani yardım ulaşıyor?
Yardım kuruluşları, İsrail’in neredeyse tamamen dışa bağımlı olan 400 bin Filistinlinin yaşadığı Gazze’nin kuzeyine gıda yardımını engellemekle suçlanıyor. ABD, İsrail hükümetine Gazze Şeridi’ne insani yardım teslimatlarını artırması için 30 gün süre tanıdığını açıkladı; aksi takdirde askeri yardımın bir kısmının kesilebileceği belirtildi. Peki, bölgeye ulaştırılan insani yardım durumu nedir? Gazze’nin ne kadar yardıma ihtiyacı var ve bu yardımlar ne oranda bölgeye ulaşıyor? Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşler Koordinasyon Ofisi’ne (OCHA) göre, Ekim 2023’te çatışmalar başlamadan önce günde ortalama 500 kamyon yardım Gazze’ye giriş yapıyordu. Ancak bu sayı Eylül 2024 itibarıyla sadece 52 kamyona düştü. Türkiye, İsrail’e karşı ‘soykırım’ davasına katılmak için başvuruda bulundu; peki şimdi ne olacak?
İsrail, Gazze’deki insanlara ‘burayı terk edin’ uyarısı yaptı. ABD’nin, İsrail’e askeri yardımı kesme tehdidi ise ‘tutulmayan sözlere olan öfkenin bir yansıması’ olarak değerlendiriliyor. Gazze’de ateşkes görüşmelerinden bir sonuç çıkmadı. ABD, müzakerelerin ‘yapıcı ilerlediği’ konusunda ısrarcı. Haziran ayının sonuna kadar günde ortalama 65 yardım kamyonu bölgeye girebildi. Nisan ayından bu yana, bir gün bile 100’den fazla insani yardım kamyonunun bölgeye girmesi mümkün olmadı. BM, iki hafta boyunca Gazze’nin kuzeyine hiç gıda tedariği sağlanmadığını ve bölgede bulunan 400 bin kişinin temel ihtiyaçlar konusunda büyük sıkıntı yaşadığını duyurdu. OCHA, bu yardımların yetersizliğinin sonuçlarını şöyle sıralıyor: Nüfusun yüzde 96’sı (2,15 milyon kişi) ciddi gıda güvensizliği riski ile karşı karşıya. Nüfusun yüzde 22’si (495 bin kişi) ise aşırı gıda güvensizliğinin pençesinde ve açlık tehlikesi ile karşı karşıya. 2024 yılı itibarıyla 50 binden fazla çocuk, beslenme yetersizliği nedeniyle tedaviye ihtiyaç duyuyor.
BM’ye bağlı Yakın Doğu’daki Filistin Mültecilerine Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA), Gazze’deki tarıma elverişli arazinin yüzde 70’inin yok olduğunu bildirdi. UNRWA’ya göre, Gazze’deki nüfusun neredeyse tamamı gıda yardımı almaya muhtaç durumda. BM, Ağustos ayında 1 milyon, Eylül’de ise 1,4 milyon Gazzeliye gıda yardımının ulaşmadığını bildirdi. UNRWA, ayrıca 100 bin ton gıda yardımının, erişim kısıtlamaları, hasarlı yollar ve asayiş sorunları nedeniyle Gazze’ye giremediğini açıkladı. OCHA, yardım teslimatlarının bir kısmının İsrail ordusuna bağlı Koordinasyon ve İrtibat İdaresi (CLA) tarafından ‘lojistik, operasyonel ya da güvenlik sebepleriyle’ reddedildiğini belirtti. BM, Eylül ayında CLA’den Gazze’nin kuzeyine 175 yardım teslimatı için izin istedi ve bunlardan 78’inin gerçekleştirildiğini bildirdi. Aynı dönemde Gazze’nin güneyi için yapılan 491 yardım görevi başvurusunun 227’si onaylandı.
ABD, yardımları deniz yoluyla ulaştırmak amacıyla Gazze Şehri’nin güneyinde birkaç yüz metre uzunluğunda bir yüzer iskele inşa etti. Bu iskele 17 Mayıs’ta faaliyete geçti. Kıbrıs’ta yüklenen kamyonlar deniz kuvvetlerinden iskeleye aktarıldı ve sahildeki bir depolama alanında yük boşaltılmaya başlandı. ABD ordusu, iskele üzerinden günde yaklaşık 90 kamyonun yardımları bölgeye ulaştırmasının beklendiğini ve bu rakamın günde 150 kamyona çıkabileceğini duyurdu. Ancak iskelenin kullanılamaz hale gelmesi için 28 Mayıs’ta dalgalı denizde parçalandığı bildirildi. Onarıma ihtiyacı olan bazı iskele parçaları İsrail’in Aşdod Limanı’na gönderildi. İskeleden Mayıs, Haziran ve Temmuz aylarında sınırlı sayıda yardım teslimatı gerçekleştirildi.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve Savunma Bakanı Lloyd Austin, İsrail hükümetine bir mektup yazarak, ABD’nin Gazze’deki giderek kötüleşen insani duruma yönelik derin endişelerini ifade etti. Bu mektupta, İsrail güçlerinin Eylül ayında Gazze’nin kuzeyi ve güneyi arasındaki insani yardım akışının neredeyse yüzde 90’ını engellediği belirtildi. Ayrıca, İsrail’in yardım akışını artırmak için ‘acilen 30 gün içinde’ önlemler alması gerektiği ve bu durumun gerçekleşmemesi halinde ‘ABD politikaları açısından sonuçları olabileceği’ ifade edildi. Mektupta, Washington tarafından gönderilen insani yardımları engelleyen ülkelere askeri yardımın yasaklanabileceği vurgulandı; ancak Washington hükümeti, mektubun kamuoyuyla paylaşılmasını planlamadığını açıkladı. İsrail, Gazze’ye insani yardım konusunda herhangi bir kısıtlama olmadığını savunuyor ve BM kurumlarını yardımı etkili bir şekilde dağıtamamakla eleştiriyor. İsrail, ayrıca Hamas’ı da insani yardımları çalmakla suçluyor; buna karşın Hamas bu iddiaları reddediyor. Gazze’ye insani yardımları koordine eden Bölgelerdeki Hükümet Faaliyetleri Koordinatörü (COGAT), Mayıs ayında BBC’ye yaptığı açıklamada, bölgeye insani yardımların yanı sıra çok sayıda ticari kamyonun da erzak tedarik ettiğini bildirmişti. Bir İsrail hükümeti sözcüsü, İsrail devletinin ABD’den gelen mektubu incelediğini, bu meselenin ciddiye alındığını ve ABD’li mevkidaşları tarafından dile getirilen endişelerin çözülmesini talep ettiklerini açıkladı.
Yardım eksikliği gelecekte ne tür tehlikeler doğurabilir? Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırılması (IPC) çalışmasına göre, Gazze’de 1,1 milyon insan, felaket düzeyinde gıda güvensizliği riski altındadır. IPC, Gazze’nin kuzeyinde tahminen 210 bin kişiyi kapsayan bir kıtlık tehlikesinin olduğu bilgisini veriyor. Kıtlık, Uluslararası Kurtarma Komitesi tarafından yetersiz beslenme, açlık ve ölüme Yol açan yaygın şiddetli gıda yoksunluğu olarak tanımlanıyor. IPC, Gazze’nin orta ve güney kesimlerinde de bu dönem içinde yüz binlerce kişiyi kapsayacak bir kıtlık yaşanabileceğini ifade ediyor. İnsan hakları kuruluşu Euro-Med Human Rights Monitor, Gazze’deki sağlık yetkililerinin Refah saldırısının başlamasından bu yana kıtlığa bağlı olarak 30 ölümü resmi olarak kayda geçirdiğini ve insanların artık her gün açlıktan hayatını kaybettiğini bildiriyor. Euro-Med Human Rights Monitor, Birleşmiş Milletler ve diğer yetkililere Gazze Şeridi’nde resmi olarak kıtlık ilan etmeleri çağrısında bulundu. COGAT ise, durumun o kadar da kötü olmadığını savunuyor. Sasson, ‘Günde 400 yardım kamyonu gönderirken kıtlık mı olabilir?’ diyerek durumu sorguladı.