Başlık: İngiltere ve ABD, ‘terör örgütü’ listesinde yer alan HTŞ ile nasıl bağlantı kuruyor?
İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy, İngiliz hükümetinin Suriye’de Esad yönetimini deviren Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) isimli isyancı grup ile “diplomatik ilişki” kurduğunu açıkladı. Lammy, HTŞ’nin hâlâ terör örgütü olarak kabul edildiğini, ancak İngiltere’nin “diplomatik ilişkiler geliştirebileceğini ve bu çerçevede adımlar attığını” belirtti. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken de Cumartesi günü, ABD’nin Şam’ın kontrolünü ele geçiren HTŞ ile “doğrudan temas” halinde olduğunu ifade etti. Bu, ABD’nin HTŞ ile doğrudan iletişim kurduğuna dair yapılan ilk resmi açıklama olarak kaydedildi. İngiltere ve ABD’den gelen bu açıklamalar, birçok ülkenin terör örgütleri listesinde yer alan HTŞ ile ilerleyen dönemlerde nasıl temas kurulacağına dair tartışmaları şekillendirecek gibi görünüyor.
Suriye’de HTŞ’nin çağrısı üzerine birçok şehirde Esad’ın devrilmesi kutlandı. Kemi Badenoch, İngiltere’de Muhafazakar Parti’nin ilk siyah lideri oldu. Öte yandan, İngiliz hükümeti, bölgedeki sığınmacılar dahil “savunmasız Suriyelilere” yönelik 50 milyon sterlinlik yeni bir insani yardım paketi açıkladı. Lammy, “Suriye’de kapsayıcı ve temsili bir hükümet görmek istiyoruz. Kimyasal silah depolarının güvende olduğunu, bu silahların kullanılmadığını ve şiddetin sona ereceğine dair güvence aldığımızı görmek istiyoruz” dedi. Lammy açıklamalarına şöyle devam etti: “Tüm bu nedenlerden ötürü, diplomasi ve istihbarata dayalı her türlü yolu kullanarak gerektiğinde HTŞ ile temas kurma çabası içindeyiz.”
İngiliz dışişleri kaynakları, HTŞ ile olan diplomatik iletişimin, Dışişleri Bakanı’nın doğrudan dahil olmasını gerektirmediğini belirtiyor. Kaynaklar, bu temasın mevcut terörizm yasaları çerçevesinde mümkün olduğunu söylemekte ve sivil toplum kuruluşlarının insani yardımlar amacıyla temas kurmasına örnek vermektedir. Bu adımın, İngiltere’nin HTŞ’yi terör örgütleri listesinden çıkarma anlamına gelmediği, ancak ilerleyen dönemlerde HTŞ’nin savunulduğu eylemler temelinde değerlendirileceği vurgulanmaktadır. ABD Dışişleri Bakanı Blinken da Cumartesi günü yaptığı açıklamada, HTŞ ile olan bağlantılarının özellikle kaybolan Amerikalı gazeteci Austin Tice’ın durumu ile ilgili olduğunu ifade etti. Pazar günü Lammy ile yaptığı görüştüğünde, Blinken Washington’ın “Suriye halkının seçmiş olduğu temsili hükümete destek vereceği” mesajını iletti. Lammy, HTŞ’nin İngiltere’nin terör örgütleri listesinden çıkarılıp çıkarılamayacağı sorusuna karşılık, örgütün El-Kaide’nin bir uzantısı olarak ortaya çıktığını hatırlatarak, “El-Kaide, İngiltere topraklarında büyük can kayıplarının sorumlusudur. HTŞ’yi eylemlerine göre değerlendireceğiz. Geleceğe dair kesin bir tahminde bulunamam, ancak bunun Suriye için kritik bir dönüm noktası olduğunu kabul ediyoruz” dedi. HTŞ’nin statüsüne ilişkin olarak İngiltere Başbakanı Keir Starmer de henüz bir karar verilmediğini belirtmiştir. İngiltere’nin Suriye’ye yapmayı planladığı mali yardım kararı, Ürdün’ün Akabe kentinde düzenlenen dışişleri bakanları toplantısı sonrasında alınmıştır. Arap Birliği tarafından oluşturulan Arap Bakanlar Temas Komitesi’nin Suriye konulu ilk uluslararası toplantısı Akabe’de gerçekleştirilmişti. Bu toplantıya Türkiye, ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, Bahreyn, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler’den temsilciler katılmıştı. HTŞ bu toplantıda yer bulamamıştı. İngiltere, 2013 yılında ülkedeki iç savaşın büyümesi nedeniyle Şam’daki büyükelçiliğini kapatmıştı. 2011-2021 yılları arasında ise 30 binden fazla Suriyeli, İngiltere’de sığınma hakkı elde etmiştir.