İstanbul ve Marmara, Ege, Akdeniz ve Karadeniz Bölgeleri Deniz Ticaret Odası (İMEAK) Başkanı Tamer Kıran, iklim değişikliğinin ülkenin deniz ticaretine önemli etkilerine dikkat çekerek, deniz taşımacılığının diğer transit modlara göre ekolojik avantajlarını vurguladı.
İklim değişikliğinin küresel yansımaları; kuraklık, sel, orman yangınları, aşırı sıcaklıklar ve buzulların erimesi gibi hava durumuyla ilgili çeşitli olaylarda kendini gösterdi; bunların tümü deniz ve nehir seviyelerini etkiliyor. Avrupa Birliği’nin Copernicus İklim Değişikliği Servisi, 1993’ten bu yana küresel deniz seviyelerinde yıllık ortalama 3,3 milimetrelik bir artış olduğunu bildirdi; bu, 30 yıllık bir süre içinde toplam 9,7 santimetrelik bir artışa karşılık geliyor. Özellikle, artan su sıcaklıklarından kaynaklanan termal genleşme, küresel deniz seviyesindeki yükselişin %30’una katkıda bulunurken, geri kalan %70’i buzulların erimesine atfedildi.
Nehir su seviyelerinde son zamanlarda yaşanan artışlar, başta Almanya’nın Ren Nehri bölgesinde olmak üzere küresel deniz ticaretini sekteye uğrattı ve nehrin yükselen su seviyeleri nedeniyle nakliye rotalarının kapanmasına yol açtı. Bu artış, gemiler ve köprüler arasındaki açıklığı sınırlayarak şirketlerin sürekli ulaşım için alternatif su yollarını keşfetmesini zorunlu kılıyor.
AA muhabirine, değişen nehir su seviyelerinin deniz taşımacılığı üzerindeki önemli etkisini anlatan Kıran, kıtalararası ticaret, hammadde taşımacılığı ve başta gıda olmak üzere temel malların uygun maliyetli ithalat/ihracatı için deniz taşımacılığının vazgeçilmez olduğunun altını çizdi.
Kıran, “Türkiye’nin dış ticaret yükünün yaklaşık yüzde 87’si deniz yoluyla yapılıyor.” dedi. Maliyet etkinliği, büyük hacim kapasitesi ve minimum çevresel ayak izi açısından deniz taşımacılığının faydalarını vurguladı. Karbondioksit emisyonlarını karşılaştıran Kıran, 1 ton yükün 1 kilometre (0,62 mil) taşınmasında deniz taşımacılığının karayolu, demiryolu ve havayolu taşımacılığına göre çok daha az emisyon salımına yol açarak çevre dostu bir alternatif haline geldiğini belirtti. Örneğin, CO2 emisyonları aynı kargo hareketi için deniz taşımacılığına kıyasla demiryollarında yaklaşık altı kat, karayollarında 19 kat, hava taşımacılığında ise 90 kat daha fazladır.
Ancak Kıran, dünya çapında yaklaşık 66.000 geminin dahil olduğu küresel açık deniz ticaretinin, boğazlar, kanallar, nehirler ve limanlar gibi kritik kavşaklarda meydana gelen kazalardan veya iklim olaylarından önemli ölçüde etkilenebileceğinin altını çizdi. Deniz trafiğindeki olası aksaklıkların ve bu aksaklıkların küresel ekonomiye yol açabileceği ciddi ekonomik zararın altını çizdi. Kıran ayrıca, hayati bölgelere mal ulaştırılmasında yaşanacak herhangi bir kesinti veya gecikmenin tedarik zincirini ciddi şekilde bozabileceğini, insani krizlere ve risklere yol açabileceğini vurguladı.
24 Mart 2021’de kum fırtınası nedeniyle görüş mesafesinin azalması ve olumsuz hava koşulları nedeniyle Süveyş Kanalı’nda mahsur kalan Ever Given konteyner gemisinin karıştığı olaya işaret eden Kıran, olayın ağır yansımalarına dikkat çekti. Kanalın kapatılması, deniz trafiğinin durmasına ve her iki uçta da uzun gemi kuyruklarına yol açarak, küresel ticarette tahmini günlük 10 milyar dolar kayba neden oldu. Kesinti, ham petrol ve sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) gibi önemli emtiaların nakliyesini etkiledi.
Kıran, küresel ısınma ve yetersiz yağış nedeniyle oluşan kuraklık nedeniyle Panama Kanalı’nda deniz ve nehir seviyesindeki azalmanın, dünya ticaretinin yaklaşık yüzde 6’sını oluşturan deniz ticaretini olumsuz etkilediğini belirtti.
Boğazlar ve kanallar gibi kritik deniz geçişlerinde ortaya çıkan sorunların deniz ticaretini önemli ölçüde aksatabileceği uyarısında bulundu. Deniz seviyesindeki potansiyel artış, kıyı bölgelerindeki altyapıya zarar vererek deniz ticaretini de sekteye uğratabilir. Kıran ayrıca deprem sonrasında yaşanan tsunami ve fırtına gibi doğal afetlerin deniz yollarını bozabileceğini, karayolu ulaşım yollarının normal seyrini değiştirebileceğini vurguladı.
Kıran, olası risklerin proaktif olarak ele alınabilmesi için gelecekteki deniz ticaretine yönelik potansiyel tehditlerin izlenmesi ve iklim değişikliğinin etkilerinin değerlendirilmesi gerekliliğini vurguladı.
Denizcilik sektöründe karbondan arınma ve sıfır emisyonlu gemilerin yaratılmasına yönelik çalışmalara değinen Kıran, iklim değişikliğine uyum için atılması gereken adımları şöyle sıraladı:
“Gemilerin ve diğer deniz araçlarının verimliliğini ve çevreye uyumluluğunu artıran teknolojilerin geliştirilmesine kritik bir ihtiyaç var. Bu, yenilikçi yakıt teknolojilerini, daha etkin gemi tasarımlarını, limanlarda enerji tasarrufu önlemlerinin uygulanmasını ve atık yönetim sistemlerinin kurulmasını içeriyor. Ayrıca, gemilerin daha çevre dostu ve verimli bir şekilde işletilmesini kolaylaştırmak için liman altyapısının geliştirilmesi hayati önem taşıyor.”
Kıran, deniz ticaretinin devam eden ve sürdürülebilir niteliğinin sağlanmasının ortak bir küresel çaba gerektirdiğini vurguladı. İlgili ülke, kurum ve kuruluşlar arasında işbirliğinin önemine dikkat çekerek, bu konuda ortak sorumlulukları olduğunu vurguladı.