Amerikan basınında bugün Türkiye hakkında çıkan haberler ağırlıklı olarak Türkiye’nin İsrail’e karşı soykırım davasına dahil olması yer alıyor.
Türkiye’nin Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne Başvurusu
Türkiye, Güney Afrika’nın İsrail’e karşı açtığı soykırım davasına müdahil olmak için Birleşmiş Milletler mahkemesine başvuruda bulunacak. Bu başvuru, Türkiye’nin İsrail’in Gazze’deki askeri operasyonlarını soykırım olarak nitelendiren iddialarına destek amacı taşıyor. Türkiye, bu davaya katılarak yazılı beyanlarda bulunabilecek ve kamuya açık duruşmalarda konuşma hakkına sahip olacak.
Türkiye’nin Uluslararası Adalet Divanı’nda (ICJ) İsrail’e karşı açılan “soykırım” davasına müdahil olma çabası, bugünlerde uluslararası basında geniş yer buluyor. İşte bu konuyla ilgili daha fazla detay:
Davaya Müdahil Olma Süreci
Türkiye, Güney Afrika’nın İsrail’e karşı açtığı “soykırım” davasına müdahil olmak için ICJ’ye başvuruda bulunacak. Bu başvuru, Türkiye’nin İsrail’in Gazze’deki askeri operasyonlarını soykırım olarak nitelendiren iddialarına destek amacı taşıyor. Türkiye, bu davaya katılarak yazılı beyanlarda bulunabilecek ve kamuya açık duruşmalarda konuşma hakkına sahip olacak.
TBMM Heyeti’nin Lahey Ziyareti
TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Cüneyt Yüksel başkanlığındaki heyet, Güney Afrika Cumhuriyeti’nin İsrail aleyhine ICJ’de açtığı “soykırım” davasını takip etmek üzere Lahey’e geldi. Heyet, davanın mümkün olan en kısa sürede tamamlanmasını temenni ettiklerini belirtti. Türkiye’nin ilk günlerden itibaren hem insani yardımın geçişine hem de kalıcı barışın sağlanmasına yönelik girişimlerini sürdürdüğüne değinen Yüksel, uluslararası mahkemelerde alınan kararların uygulanmasının da takipçisi olacaklarını ifade etti.
Türkiye’nin Hukuki Durumu
Türkiye, ICJ’nin zorunlu yargı yetkisini tanımamaktadır. Bu nedenle, Türkiye’nin ICJ’de doğrudan dava açma hakkı bulunmamaktadır. Ancak, BM üyesi devletler, BM Antlaşması uyarınca ICJ Statüsüne de taraf oldukları için, ICJ önündeki davalara müdahil olabilmektedirler. Türkiye’nin bu davaya müdahil olma talebi de bu çerçevede değerlendirilmektedir.
Uluslararası Destek ve Tepkiler
Dava sürecinde, Güney Afrika’nın yanı sıra Belçika, Maldivler ve bazı İngiliz siyasetçiler de İsrail’e karşı açılan davaya destek vermiştir. Uzmanlar, Güney Afrika’nın İsrail’e karşı açtığı “soykırım” davasındaki delillerin güçlü olduğunu belirtmektedir. İsrail ise, ICJ’nin bu konuda karar verme yetkisinin olmadığını savunarak, barış sürecinin diplomatik yollarla sürdürülmesi gerektiğini öne sürmüştür.
Türkiye’nin bu davaya müdahil olma çabası, uluslararası toplumda büyük yankı uyandırmış ve İsrail’in Gazze’deki eylemlerine karşı uluslararası hukukun uygulanması gerektiği yönünde güçlü bir mesaj verilmiştir.
Türkiye’nin Uluslararası Adalet Divanı’nda (ICJ) Güney Afrika’nın İsrail’e karşı açtığı “soykırım” davasına katılımı, çeşitli yasal ve diplomatik roller üstlenmesini sağlayabilir. İşte Türkiye’nin bu dava sürecinde oynayabileceği roller ve bu rollerin detayları:
1. Yasal Temel ve Müdahale Şekilleri
Türkiye, ICJ’de iki ana yasal temel üzerinden müdahale edebilir:
Madde 62: Bir devlet, bu madde kapsamında davaya müdahil olmak istiyorsa, mahkemeye kararın kendi yasal çıkarlarını etkileyebileceğini gösteren bir talep sunmalıdır. Mahkeme bu talepleri kabul veya reddetme yetkisine sahiptir. Kabul edilirse, müdahil devlet davaya katılabilir, beyanlarda bulunabilir ve delil sunabilir.
Madde 63: Bu madde kapsamında müdahale, davaya konu olan bir anlaşmanın (bu durumda 1948 Soykırım Sözleşmesi) yorumlanmasına katılma hakkı tanır. Bu tür müdahaleler, anlaşmaya taraf olan devletlerin hakkıdır ve mahkeme, müdahale talebini inceleyerek kabul veya reddeder. Kabul edilirse, anlaşmanın mahkeme tarafından yapılan yorumu müdahil devlet için de bağlayıcı olur.
2. Türkiye’nin Spesifik Rolü
Yazılı ve Sözlü Beyanlar: Türkiye, davaya katılarak yazılı beyanlarda bulunabilir ve kamuya açık duruşmalarda konuşma hakkına sahip olabilir. Bu beyanlar, mahkemenin soykırım tanımını ve İsrail’in Gazze’deki eylemlerini değerlendirmesinde etkili olabilir.
Delil Sunma: Türkiye, davaya delil sunarak, Güney Afrika’nın iddialarını destekleyebilir ve İsrail’in eylemlerinin soykırım olarak nitelendirilmesi gerektiğini savunabilir.
3. Diplomatik ve Politik Etkiler
Uluslararası Baskı: Türkiye’nin müdahalesi, ICJ’nin İsrail’in eylemlerini soykırım olarak tanımlaması yönünde uluslararası baskıyı artırabilir. Bu, İsrail üzerinde hem hukuki hem de politik baskı oluşturabilir.
Bölgesel Liderlik: Türkiye’nin bu davaya katılımı, bölgesel ve uluslararası arenada Filistin haklarını savunma konusundaki liderliğini pekiştirebilir. Bu, diğer ülkeleri de benzer adımlar atmaya teşvik edebilir.
4. Süreç ve Sonraki Adımlar
Müdahale Bildirimi: Türkiye, müdahale bildirimini sunduktan sonra, mahkeme taraflardan (Güney Afrika ve İsrail) yazılı gözlemler talep edebilir. Gerekli görülürse, müdahalenin kabul edilebilirliğini belirlemek için sözlü bir duruşma düzenlenebilir.
Karar ve Uygulama: Mahkeme, müdahale taleplerini değerlendirip karar verdikten sonra, Türkiye’nin müdahale metni BM Genel Sekreteri, BM üyesi devletler ve diğer müdahil ülkelere iletilebilir. Mahkeme, müdahale metinlerini çevrimiçi olarak yayınlayabilir.
Türkiye’nin bu davaya müdahil olması, uluslararası hukuk ve insan hakları alanında önemli bir adım olarak değerlendirilebilir ve Gazze’deki durumun uluslararası toplum tarafından daha yakından incelenmesini sağlayabilir.