Tartışmalı bir hareketle, İstanbul’un güney kıyısındaki araç trafiğine kapalı Büyükada’ya elektrikli minibüslerin getirilmesi İbrahim Aycan gibi sakinlerin güçlü muhalefetine yol açtı. Ada Dostları Derneği Başkanı avukat Aycan, adanın kutsal huzurunu tehdit ettiğine inandığı bu minibüslerden derin kaygı duyduğunu ifade etti.
“Bu araçlar bizi üzüyor. İnsanlar yürüsün, bisiklete binsin!” Aycan ısrar etti.
Adalar’ın bir parçası olan ve popüler bir turizm merkezi olan Büyükada, uzun süredir yaya dostu sokaklarıyla biliniyor ve burada temel hizmetler dışında motorlu taşıtlar yasak. Yerel yaban hayatını korumak için 2020’de at arabaları bile yasaklandı.
Ancak 15 Haziran’da adaların dar sokaklarında dolaşan 12 kişilik minibüslerin hizmete girmesiyle gerilim daha da arttı.
Aycan, “Dün evime giderken bir otobüs gördüm. Randevum vardı ama önünde yarım saat dondum” dedi.
Bu minibüslerin kullanılmaya başlanması günlük protestolara ve kendiliğinden gösterilere yol açtı; yalnızca ilk gün sekiz protestocu gözaltına alındı.
Çocukluğundan beri her yazını Büyükada’da geçiren Kamer Alyanakyan, adanın yaya karakterinin korunmasının önemine değindi.
Minibüslerin kaldırılması için imza kampanyasına destek veren Alyanakyan, “Kimse fikrimizi sormadı. Adanın sokakları yayalara açık ve bu kimliğimizi kaybetmek istemiyoruz.” dedi.
Adadaki kafe sahibi Mehmet Can, direnişe rağmen yaz aylarında ziyaretçi akınında minibüslerin kullanışlı olduğunu kabul etti.
Can, “(Yetkililer) sırf bir grup insan havlıyor diye bunları çöpe atmaz” diyerek bunun gerekliliğine dikkat çekti.
Muhalefetteki CHP partisinin liderliğindeki İstanbul Belediyesi ise minibüslerin ada sakinleri, özellikle yaşlılar ve engelliler için önemini öne sürerek savundu.
Ancak İstanbul belediye meclisi, belediyeyle yakın diyalog içinde, yaya caddelerini korumak için mücadele eden adalılara destek verdi.
Büyükada, 1930’lu yıllardan bu yana araç trafiğine kapalı, 1984 yılından itibaren ise yaya bölgesi ve sit alanı ilan edilmiş.
Tartışmalı bir hareketle, İstanbul’un güney kıyısındaki araç trafiğine kapalı Büyükada’ya elektrikli minibüslerin getirilmesi İbrahim Aycan gibi sakinlerin güçlü muhalefetine yol açtı. Ada Dostları Derneği Başkanı avukat Aycan, adanın kutsal huzurunu tehdit ettiğine inandığı bu minibüslerden derin kaygı duyduğunu ifade etti.
“Bu araçlar bizi üzüyor. İnsanlar yürüsün, bisiklete binsin!” Aycan ısrar etti.
Adalar’ın bir parçası olan ve popüler bir turizm merkezi olan Büyükada, uzun süredir yaya dostu sokaklarıyla biliniyor ve burada temel hizmetler dışında motorlu taşıtlar yasak. Yerel yaban hayatını korumak için 2020’de at arabaları bile yasaklandı.
Ancak 15 Haziran’da adaların dar sokaklarında dolaşan 12 kişilik minibüslerin hizmete girmesiyle gerilim daha da arttı.
Aycan, “Dün evime giderken bir otobüs gördüm. Randevum vardı ama önünde yarım saat dondum” dedi.
Bu minibüslerin kullanılmaya başlanması günlük protestolara ve kendiliğinden gösterilere yol açtı; yalnızca ilk gün sekiz protestocu gözaltına alındı.
Çocukluğundan beri her yazını Büyükada’da geçiren Kamer Alyanakyan, adanın yaya karakterinin korunmasının önemine değindi.
Minibüslerin kaldırılması için imza kampanyasına destek veren Alyanakyan, “Kimse fikrimizi sormadı. Adanın sokakları yayalara açık ve bu kimliğimizi kaybetmek istemiyoruz.” dedi.
Adadaki kafe sahibi Mehmet Can, direnişe rağmen yaz aylarında ziyaretçi akınında minibüslerin kullanışlı olduğunu kabul etti.
Can, “(Yetkililer) sırf bir grup insan havlıyor diye bunları çöpe atmaz” diyerek bunun gerekliliğine dikkat çekti.
Muhalefetteki CHP partisinin liderliğindeki İstanbul Belediyesi ise minibüslerin ada sakinleri, özellikle yaşlılar ve engelliler için önemini öne sürerek savundu.
Ancak İstanbul belediye meclisi, belediyeyle yakın diyalog içinde, yaya caddelerini korumak için mücadele eden adalılara destek verdi.
Büyükada, 1930’lu yıllardan bu yana araç trafiğine kapalı, 1984 yılından itibaren ise yaya bölgesi ve sit alanı ilan edilmiş.