Güney Kore’de Cumhurbaşkanı Yoon Suk Yeol, beklenmedik bir şekilde yaptığı ulusa sesleniş konuşmasında “sonuna kadar savaşma” taahhüdünde bulundu. İki gün sonra Meclis’te görevden alınma oylamasıyla karşılaşacak olan Yoon, ülkesini devlet karşıtı güçlere karşı korumak için var gücüyle mücadele edeceğini ifade etti. “Hükümeti felç eden ve ülkenin anayasal düzenini tehdit eden suç örgütleriyle mücadele edip Kore Cumhuriyeti’nin geleceğini koruyacağım” diyen Yoon, Cumartesi günü sıkıyönetim ilanı dolayısıyla halktan özür dilediğinden beri kamuoyunda görünmemişti. Yoon’un konuştukları arasında sıkıyönetim ilanının yarattığı endişeler nedeniyle bir kez daha özür dilemesi de yer aldı.
Güney Kore Cumhurbaşkanı’nın sıkıyönetim ilan etmesinin nedenleri araştırılıyor. Devletin lideri, sıkıyönetim kararını bir “idari eylem” olarak savunurken, ülke medyasında Yoon’un makamının ikinci kez polis tarafından basıldığına dair haberler gündeme geldi. 3 Aralık’taki sıkıyönetim ilanı nedeniyle hakkında isyan soruşturması başlatılan Yoon’un ülke dışına çıkması da yasaklandı. Daha önceki azil oylaması, Yoon’un Halkın İktidarı Partisi (PPP) üyelerinin boykotu yüzünden sonuçsuz kalmıştı. Sıkıyönetim ilanından sonra, PPP Milletvekilleri güvenlik kordonunu aşarak sıkıyönetim kararının geri alınmasına yönelik oylama gerçekleştirdi. Yoon ise saatler sonra sıkıyönetim kararını geri çekip, ardından televizyon üzerinden özür diledi. Gözlemciler, cumhurbaşkanının kendisine yönelik siyasi saldırılara karşı sıkıyönetim ilan etme gereği duyduğunu belirtiyor.
Ülkenin eski Savunma Bakanı Kim Yong-hyun, gözaltında intihar girişiminde bulundu. Sıkıyönetim ilanıyla ilgili karmaşa sürerken istifa eden eski bakan, isyan suçlamasıyla gözaltına alınmıştı. Kim’in intihar girişimi sırasında, gardiyanlar tarafından hemen fark edildiği öğrenildi. Şu anda sürekli gözetim altında tutulduğu ve yaşamının tehlikede olmadığı bildirildi. Sıkıyönetimle bağlantılı olarak Emniyet Genel Müdürü Cho Ji-ho da gözaltına alındı. Cho, 3 Aralık’taki sıkıyönetim ilanı sonrasında milletvekillerinin parlamentoya girmesini engellemekle suçlanıyor.