Başlık: İsrail’in İran’a olası saldırısı: ABD’nin sızdırılan belgelerine ilişkin analizler neler söylüyor?
Yazar: Frank Gardner, Güvenlik Muhabiri 22 Ekim 2024, 03:25 +03 Güncelleme: 22 Ekim 2024, 08:36 +03
ABD’li araştırmacılar, son derece gizli istihbarat belgelerinin sızdırılma yöntemlerini tespit etmeye çalışıyorlar. Cuma günü Telegram’da yayımlanan bu belgelerin, ABD’nin İsrail’in İran’a yönelik saldırı planlarını içerdiği iddia ediliyor. Söz konusu belgelerin, uydu görüntüleri ve diğer istihbarat verilerine dayandığı belirtiliyor. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü John Kirby, Başkan Joe Biden’ın bu sızdırma olayı hakkında “derin bir endişe duyduğunu” açıkladı. Kirby aynı zamanda, belgelerin hacking yolu ile mi yoksa doğrudan sızdırılarak mı elde edildiğinin henüz belirlenemediğini iletti.
İsrail ve İran: Vekalet savaşından potansiyel bölgesel çatışmaya
ABD’nin İsrail’e askeri yardımı durdurma tehdidinin, “tutulmayan sözlere yönelik öfke” olarak yorumlandığı ifade ediliyor.
Beyaz Saray, Suriye ve Irak’taki İran ile bağlantılı hedeflere saldırı onayını vermiş durumda. Son üç haftadır, İsrail, İran’ın 1 Ekim’de İsrail’e gerçekleştirdiği balistik füze atağına cevap olarak Tahran’a sert bir yanıt vermeye hazırlandığını söylüyor. İran ise, saldırının İsrail’in 27 Eylül’de Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ı öldürmesine karşı bir misilleme olarak yapıldığını iddia ediyor.
Belgelerin doğruluğu hakkında ne söyleniyor?
Askeri uzmanlar, belgelerin başlıklarında kullanılan terimlerin inandırıcı olduğunu ve geçmişte sızdırılan benzer belgelerle tutarlılık gösterdiğini belirtiyor. “Çok Gizli” etiketli belgeler, “Yabancı Hükümet İstihbaratı” anlamına gelen “FGI” kısaltmasını içeriyor. Bu belgelerin, düzenli olarak istihbarat paylaşan ABD, İngiltere, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın güvenlik teşkilatlarına gönderildiği düşünülüyor. Belgelerdeki “TK” kısaltması, uydu tabanlı sinyal istihbaratı (SIGINT) ve görüntü istihbaratını (IMINT) kapsayan bir kodlamaya işaret ediyor.
Belgelerin taşıdığı mesajlar
İki belge, ABD Ulusal Coğrafi İstihbarat Teşkilatı tarafından 15-16 Ekim tarihlerinde analiz edilen veriler üzerinden, İsrail’in İran’daki hedeflere yönelik saldırı hazırlıklarına dair gizli değerlendirmeleri içeriyor. Belgelerde iki farklı havadan fırlatılan balistik füze sistemi sıkça adlandırılıyor: Golden Horizon ve Rocks. Rocks, İsrail şirketi Rafael tarafından tasarlanan uzun menzilli bir füze sistemi olup, hem yüzeyde hem de yer altında çeşitli hedefleri etkisiz hale getirmek üzere geliştirilmiştir. Golden Horizon’ın ise yaklaşık 2.000 km menzil sunan Blue Sparrow füzesi yerine kullanılması öngörülüyor. Bu durum, İsrail Hava Kuvvetleri’nin Nisan ayında Isfahan civarındaki bir İran radar mevzisine yönelik gerçekleştirdiği balistik füze saldırısının daha geniş bir versiyonunu planladığını gösteriyor. Bu uzun menzilli silahlar, İsrail’in hava saldırıları sırasında bölgedeki bazı ülkelerin üzerinden geçme ihtiyacını azaltıyor.
Belgelerde herhangi bir nükleer caydırıcılık hazırlığına dair bilgi mevcut değil. ABD yönetimi, İsrail’in nükleer silahlara sahip olduğunu hiçbir zaman açıkça teyit etmiyor; bu, büyük ölçüde İsrail’in isteği doğrultusunda gelişiyor.
Hangi bilgileri yok sayıyorlar?
Belgelerde açık bir şekilde İsrail’in İran’da hangi hedefleri, hangi tarihlerde vurmayı planladığına dair net bir bilgi bulunmuyor. ABD, İran’ın nükleer araştırma ya da petrol tesislerine yönelik muhtemel saldırılara kesin bir şekilde karşı durduğunu gizlemiyor. Bu durumda, İran Devrim Muhafızları Ordusu (IRGC) ve Besic milislerine ait askeri üsler hedef dışı bırakılıyor; çünkü bu iki kuruluş İslam Cumhuriyeti’nin temelini oluşturuyor ve askeri güçlerini ülke dışında yayarak içsel protestoları bastırıyor.
Birçok kişi, İsrail’in misilleme yapma sözünü yerine getireceğini düşünmüştü. Ancak Nisan ayında İran, İsrail’in Şam’daki elçilik binalarına yönelik hava saldırısında Devrim Muhafızları görevlilerini öldürmesi sonrası 300 insansız hava aracı ve füze ile karşılık vermeden önce 12 gün beklemişti. ABD’nin başkanlık seçimlerine bir aydan az bir zaman kalması, bölgede artan gerginlikten endişe duyması, İsrail’in gecikmesinin nedenlerinden biri olabilir.
Belgelerin kasıtlı olarak sızdırılıp sızdırılmadığı
Muhtemel olarak, bunun nedeni İsrail’in planlarını bozmayı amaçlayan bir kişi tarafından gerçekleştirilmiş olması. İran’ın gelişmiş bir siber savaş kapasitesi olduğu dikkate alınıyor ve hackleme olasılığı da değerlendiriliyor. Eğer belgeler gerçekse, ABD ile İsrail arasındaki yakın savunma ilişkisine rağmen Washington’ın hâlâ kendi müttefiki hakkında bilgi gizleme kaygısıyla casusluk faaliyetlerine yöneldiği anlamına geliyor. Bu belgeler, İsrail Hava Kuvvetleri’nin İran’a yönelik uzun menzilli bir saldırı düzenleme planlarının oldukça ileri bir aşamada olduğunu ve İran’ın muhtemel tepkisine karşı önlemlerin alındığını gösteriyor. Kısacası, eğer İsrail bu planları hayata geçirirse, Orta Doğu’da tansiyon bir kez daha son derece yükselebilir.