Suriye’de Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) önderliğindeki gruplar, 27 Kasım’da başlattıkları operasyonla Halep’ten sonra Hama kentini de ele geçirdi. Suriye ordusu, “Son birkaç saatte, askerlerimiz ile terörist gruplar arasında çatışmaların arttığı bu süreçte, bu gruplar birkaç akstan şehre giriş yaptılar” şeklinde bir açıklama yaptı. Ayrıca, ordunun burada konuşlu askerlerin de “başka yerlerde görevlendirildiğini” duyurdu. HTŞ’ye yakın kaynaklar, sabah saatlerinden itibaren şehre girişlerin hızlandığını, şehir merkezinde bir hapishane de dahil olmak üzere çeşitli yerlerin kontrol altına alındığını bildirdi. Bu gelişmeyle birlikte, Suriye ordusu 2011 yılından bu yana ilk kez Hama’yı kaybetmiş oldu. Hama’nın muhalifler tarafından ele geçirilmesi, bölgenin stratejik önemini artırıyor. HTŞ liderliğindeki gruplar, bu başyapıt ile başkent Şam’a biraz daha yaklaşmış oldular. Hama ile Şam arasındaki mesafe 220 kilometre. HTŞ, Türkiye tarafından “terör örgütleri listesinde” yer almakta. Birleşmiş Milletler (BM), son çatışmalarla birlikte çoğu savaşçı olmak üzere yüzlerce kişinin yaşamını yitirdiğini ve yaklaşık 50 bin kişinin evlerini terk etmek zorunda kaldığını duyurdu. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, HTŞ’nin operasyonunu “terör eylemi” olarak değerlendirerek, ABD ve Batı ülkelerini bu durumu sorumlu tuttu. 2011 yılında başlayan iç savaşın ardından, özellikle 2020’de varılan ateşkesten bu yana büyük ölçüde duraksayan çatışmalar yeniden alevlendi. Muhalif güçler, kuzeybatıdaki İdlib kentini ve çevresindeki bölgeleri kontrol altında tutuyordu. HTŞ, Halep’e başlattığı operasyonun ardından, Rusya ve Suriye orduları İdlib’e yönelik hava saldırılarına başladı. Sivil savunma hizmeti olan ‘Beyaz Baretliler’, bu hava saldırılarında en az 25 kişinin yaşamını yitirdiğini belirtti. İdlib, Türkiye sınırı yakınında, ülkenin kuzeybatısında yer alan bir eyalet olup, Harem, Cisr eş-Şuğur, İdlib, Ariha ve Maarat El Numan şehirlerinden oluşmaktadır. İdlib merkezi, Halep’e 55 kilometre uzaklıkta bulunmaktadır. HTŞ’nin operasyonu devam ederken, Suriye Milli Ordusu (SMO) da Tel Rıfat kentine yönelik bir harekât başlattı. Bu bölge, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) tarafından kontrol ediliyordu. Anadolu Ajansı, SMO’nun, “Özgürlük Şafağı” adını verdikleri operasyon sonucunda ilçe merkezinin “tamamına hâkim olduğunu” ve dış bölgelerdeki ilerlemeye devam ettiğini bildirdi. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi ise SMO güçlerinin kent merkezi ve çevresindeki köyleri ele geçirdiğini duyurdu. Bu operasyon sonucunda, 200 bin Suriyeli Kürt’ün Türkiye destekli fraksiyonlar tarafından kuşatıldığı ve bölge ile iletişimin kesildiği ifade edildi. Türkiye, Astana Süreci ortakları Rusya ve İran ile diplomatik temaslarını sürdürüyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye’deki gelişmelerin “Şam’ın muhaliflerle ve kendi halkıyla bir anlaşma yapma gerekliliğini bir kez daha gösterdiğini” belirtti. Fidan, “Yeni bir göç dalgasını tetikleyecek herhangi bir eyleme girişmeyeceğimizi” de ekledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2 Aralık’da yaptığı açıklamada, “Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması ve istikrarsızlığın, Suriye halkının meşru talepleri doğrultusunda karşılıklı mutabakat ile sona ermesi en büyük dileğimizdir” dedi. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, 1 Aralık’ta İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ile yaptığı görüşmede, “Yabancı destekli teröristlerle mücadelede müttefiklerin ve dostların önemi” üzerinde durdu. Arakçi, 2 Aralık’ta Türkiye’deki Hakan Fidan ile görüşmesinde muhalefetin ABD ve İsrail’in desteklediği bir tavır sergilediğini savundu ve Türkiye ile görüşmelerin “dostça, samimi ve yapıcı” bir ortamda geçtiğini söyledi. Moskova, “İdlib, Hama ve Halep’teki terörist saldırılara karşı Suriye hükümeti güçlerine yardım ettiklerini” bildirdi. Ayrıca, Suriye’deki durumla ilgili Türkiye ile işbirliği çağrısında bulunuldu. 3 Aralık’ta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile telefonda yaptıkları görüşme sonrası yapılan açıklamada, Putin’in “radikal grupların Suriye devletine yönelik terör saldırılarına acilen son vermesi gerektiğini” vurguladığı kaydedildi. İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, 2 Aralık’ta yaptığı açıklamada, Suriye ordusunun isyancılarla baş edebilecek güçte olduğunu ancak İran ve “direniş güçlerinin gereken her desteği vereceklerini” ifade etti. Reuters’a konuşan Hizbullah kaynakları ise kendilerine böyle bir talep gelmediğini ve Suriye’ye destek göndermeye hazır olmadıklarını belirtti. ABD, Fransa, Almanya ve İngiltere, çatışmanın tüm taraflarına gerginliği azaltma çağrısında bulunan ortak bir açıklama yayınladı.
Eski Mossad ajanları, çağrı cihazları ve telsizler üzerinden gerçekleştirilen saldırıların arka planını açıkladı. Kaynak: Getty Images. Lübnan'da Hizbullah'a yönelik yapılan saldırılarda kullanılan çağrı cihazlarının patlatılmasıyla ilgili bilgi veren...
Devamını Oku..