Geçtiğimiz Cumartesi günü Almanya’nın Mannheim kentinde 49 yaşındaki Türk vatandaşı Ertekin Özkan’ın polis tarafından vurulması, olayla ilgili hesap ve adalet isteyen merhumun ailesinden sert tepkiye yol açtı.
Ertekin Özkan’ın annesi Seniye Özkan, polisin oğlunu kasten vurduğundan yakındı. “Oğlumun ricalarını görmezden geldiler. Üç çocuk babası olan oğlumun canına kasten aldılar” dedi.
Özkan da oğluna ulaşmaya çalıştığını ancak polis tarafından engellendiğini açıkladı. Üzülerek, “Çocuğumun yanında olmama izin verselerdi onu kurtarabilirdim. Çocuğum kimseye zarar vermedi” dedi.
Polisi herhangi bir uyarıda bulunmamakla suçlayan Özkan, “Haklarım için sonuna kadar mücadele edeceğim” diyerek, adaletin aralıksız peşinde koşacağına söz verdi.
Oğlunun uyuşturucu kullandığı iddialarına da değinen Özkan, iddiaları şöyle yalanladı: “Oğlum iki yıldır temizdi. Bu yıl yeni bir işe başlayacaktı. Ben hayatımın 50 yılını Almanya’ya adadım. Çocuğumu güpegündüz öldürdüler. Yıllarca Almanya’ya hizmet ettik. Bu kadar adaletsizlik ve inançsızlık düşünülemez.”
Ertekin’in kız kardeşi Meral Sert, kardeşinin ölümünü Alman polisinin infazı olarak nitelendirdi. İnanmadığını ifade ederek, ağabeyine 4 kurşun sıkılmasını sorgulayarak, “Gereksiz dört kurşun. Bir el ateş edildiyse neden dört? Bir polis iki kez, geri kalanı bir kez ateş etti. Ateş etmenin hiçbir haklı gerekçesi yoktu. Ben bunu bir infaz olarak algılıyorum, cinayete benzer.”
Yasal yollara başvurma kararlılıklarını vurgulayan Meral Sert, yetkililerin olay yerinde kardeşiyle görüşmesine izin verilmemesini eleştirdi. Üzücü manzarayı anlatarak şöyle dedi: “‘Lütfen izin verin kardeşime veda edeyim.’ diye yalvardım.’ Ne yazık ki bana izin vermediler. 40 dakika kadar kalp masajı yaptılar. Üzücü bir manzaraydı. Çıplaktı ve her yer kan içindeydi. Ambulans geldiğinde köşede durdu ve işte o zaman fark ettim ki biz oradaydık. Kardeşimi kaybettim. Sağlık ekibinin tüm çabalarına rağmen kurşun yarası sonucu hayatını kaybettiğini bildirdik.”
Ertekin Özkan olayının görgü tanığı Sema Umuç ise olaya bakış açısını şöyle anlattı: “Kaos evimin önünde yaşandı. İlk başta arbede zannettim. Dışarıya baktığımda birinin elinde bıçakla ‘Vurun beni’ diye bağırdığını gördüm. .’ Annesi de oradaydı, ‘Ertekin yapma’ diye yalvarıyordu. Onu arkadaşım Meral’in ağabeyi olarak tanıdım. Telefonla Meral’e ulaşmaya çalışırken Ertekin birkaç adım ilerledi, ardından dört el silah sesi duydum. Şok içinde çığlık attım. Polisin tepkisi benzeri görülmemiş bir şekilde orantısızdı. Mannheim’daki olay.”
Ertekin Özkan’ın naaşının, otopsi işlemleri tamamlandıktan sonra Mannheim’daki Müslüman mezarlığına defnedilmesi planlanıyor.
Almanya Sol Parti temsilcisi Gökay Akbulut, yerel bir televizyon kanalında Ertekin Özkan’ın kızı Yasemin’in sosyal medya hesabından yaptığı açıklamaları “polis şiddeti” hashtag’iyle tekrarlayarak polis müdahalesini kınadı.
Polisin öldürücü güç kullanması sosyal medyada eleştirilirken, polisin ölümcül silah kullanmak yerine Özkan’ı öldürücü olmayan yöntemlerle etkisiz hale getirebileceği yönünde yorumlar yapıldı.
2 ve 10 Mayıs 2022 tarihlerinde Mannheim polisinin müdahalesi sonucu iki ölüm gerçekleşti. Ardından soruşturma başlatıldı ve ilgili memurların duruşmalarının önümüzdeki ay başlaması planlanıyor.
“2 Mayıs İnisiyatifi” bugün, Özkan’ın polis tarafından öldürülmesini kınamak ve polis şiddetine karşı nöbet tutmak amacıyla olay mahallinde bir etkinlik düzenleyecek. Ayrıca 30 Aralık’ta Mannheim şehir merkezinde polis şiddetine dikkat çeken bir protesto düzenlenecek.
Türkiye’nin Karlsruhe Başkonsolosu Mahmut Niyazi Sezgin başsağlığı diledi ve olayın aktif takipçisi olacaklarının güvencesini verdi.
Mannheim Savcılığı ve Polis Departmanından yapılan ortak açıklamada, bir suçu bildiren imdat çağrısının polis memurlarını olay yerine yönlendirdiği ve burada bıçaklı bir kişiyle karşılaştıklarını bildirdi. İddiaya göre 49 yaşındaki genç, polisin açtığı ateş sonucu yaralanmış ve hastanede hayatını kaybetmişti.
Almanya İçişleri Bakanlığı’nın direktifleri uyarınca polis, ateşli silahları yalnızca son çare olarak kullanabilir. Ateşli silah kullanma takdiri, “orantılılık” ilkesi doğrultusunda müdahale eden polis memurlarına aittir.