Türkiye’de büyük bir infiale yol açan “Yenidoğan çetesi” soruşturmasında dikkat çekici ayrıntılar ortaya çıkmaya devam ediyor. En son, dava dosyasına eklenen yazışmalar, çete üyelerinin bebeklerin tedavi edilmemesi için nasıl bir iş birliği içinde bulunduklarını gözler önüne serdi. Bu konuşmalarda, bebeklerin hayatta kalma ihtimaline karşı duyulan rahatsızlık dikkat çekiyor. İddianameye göre, İstanbul’da bebekleri anlaşmalı özel hastanelere sevk ederek haksız kazanç elde eden ve bebeklerin ölümlerine yol açan çete üyeleri arasındaki bu mesajlar, bebeklerin durumlarının kötüye gitmesi için kasıtlı olarak ihmaller yapıldığını ve bebeklerin yaşamının kurtulmasına engel olunduğunu ortaya koyuyor. Skandal yazışmaların satır aralarında çete üyelerinin soğukkanlı tavırları açıkça görülüyor.
Konuşmalarda, çete üyeleri Bahar Kanık ve Fırat Sarı arasında geçen mesajlar, bir bebeğin hayatta kalma çabası karşısında çete üyelerinin umursamaz tutumunu gözler önüne seriyor. Bahar Kanık bir bebek için, “Sarıkaya’nın da valla fişini çekeceğim gelmezseniz” derken, Fırat Sarı’nın bu durumu şaka yollu geçiştirmesi, çete üyelerinin bebeklerin hayatına ne kadar kayıtsız kaldığını gösteriyor. Konuşmaların ilerleyen kısımlarında Fırat Sarı, bir bebeğin toparlanma belirtisi gösterdiğini öğrendiğinde, “Pozitif canım, orta parmağı pembeleşmiş” diyor ve ardından bebeklerin durumu hakkında espriler yapmaya devam ediyor. Bu yazışmalar, çete üyelerinin tedavi etmeleri gereken bebeklerin hayata tutunma çabalarına ne kadar kayıtsız ve alaycı bir tutum sergilediklerini açıkça ortaya koyuyor.
Yazışmalardan anlaşıldığı kadarıyla çete üyeleri, yalnızca bebeklerin ölümlerine göz yummakla kalmıyor, aynı zamanda ölüm sürecini hızlandırmak için fiş çekmek gibi insanlık dışı müdahaleleri tartışıyorlar.
İşte kan donduran o konuşmalar: Bahar Kanık: “Bir tane kalan curosurfumuzu çocuğa yaptık hocam.” Fırat Sarı: “Peki curosurftan sonra bir işe yaradı mı?” Bahar Kanık: “Hiçbir işe yaramadı.” Fırat Sarı: “Boşamı gitti curosurf?” Bahar Kanık: “Niye ona curosurf yaptırdınız ki, ben zaten valla bilmiyorum bile…” Fırat Sarı: “En azından ben gelinceye kadar yaşasın diye haha.” Bahar Kanık: “Yani bilmiyorum, valla çok tuhaf şeyler yapmışsınız; bir tane curosurfumuz vardı, keşke bırakmasaydınız, sarkık ayağa falan yapardık.” Fırat Sarı: “Vallahi haklısın.” Bahar Kanık: “Hocam, kalbi halimenin kalbi yokmuş. CPR yapalım mı?” Fırat Sarı: “CPR bir iki tane dokunun dönerse döndü.” Bahar Kanık: “Bir iki tane dokunun.” Fırat Sarı: “Dönerse biraz daha yaşasın ben gelinceye kadar.” Bahar Kanık: “Valla siz gelinceye kadar… Kusura bakmayın.” Fırat Sarı: “Ölmesin ha.” Bahar Kanık: “Sarkıyanın da valla fişini çekeceğim, gelmezseniz.” Fırat Sarı: “Nasıl?” Bahar Kanık: “Sarkıyanın da fişini çekeceğim, az kaldı.” Fırat Sarı: “Haha dedenim fişi.” Bahar Kanık: “Haha çekeceğim fişi haha.” Fırat Sarı: “Kız halimeyi boşver, sarkıyanın nasıl eli ayağı toparlıyor mu, sabah toparlıyor dedi Selin.” Bahar Kanık: “Kim toparlıyor ya?” Fırat Sarı: “Sarkıyanın eli ayağı.” Bahar Kanık: “Ya toparlamıyor be, bakmayın siz Selin’e, aman o da sizin gibi hemen güzel düşünüyor.” Fırat Sarı: “Pozitif canım, o pembeleşmemiş mi; orta parmağı pembeleşmiş dedi.” Bahar Kanık: “Ya valla ucundan böyle ucun böyle hafif böyle bir açılmaya başlamış.” Fırat Sarı: “Ucundan açılacak zaten.” Bahar Kanık: “Ucundan açılıyor zaten hocam, öyle yani güzel diyeceğimiz bir açılma değil, o sizi gelip göstereceğim, şimdi size şey baktıracağız falan sardık.” Fırat Sarı: “He ayakları krekşana ne diyorsun, krekşana yapsak mı ona?” Bahar Kanık: “Gelin ona da onu da yaparız.” Fırat Sarı: “Tüh halimeyi de bugün besleyecektik, bak.” Bahar Kanık: “Hahah plana bak.” Fırat Sarı: “Haha kalk kız besleyeceğiz seni.” Bahar Kanık: “Aynen, ya valla bugün seni besleyeceğiz, seni kıskanacağız.” Bahar Kanık: “Bugün seninle ilgilenecektik.” Fırat Sarı: “Doğru dün ilgilenemedik, bugün ilgileniyorduk hahaha.” Bahar Kanık: “Hahaha hocam, enerjim çok yerinde, gelin valla geç gelirseniz buradan geç çıkarsam…” Fırat Sarı: “Tamam, kek aldım, bekle seni, çok seviyorum.” Bahar Kanık: “Hadi içecek de aldım, kek de aldım, sizi bekliyorum.” Fırat Sarı: “Tamam, sizi çok seviyorum, görüşürüz.” Bahar Kanık: “Biz de görüşürüz.”