Başlık: Husiler: Kızıldeniz’de Türk gemisini vuran Yemenli isyancılar kimdir? Gemilere neden saldırıyorlar?
Yemen’in başkenti Sana ve ülkenin batı kıyılarını kontrol eden Husi isyancılar, Kızıldeniz’de seyreden bir Türk gemisini hedef aldı. Türkiye Dışişleri Bakanlığı, Panama bayraklı “Anadolu S” adlı kuru yük gemisi hakkında açıklama yaparak geminin saldırıya uğradığını bildirdi. Bakanlık yetkilileri, benzer olayların tekrar yaşanmaması için gerekli tedbirlerin alınacağını ifade etti. Bölgedeki durumu takip eden İngiltere Deniz Ticaret Organizasyonu (UKMTO), gemi ile mürettebatının güvenli olduğuna dair bilgi verdi. UKMTO’ya göre gemi, 17 ve 18 Kasım tarihlerinde Yemen açıklarında seyrederken iki kez daha saldırıya uğradı; bu saldırılarda füzeler geminin yakınlarına düştü.
Husiler, Kasım 2023’te İsrail’in Gazze’ye yönelik askeri operasyonlarının başlamasından bu yana Kızıldeniz’de gemileri hedef alıyor. Husiler, bu saldırıların sebebini “İsrail’e yardım götüren gemileri vurmak” olarak açıklıyor. Bu süreçte Husi isyancılar, bir gemiyi ele geçirip iki gemiyi batırdı. Husi saldırıları sonucunda bazı mürettebat hayatını kaybetti. Diğer saldırılar ise ya hedeflerine ulaşamadı ya da ABD’nin bölgedeki deniz güvenliğini sağlamak amacıyla yürüttüğü “Refah Muhafızı Operasyonu” kapsamında yer alan çok uluslu deniz güçleri tarafından engellendi. ABD önderliğindeki koalisyon, gemilere yönelik tehditleri denizde savuşturmanın yanı sıra Ocak’tan bu yana Yemen’deki Husi hedeflerine yönelik saldırılar düzenliyor. ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), en son Yemen’deki Husi kontrolünde olan bölgelere 9-10 Kasım tarihlerinde hava saldırıları gerçekleştirdi.
Husiler kimdir? Yemen’deki kontrol alanları nelerdir ve hangi büyük güçler tarafından destekleniyorlar? Husi isyancıların Kızıldeniz stratejisi Yemen’in başkenti Sana’yı ve batı bölgesini kapsayan bir kontrol sağlayan Husi hareketinin, İsrail’in Gazze’deki saldırılarına tepki olarak Hamas ile dayanışma amacı taşıdığını savunuyor. Ancak, Kızıldeniz ve Aden Körfezi’nde İsrail ile bir bağlantısı olmayan gemilerin de hedef alındığı gözlemleniyor. Husi saldırılarının etkisiyle, Kızıldeniz’de kayda değer bir deniz trafiği azaldı ve küresel deniz ticaretinin yaklaşık %15’ini oluşturan bu önemli rotada ticari gemiler, daha uzun ve riskli rotalar tercih ederek yolculuk yapmaya başladı.
Husiler, Yemen’deki Şii Zeydiler azınlığının oluşturduğu silahlı bir grup olarak tanımlanıyor. Bu grup 1990’lı yıllarda o dönemdeki Devlet Başkanı Ali Abdullah Salih’in yolsuzluklarına karşı bir mücadele için kurulmuştu ve adını hareketin kurucusu Hüseyin El Husi’den alır. Kendileri ayrıca “Ensar Allah” adıyla da anılmaktadır. 2003’te ABD’nin Irak’ı işgalinden sonra Husiler, “Allahuekber. ABD’ye Ölüm. İsrail’e Ölüm. Yahudilere Lanet Olsun, ve Zafer İslam’ın” sloganını benimsemişlerdir. Hamas ve Hizbullah ile birlikte, İsrail, ABD ve genel olarak Batı karşısında İran liderliğindeki “direniş ekseni” içerisinde yer aldıklarını ifade etmektedirler. Avrupa Barış Enstitüsü’nden Yemen uzmanı Hişam el Omeysi, Husilerin bu şekilde Körfez bölgesinde neden gemilere saldırdığını ortaya koyan bir açıklamada bulunmuştur. “Şu anda emperyalistlerle, İslam ulusunun düşmanlarıyla savaşı yürütüyorlar. Bu durum, tabanlarında oldukça etkili bir şekilde yankı buluyor” şeklinde ifade etmiştir.
Husiler, 2014 yılının başında Yemen’deki Devlet Başkanı Abdrabbuh Mansur Hadi’ye karşı ayaklandıklarında, büyük bir siyasi güç elde etmiştir. Eski düşmanları Salih ile anlaşarak, onu tekrar iktidara geri getirmeyi hedefliyorlardı. 2015’in başlarında ülkenin kuzeyindeki Saada bölgesini ele geçirip, başkent Sana’yı da kontrol altına alarak Hadi’yi ülke dışına kaçmaya zorladılar. Yemen’in komşusu Suudi Arabistan ise Husilere karşı askeri müdahalede bulunarak Hadi yönetimini yeniden tesis etmeye çalıştı. Bu müdahaleye Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn de destek verdi. Husiler, bu saldırıları geri püskürttü ve Yemen’in geniş bölgelerini kontrol altında tutmaya devam etti. Suudi Arabistan’a katılmak üzere taraf değiştiren Ali Abdullah Salih, 2017’de hayatını kaybetti.
Husileri kimin desteklediği sorusu ise dikkat çekiyor. Husiler, örgütlenmelerinde Lübnan’daki Şii silahlı grup Hizbullah’tan esinlenmektedirler. ABD’li Terörle Mücadele Merkezi, Husilere 2014 yılından bu yana yoğun askeri uzmanlık ve eğitim desteği sağlandığını rapor etmiştir. Ayrıca, Husiler İran’ı müttefik olarak gördüklerini belirtiyor. ABD ve müttefikleri, Husilerin saldırılarında İran yapımı insansız hava araçları ile seyir füzeleri kullandıklarını iddia ediyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne sunulan bir raporda, İran desteğiyle Husilerin yerel bir silahlı güçten “kuvvetli bir askeri örgüte” dönüştüğü ifade edilmiştir. Ancak İran, Husilere askeri yardımda bulunduğu yönündeki iddiaları reddetmektedir.
ABD ve Suudi Arabistan, Husilerin 2017’de Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’a fırlattığı ve havada düşürülen balistik füzelerin İran tarafından sağlandığını belirtmektedir. Suudi Arabistan, 2019 yılında petrol tesislerine gerçekleştirilen saldırılar için kullanılan güdümlü füzeler ve insansız hava araçlarının da İran kökenli olduğunu öne sürmektedir. Husiler, Suudi Arabistan’a on binlerce kısa menzilli füze atmış ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne de saldırılar düzenlemiştir. Bu durum, BM silah ambargosunun ihlalini oluşturuyor.
Husilerin ne kadar güçlü olduğu sorusuna gelince, Yemen’in resmi hükümeti Devlet Başkanlığı Liderlik Konseyi’nden oluşmaktadır. Devlet Başkanı Abdrabbuh Mansur Hadi, yetkilerini Nisan 2022’de bu yeni oluşuma devretmiştir ve merkezi Riyad’dadır. Ancak Yemen nüfusunun büyük bir kısmı Husi kontrolü altındaki bölgelerde yaşamaktadır. Husiler, ülkenin kuzeyinde vergi toplamakta ve kendi para birimlerini basmaktadır. BM Güvenlik Konseyi’nin Husi hareketi uzmanı Ahmed el Bahri, Husi hareketinin 2010 yılında 100 ila 120 bin üyesi olduğunu, bunların silahlı birlikler ve silahsız destekçilerden oluştuğunu ifade etmiştir. BM ayrıca, Husi isyancıların 2020 yılı itibarıyla saflarına kattıkları yaklaşık 1500 çocuğun öldüğünü, sonraki yıllarda da yüzlercesinin hayatını kaybettiğini bildirmiştir. Husi isyancılar, Kızıldeniz’de saldırı düzenlemeye devam ettikleri kıyıların büyük bir kısmını hala kontrol altında tutmaktadır. El Omeysi, bu saldırıların Suudi Arabistan ile yürütülen müzakereler üzerinde etkisi olduğuna dikkat çekmektedir. “Suudilere Kızıldeniz güzergahını kapatabileceklerini göstererek, istedikleri ödünler için daha fazla baskı yapma imkanına sahip oluyorlar.”