Sosyal medyada yaptığı paylaşımlarla ve rol aldığı yapımlarla son dönemde adından sık sık söz ettiren ünlü yönetmen ve oyuncu Hamdi Alkan, önceki gün Hülya Avşar’ın sunduğu Film Gibi Hayatlar programına konuk olurken Bülent Ersoy ile ilgili ilginç anısını anlattı.
Yönetmen ve oyuncu Hamdi Alkan, Hülya Koçyiğit’in sunumuyla TRT2’de ekranlara gelen ‘Film Gibi Hayatlar’ programına konuk oldu. 1995-2003 yılları arasında yayınlanan ‘Reyting Hamdi’ ile tanınan, sekiz yıl evli kaldığı şarkıcı Selen Görgüsel ile boşanma haberleriyle uzun süre konuşulan Alkan, yıllar önce usta sanatçı Bülent Ersoy ile yaptığı telefon görüşmesini anlattı. Kariyerinin ilk dönemlerinde spor skeçleri yaptığı ‘Özofsayt’ (1995) programı için başta çekinceleri olduğunu belirten Hamdi Alkan, “Başlangıçta kesinlikle çekincem oldu. ‘Olacak O Kadar’ ve ‘Yasemince’ vardı. Onlar gerçekten büyük kilometre taşlarıdır. Hele Levent Kırca. Yasemin Yalçın’ın yaptığı tiplemeler. Onların içerisinde kendime yer bulabilmek çok zordu. Bir şekilde buldum, seyircimiz sağ olsun izledi. Ne mutlu bana” dedi.
“HAYAT MİZAHTAN DAHA KOMİK OLMAYA BAŞLADI”
Güldürmenin zor olduğunu vurgulayan Hamdi Alkan, “Hakikaten biraz zeka istiyor, pratik cevap istiyor. Bir şeyleri yaratmak istiyor. Neyi neyin yanına koyacaksınız ya da hangisinden komik yaratacaksınız, hayatı iyi okumak gerekiyor. Çünkü günümüzde artık o kadar hızlı yaşanıyor ki her şey, hayatın önüne geçen bir mizahla karşı karşıyayız. Yani hayat mizahtan daha komik olmaya başladı. Bir de akıllı telefonlarla o kadar hızlı ki her şey, anında size bir yerden bir mesaj geliyor. Bakıyorsunuz, o gülme duygunuzu tatmin ediyorsunuz bir süre. Bu çok zor bir şey. Yine de insanların yüreğine bıraktığınız o mizah, o duygu, o çok çok ayrı. Zannediyorum programlarımızda, filmlerimizde bir şekilde bunu başardık. Çünkü birkaç kuşak hep böyle gördükleri zaman tebessüm ediyorlar. Hep sizde o ışığı görüyorlar. Bu da beni çok mutlu ediyor tabii” şeklinde konuştu.
“BAZEN YERİNDE BIRAKMAK GEREKİYOR”
Yolda yürürken insanların bir gün yeniden program yapmasını istediklerini ilettiğini söyleyen Hamdi Alkan, “Olur, belki bir gün olur ama ben yapar mıyım yapmaz mıyım ya da yapılmasına vesile olurum. Vesile olacağım kesin. Çünkü bir şeyleri bazen yerinde bırakmak gerekiyor ama evriliyor. Belki başka bir anlamda, belki güzel bir sinema filmiyle, belki başka platformlarda olur” açıklamasını yaptı.
“BÜLENT ERSOY ARADI, ÇOK GÜLDÜK”
Türk Sanat Müziği’nin Diva’sı Bülent Ersoy’un en çok yaptığı tiplemelerden biri olduğunu dile getiren oyuncu, konu hakkında şu ifadeleri kullandı: Bülent Hanım bir klibinde süt banyosu yapıyordu. O süt banyosu ile ilgili biz de çekim yaptık. Onu mizahi bir şekilde ekranlara getirdik. Bir gün telefonum çaldı. ‘Alo Hamdiciğim. Ay ne güzel tipleme yapmışsın öyle ayol. Vallahi koltuktan düştüm seyrederken, muhteşemdi’ dedi. Çok güldük. Hala da görüşürüz. Allah uzun ömür versin, sağlık versin. Çok önemli bir sanatçımız Bülent Hanım.
“CEM BEKLESİN BENİ”
Nasrettin Hoca’yı canlandırmak isteyen ünlü yönetmen, “Bir ara Cem Yılmaz da çok istiyordu da ben şimdi bakıyorum kendime, Cem’den daha büyüğüm yaş olarak. Cem beklesin beni” dedi.
“YEŞİLÇAM BÜYÜK HAZİNE”
Hamdi Alkan içerik sıkıntısı ile ilgili de samimi açıklamalarda bulundu: Dönem işleri yapmak artık çok pahalı. En önemlisi hepimizin yaşadığı bir sıkıntı var. İyi yazılması gereken işler bunlar. Genelde insanlar beni görünce ‘Ben nasıl oyunculuk yaparım, beni de meşhur eder misin?’ diyor. ‘Daha değerli bir şey var. Yazınız efendim’ diyorum. Tabii oyunculuğu küçümsediğim anlamında değil. İçeriğimiz sıkıntılı, içerik sıkıntısı dünyanın her yerinde var. Tiyatroda, televizyonda genelde sıkıntılı bir süreç yaşanıyor. Üretim çok azalmaya başladı. Çünkü dijitalleşme her ne kadar hayatımızı renklileştirse de biraz tembelleştiriyor. Her şeyi hazır alıyoruz. O ona iletiyor, o buna iletiyor. Bir şekilde duygusal tatmin sağlanıyor. Oysa içerikler çok değerli ve ben Türk sinemasının da özellikle insanlar dönüp baktığı zaman o Yeşilçam’ın büyük bir hazine olduğunu düşünüyorum. Zaten bugün bizim yaptığımız bütün diziler Yeşilçam’ın bize açtığı yol ve bize koyduğu senaryolardır. O senaryoların bir şekilde bir kısmı alınıyor. Başka hikayelerle öyle ya da böyle çünkü güneşin altında söylenmemiş söz yok.