Geçtiğimiz cumartesi günü, Filistin’deki insanlık trajedisini kamuoyuna duyurmayı amaçlayan TRT World araştırma ekibinin hazırladığı “Holly Redemption” adlı belgeselin galası ilginçti. Gazeteciler İsrail’deki radikal gruplara sızarak, Gazze’deki soykırımın güçlü bir kanıtı olan bir belgesel üretmek için görüntüler ve röportajlar çektiler.
Belgeselde, İsrailli aktivistler, eski İsrail askerleri, radikal yerleşimci liderleri ve İsrail parlamentosu üyeleri, radikal gençlik örgütü “Hilltop Youth” ile birlikte, bu grubun İsrail işgali altındaki Batı Şeria’da nasıl faaliyet gösterdiğini, Filistinlilere karşı saldırılar düzenlediğini ve İsrail devleti tarafından gizlice -ya da açıkça diyebilirim- nasıl desteklendiğini ayrıntılı olarak anlatıyor.
Terör örgütünün Filistinlileri yerinden etme stratejilerini ve topraklarını sistematik bir şekilde çalma çabalarını konu alan belgeselde, yasadışı yerleşim yerlerinin nasıl işgal edildiği ve Filistinlilerin evlerinin nasıl yağmalandığı ortaya konuldu.
Hilltop Youth, “Wild Youth” olarak da bilinir, İsrail siyasi yelpazesinin en sağında konumlanan bir gruptur. Üyeleri İsrail hükümeti ve ordusuyla bile çatışmıştır. Amaçları Batı Şeria’daki Yahudi yerleşimlerini genişletmek ve Filistinlilere ait topraklarda yasadışı yerleşimler inşa etmektir.
Grup Yahudi üstünlüğünü tesis etmeye çalışıyor, İsrail yasalarını ve uluslararası normları hiçe sayıyor ve kendisini Tanrı’nın emrini yerine getiren bir hareket olarak görüyor. Eylemlerini ilahi emirleri yerine getirmek olarak tanımlayarak, Yahudi üstünlüğünü elde etme çabalarında İsrail yasalarını ve uluslararası standartları görmezden geliyorlar. Bu ideolojik duruş, Hilltop Youth’u İsrail’in Hizbullah versiyonu olarak tanımlamayı uygun hale getiriyor.
Siyonist Hilltop Gençlik Hareketi’ne bağlı terörist çete, Batı Şeria’nın kırsal kesimlerindeki sivil halkı acımasızca tehdit ediyor ve terörist eylemlerle Filistin halkının can ve mal güvenliği için bir güvenlik krizi yaratıyor. Hilltop Gençlik, Filistinlilerin geçim kaynağı olan Filistin tarım arazilerini ve zeytinliklerini yakarken, hayvanları öldürüp yerleşim yerlerine zarar verirken Batı Şeria ve Gazze’nin tam kontrolünü ele geçirmeyi hedefliyor.
Bu terör örgütü Filistin köylerine gece gündüz girerek, “Pis Araplar, hepiniz ölün!” gibi nefret dolu sloganlar atıyor ve Filistin halkını dinlerine ve peygamberlerine küfür ederek kışkırtmaya çalışıyor, nihai amaçları da onları sokaklarda dövmek veya öldürmek.
Elbette Hilltop Youth’un amacının sadece fiziksel yerleşim yerlerini ele geçirmek olmadığını, aynı zamanda bölgenin demografik yapısını da değiştirmek olduğunu belirtmekte fayda var.
Hilltop Youth, bazı İsrailli yetkililer tarafından dolaylı olarak destekleniyor ve bu destek, grubun eylemlerini teşvik ediyor. Kanunsuzluğa varan bu yaklaşım, Batı Şeria’da resmi olmayan karakollar ve silahlı kuvvetler kuran bir grup tarafından yürütülüyor. Bu grup yalnızca Filistin tarım arazilerine zarar vermekle kalmıyor, aynı zamanda okulları ve camileri de hedef alıyor ve böylece toplumsal yapıyı yok ediyor.
The Guardian’ın haberine göre, İsrail İç Güvenlik Servisi’nin (Shin Bet) başkanı Ronen Bar, Hilltop Youth’un eylemlerinin yalnızca suç değil aynı zamanda terör eylemi olduğunu vurgulayan bir mektup yazdı. Bar, grubu “Yahudilik üzerinde bir leke” olarak tanımladı ve durumu ulusal güvenliğe yönelik bir tehdit olarak vurguladı.
Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Bar’ın mektubunu eleştirdi ve Şin Bet şefinin görevden alınmasını istedi. Ancak İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, Bar’ın görüşlerini destekledi. Bu durum aynı zamanda İsrail’in güvenlik stratejileri ile iç siyaseti arasında bir ayrışmaya işaret ediyordu.
İsrail, kendi ulusal meselelerinde böylesi bir istikrarsızlık ve çatışmaya ev sahipliği yaparken Filistin halkına güvenlik sağlayabilseydi bu bir şaka olurdu. Hilltop Youth gibi radikal grupların eylemleri, İsrail’in kendi içinde bile bölünmelere neden olurken, Filistinlileri hedef alan baskı ve şiddet, daha doğrusu “soykırım” her geçen gün artmaya devam ediyor.