Başlık: Suriye’de Esad Yönetimini Sona Erdiren HTŞ Hakkında Bilgiler
Suriye’nin kuzeybatısında muhalif güçler, 27 Kasım Çarşamba günü, hükümete karşı son yılların en büyük saldırısını gerçekleştirdi. Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) adını taşıyan İslamcı militan grup, uzun bir geçmişe sahip olduğu Suriye çatışmalarında öne çıkarak, Halep ve Hama’nın ardından başkent Şam’ı ele geçirip Esad yönetimini devirdi. HTŞ, 2011 yılında El Kaide’ye doğrudan bağlı olarak Nusra Cephesi adıyla kuruldu ve IŞİD’in lideri Ebu Bekir el-Bağdadi de kuruluşunda rol aldı. Esad’a karşı savaşan gruplar arasında en etkili olanlardan biri olarak değerlendiriliyordu. Ancak, cihatçı ideolojisi nedeniyle o dönemde Özgür Suriye Ordusu altında birleşen ana isyancı koalisyonla sorunlar yaşıyordu. 2016 yılında grubun lideri Ebu Muhammed Colani, El Kaide ile yollarını ayırarak Nusra Cephesi’ni feshetti ve bir yıl sonra HTŞ adını verdiği yeni bir örgüt oluşturmak için benzer birkaç grup ile bir araya geldi.
Son yıllarda İdlib vilayetinde altyapı projelerinin açılışları ve bölge liderleriyle buluşmalara katılan Colani, uluslararası terörizmle arasına mesafe koymaya çalıştığı düşünülüyor. Fakat, Amerika Birleşik Devletleri tarafından Colani’nin yakalanması için konulan 10 milyon dolarlık ödül hâlâ geçerliliğini korumakta. Colani’nin doğum yılı hakkında kesin bilgilere ulaşılamasa da Birleşmiş Milletler tarafından yayımlanan raporlar, 1975 ile 1979 yılları arasında doğduğunu tahmin ediyor.
HTŞ’nin 27 Kasım’da başlattığı saldırıya ilişkin örgüt sosyal medya hesaplarında paylaşılan görsellerde Colani’nin merkezi bir rol oynadığı görüldü. “Genel Komuta Merkezi – Suriye” adlı Telegram hesabından yayımlanan propaganda görüntülerinde, Colani’nin diğer komutanlarla görüşme yaparken ve belgeleri incelerken görüntülendiği belirlendi. Paylaşımla birlikte “Askeri Harekât Dairesi genel komutanlığı, Saldırıyı Püskürtme Harekâtı’nın gelişimini denetliyor” mesajı yer aldı. BBC İzleme Servisi’ne göre Ahrar’uş Şam lideri Ahmed Dalati’nin de komuta heyetinde yer aldığı belirtiliyor.
Suriye’deki savaş, geçtiğimiz dört yıl boyunca sanki sona ermiş gibi görünüyordu. Devlet Başkanı Beşar Esad’ın yönetimi, ülkenin büyük şehirlerinde tartışmasız bir biçimde devam ederken, Suriye’nin bazı bölgeleri Esad’ın kontrolünün dışındaydı. İç savaşın ilk yıllarından itibaren devletin kontrolünden kısmen ayrılmış olan doğudaki Kürt çoğunluklu alanlar, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) yönetimindedir. Esad’a karşı savaşın başladığı 2011 yılında güneyde bazı huzursuzluklar devam etmekle birlikte, IŞİD hala Suriye’nin çöl kesimlerinde bir güvenlik tehdidi oluşturmaktadır.
Kuzeybatıdaki İdlib vilayetinde, savaşın zirveye ulaştığı dönemlerde oraya yerleştirilen cihatçı ve muhalif gruplar hâkimiyet sürmektedir ve bu bölgede HTŞ’nin etkisi oldukça fazladır. Suriye hükümet güçleri kontrolü yeniden sağlamaya çalışırken, İdlib birkaç yıl boyunca savaş alanı olarak kalmayı sürdürdü, fakat 2020 yılında Esad’ın müttefiki Rusya ve isyancıları destekleyen Türkiye’nin arabuluculuğunda varılan ateşkes büyük ölçüde etkili olmuştur. Halep’te yaklaşık dört milyon insan yaşamaktadır; bunların çoğu Esad güçleri tarafından ele geçirilen kasaba ve şehirlerden gelenlerdir. Halep, kanlı savaş alanlarından biri olup, muhaliflerin yaşadığı en büyük yenilgilerden birini simgelemektedir. Esad’ın başarısında Rusya’nın hava gücü ve İran’ın askeri yardımlarının yanı sıra, İran tarafından desteklenen Hizbullah da önemli bir rol oynamıştır.
İdlib’deki cihatçı ve muhalif grupların ani bir hamle yapma kararı almasında, Hizbullah’ın son dönemde İsrail’in Lübnan’daki operasyonları ve Suriye’deki İranlı askerlere yönelik saldırıların gerilemesine neden olduğu düşünülmektedir. İnsan hakları ihlalleri ile ilgili iddialar, HTŞ’nin meşruiyet çabalarını gölgelerken, örgüt bir süre boyunca İdlib’de fiili bir yerel yönetim oluşturarak güç kazanmıştır. HTŞ, El Kaide’den ayrıldıktan sonra IŞİD’nin denediği ve başaramadığı şekilde, Suriye’de daha geniş bir halifelik yerine bir İslami yönetim tesis etme çabasına yönelmiştir. Örgüt, şu ana dek Suriye’deki çatışmayı büyük ölçekte yeniden ateşlendirecek ve Esad’ın ülkenin büyük kısmındaki hakimiyetine karşı bir meydan okuma başlatacak belirtiler göstermemiştir.