Hollanda, Kuran ve dil kurslarına yönelik sıkı bir denetim sürecine girmeyi planlıyor. Hükümet, 2025 yılından itibaren uygulamaya koymayı düşündüğü yeni düzenleme ile çocukları ‘nefret, şiddet veya ayrımcılığa teşvik eden’ kursları kapatmayı hedefliyor. Ayrıca ders materyalleri ve bazı öğretmenler için yasaklar getirilebilir. Gerekli yasal düzenlemeye yönelik itirazlar, dini topluluklardan ‘inanç özgürlüğüne aykırı’ olduğu iddiası ile geldi. Temel Eğitimden Sorumlu Devlet Bakanı Mariëlle Paul, Amsterdam’da Ajax – Maccabi Tel Aviv maçı sonrası yaşanan olayların, yeni düzenlemenin toplumun değerleriyle ters düşen bireylerle mücadele açısından ne denli önemli olduğunu gösterdiğini belirtti.
Hollanda’da devlet desteği almayan ve resmi olarak tanınmayan hafta sonu okulları ve kurslar daha önce yasal denetimlere tabi değildi. Ancak, Ankara’nın desteğiyle 2018 yılında açılan kurslar, Türkiye kökenli göçmen çocuklarına dil ve kültür eğitimi verme amacıyla düzenlendiği için tartışmalara sebep oldu. Selefi camilerdeki kurslarda, çocuklara demokrasi karşıtı görüşler ve LGBT+ bireylere karşı nefretin aşılandığına dair iddialar, bu tartışmasını daha da büyüttü. Dönemin başbakanı Mark Rutte, bu konudaki endişelerini dile getirdikten sonra, o dönemki hükümet, yabancı ülkeler ya da kuruluşlar tarafından finanse edilen tüm kursların denetimi için harekete geçerek yasal bir düzenleme hazırladı.
Geçtiğimiz günlerde, yeni sağcı hükümet, Rutte kabinesi tarafından hazırlanan bu düzenlemeyi yeniden gündeme aldı. Bakan Paul, yasa üzerinde son düzenlemeleri yaparak geçen hafta bakanlar kuruluna sundu. Paul, Hollanda medyasına, eğitim müfettişlerinin Çin destekli hafta sonu okulları ile Selefi camilerin Kuran kurslarına müdahale edemediklerini belirterek, bu durumu “sinir bozucu” olarak nitelendirdi. Çocukların okullarda ayrımcılığa veya nefrete karşı korunacağını ifade eden Paul, bu korumanın okul dışındaki ortamlarda da sürdürülmesi gerektiğini vurguladı.
Hollanda İslami kuruluşları, Kuran kurslarının denetim altına alınması hedefi ile Eğitim Bakanı’na dava açtı. Yeni yasaya göre, 2025 yılından itibaren yürürlüğe girecek düzenleme ile, çocuklara ‘Hollanda değerleri ve demokrasisi ile bağdaşmayan’ görüşlerin empoze edildiği kursların kapatılması mümkün olacak. Ayrıca nefret, ayrımcılık ve şiddete teşvik eden eğitim materyalleri ile öğretmenlere yasak getirileceği belirtildi. Yasa, 4-17 yaş arası çocukları kapsayan bütün resmi olmayan Kuran kursları, gençlik dernekleri ve Çin okulları gibi hafta sonu etkinliklerini de içerecek. Yeni düzenleme çerçevesinde belediyeler, güvenlik güçleri, veliler, öğretmenler veya kursların sahipleri tarafından yapılan ihbarlar, eğitim müfettişleri tarafından değerlendirilecek.
Bakan Paul, denetimlerin yalnızca yasaların ihlâline dair makul şüpheler olduğunda, bağımsız bir tavsiye kurumunun onayı ile gerçekleştirileceğini belirtti. Yasal düzenleme, başta Müslümanlar olmak üzere, Hollanda’daki birçok dini gruptan tepki aldı. Dinî topluluklar bu yasanın inanç özgürlüğü ile çeliştiğini savunuyor. Bakan Paul, düzenlemenin sadece Kuran kurslarını değil, aynı zamanda Çin okulları ve gençlik dernekleri gibi gayri resmi tüm hafta sonu etkinliklerini kapsadığını vurguladı. Hollandalı bakan, iyi niyetle çalışan kursların bu durumdan endişe duyması için neden olmadığını ifade etti.
Süreç 2018 yılında Türk hükümetinin, Avrupa’daki göçmen çocuklarının ‘dil ve din kimliklerini koruma’ amacıyla Hollanda’da hafta sonu okulları açma kararı almasıyla başladı. Türkiye, Hollanda, Almanya, Fransa ve Belçika’daki okullara toplamda 15 bin euro destek sağladı. Ancak, aşırı sağcı kesimlerin tepkileri üzerine, dönemin başbakanı Rutte, Türkiye tarafından açılan hafta sonu okullarının kendisini ‘rahatsız ettiğini’ ifade etti. Aynı dönemde, Selefi camilerdeki Kuran kurslarındaki iddialar üzerine Hollanda hükümeti kapsamlı bir inceleme başlattı. 2022 yılında, ‘paralel toplum tehlikesi’ nedeniyle hafta sonu kurslarının denetimi için harekete geçen hükümet, 2025 yılında yürürlüğe girmesi beklenen bir düzenleme hazırladı. Bakan Paul, iyi niyetli eğitim kurumlarının bu düzenlemenin hedefi olmadığını belirtti.