Orijinal Başlık: Halep’te kontrolü ele geçiren HTŞ hakkında ne biliyoruz?
Orijinal İçerik Parçası: Kaynak, Getty Images Suriye’nin kuzeybatısında yer alan silahlı muhalif güçler, 27 Kasım Çarşamba günü hükümete karşı son yılların en büyük saldırısını gerçekleştirdi. Cumartesi günü itibarıyla, ülkenin ikinci büyük kenti Halep’in büyük bir kısmının kontrolünü ele geçirdiler. Bu beklenmedik saldırı, Suriye ordusunun birliklerini şehirden çekmek zorunda bırakırken, Rusya, Suriye ordusuna destek sağlamak amacıyla 2016’dan bu yana Halep’e yönelik ilk hava saldırılarını gerçekleştirdi. Kentteki kontrolün ele geçirilmesiyle sonuçlanan saldırı, Suriye’deki çatışmalarda uzun bir geçmişe sahip olan Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) adlı grup tarafından yürütüldü.
HTŞ nedir? 2011 yılında El Kaide’ye doğrudan bağlı olarak Nusra Cephesi adı altında kurulan HTŞ, iç savaşın patlak vermesiyle birlikte önemli bir güç haline geldi. IŞİD lideri Ebu Bekir el-Bağdadi de bu grup içinde yer almıştı. Devlet Başkanı Esad’a karşı savaşan gruplar arasında en etkili olanlardan biri olarak görülüyordu. Ancak cihatçı ideolojisi nedeniyle, o dönemde Özgür Suriye Ordusu adı altındaki ana isyancı koalisyonla anlaşmazlık yaşamaktaydı. 2016’da grubun lideri Ebu Muhammed Colani, El Kaide ile bağlarını kesin bir şekilde kopardı, Nusra Cephesi’ni feshetti ve bir yıl sonra bazı gruplarla birleşerek Heyet Tahrir eş-Şam ismini verdiği yeni bir örgüt oluşturdu.
HTŞ’nin lideri kimdir? Suriye doğumlu Ebu Muhammed Colani, 2017 yılından beri bu örgütün başında bulunuyor. Son birkaç yılda İdlib vilayetinde altyapı projelerinin açılışlarında ve yerel önde gelenlerle buluşma etkinliklerinde sıkça yer aldı. Bu durum, uluslararası terörizmle arasına mesafe koyma çabası olarak değerlendiriliyor. Ancak, Amerika Birleşik Devletleri, Colani’nin yakalanması için 10 milyon dolar ödül koymuş durumda. Colani’nin doğum yılı hakkında kesin bir bilgi yok, fakat Birleşmiş Milletler raporlarına göre 1975 ile 1979 yılları arasında doğmuş olabileceği düşünülüyor.
27 Kasım’da başlatılan saldırı ile ilgili HTŞ’nin sosyal medya hesaplarından yayımlanan fotoğraflarda Colani, merkezi bir rol üstlenmiş görünüyordu. Telegram’daki “Genel Komuta Merkezi – Suriye” hesabı, saldırıya ilişkin paylaştığı propaganda görsellerinde Colani’yi diğer komutanlarla konuşurken, telefonla görüşürken ve belgeleri incelediği anlarla gösterdi. Bu paylaşıma eşlik eden mesajda “Askeri Harekât Dairesi genel komutanlığı, Saldırıyı Püskürtme Harekatı’nın gelişimini denetliyor” ifadesi yer aldı. BBC İzleme Servisi’nin aktardığına göre, Ahrar’uş Şam lideri Ahmed Dalati de komuta heyetinde bulunuyor.
Suriye’deki çatışmalar son dört yıl boyunca fiilen sona ermiş gibi görünüyordu. Devlet Başkanı Beşar Esad’ın yönetimi, ülkenin büyük şehirlerini tartışmasız bir şekilde kontrol ederken, Suriye’nin diğer bazı bölgelerinde ise Esad’ın doğrudan kontrolü dışında olan alanlar mevcut. İç savaşın ilk yıllarından bu yana Suriye devletinin gücünden az çok uzak olan doğudaki Kürtlerin çoğunlukta olduğu bölgelerde, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) yönetimi hâkim. Güneyde, Esad yönetimine karşı devam eden bazı huzursuzluklar da sembolik bir şekilde sürmekte. IŞİD, Suriye’nin geniş çöl alanlarında hala bir güvenlik tehdidi oluşturmaktadır. Kuzeybatıdaki İdlib vilayeti, cihatçı ve muhalif grupların hâkimiyetinde olup, burada Helip’e sürpriz saldırıyı gerçekleştiren grup HTŞ’dir.
Halep ve İdlib, savaşın gidişatında büyük önem taşımaktadır. Suriye hükümet güçleri, kontrolü yeniden ele geçirmek için çaba sarf ederken, İdlib birkaç yıl boyunca savaş alanı olarak kalmayı sürdürdü. Ancak 2020 yılında Esad’ın ana müttefiki Rusya ve isyancıları destekleyen Türkiye’nin arabuluculuğunda düzenlenen ateşkes anlaşması büyük ölçüde etkili oldu. Halep’te yaklaşık dört milyon insan yaşamaktadır; bunların çoğu, Esad güçlerinin muhaliflerden geri aldığı bölge ve şehirlerden gelen göçmenlerdir. Halep, en kanlı savaş alanlarından biri olarak kaydedilirken, aynı zamanda muhaliflerin yaşadığı en büyük düşüşü de temsil etmektedir. Esad’ın kazanmasında Rus hava gücü ve İran’ın askeri desteği kesin bir rol oynadı; bunlar arasında İran destekli Hizbullah da yer alıyordu.
İdlib’deki cihatçı ve isyancı grupların Halep’e ani bir saldırı gerçekleştirme kararı almasının arkasındaki etkenlerden biri, Hizbullah’ın İsrail’in Lübnan’daki saldırıları ve Suriye’deki İranlı askerlere yönelik eylemleri sonucunda yaşadığı gerilemeye bağlı yorumlanmaktadır. İnsan hakları ihlalleri iddialarıyla gölgelenmiş olmasına rağmen, HTŞ bir süredir İdlib’de fiili bir yerel yönetim olarak güç kazanmıştır. Ayrıca diğer gruplarla da bazı sert çatışmalara girmiştir. İdlib’in ötesindeki hedefleri ise belirsizlikle doludur. El Kaide’den ayrıldıktan sonra HTŞ, IŞİD’nin denemediği ve başarısız olduğu daha geniş bir halifelik yerine Suriye’de bir İslami yönetim kurma hedefine yöneldi. Ancak, Suriye’deki çatışmanın büyük ölçekte yeniden alevleneceğine ve Esad’ın ülkenin büyük bölümündeki hâkimiyetine meydan okuyacağına dair belirgin bir işaret henüz vermemiştir.