İstanbul’un Güngören ilçesinde, 30 Ağustos 2023 tarihinde bir kahvehaneye gerçekleştirilen silahlı saldırı sonucunda çatışma yaşanmış; olayda CHP Güngören İlçe Kadın Kolları yöneticisi Burcu Kan’ın eşi, parti üyesi Burak Kan ve Servet Aytaş isimli bir kişi hayatını kaybetmiş, 4 kişi de yaralanmıştır. Bugün gerçekleştirilen davanın 3’üncü duruşması öncesinde partililer Bakırköy Adliyesi önünde toplandı. CHP İstanbul İl Kadın Kolları Başkanı Hatice Selli Dursun, “Bu Hukuk Mücadelesi, hukukun sağlanmasına kadar sürecek. Sevgili Burcu ve kıymetli aileler mücadeleye kararlılıkla devam ediyor. Arayışları adalet. Bu sürecin sonuna kadar takipçisi olacağız” şeklinde konuştu.
“ADALETİ SAĞLARIZ AMA CANLAR GİTTİKTEN SONRA BU İŞE YARAMAZ”
Avukat Onur Cingil ise Türkiye’nin çeteler ülkesi haline geldiğini belirtti. Cingil, “Bu dosya, bir bilet organizasyonundan uyuşturucu çetesine kadar uzanan, Türkiye genelinde basmadıkları yer kalmayan büyük bir çeteye dair. En ilginç tarafı ise, biz hukukçular adaletin tecellisini sağlarız fakat canlar kaybedildikten sonra bu yararlı olmayacaktır. Çünkü bu insanlar, sosyal medyada klipler ve video şarkıları yapmışlar, pompalı tüfeklerle fotoğraflar çekinmişlerdir. Olay günü, dava konusunu oluşturan kahvehaneyi daha önce de basmışlardır. Üstelik bu kahvehane, emniyetten sadece 50 metre mesafededir. Yani emniyete bu kadar yakın bir mekân, birbirleriyle husumeti olan kişiler tarafından defalarca basılmıştır. Bu husumetin nedeni de yasalar gereği uyuşturucu, karaborsa, yaralama ve cinayet gibi suçlar açıkça bellidir. Ancak, siyasi fikirlerinden dolayı hapishaneler dolup taşarken gerçekten suçlu olanlar dışarıda gezmektedirler.”
“BU İNSANLAR BİR ÇETE”
“Suçluların dışarıda olmasının yarattığı tehlikeleri eleştirdiğimiz için bu dava, hem suçluların cezalandırılması hem de yeni Buraklar ve Muhammetler’in ölmemesi adına verdiğimiz bir mücadeledir. Geçtiğimiz duruşmaya kadar hala firari sanıklar vardı. O gün ifadeleri alınıp serbest bırakılanlar, şimdi firari durumundadır. Bugün, firari olanlar varsa göreceğiz. İlginç bir durum var, içerideki insanlar cinayet işlemiş ama sanıklardan biri, ‘Ben korsan taksi çekiyordum, arabama bindiler’ demekte. Diğeri ise ‘Ben kayınçoma gidiyordum’ diyor. Hiçbiri birbirini tanımadığını iddia ediyor, fakat açık kaynaklarda bunların bir çete olduğu görülmektedir. Bu çetenin varlığı nedeniyle Burak gibi, Muhammet gibi herkesin hayatı tehlikede. Belki biz bu dosyanın peşindeyiz diye kendi canımız da tehdit altında, fakat bu toplumda insanların yaşamının güvence altına alınabilmesi için gerçek suçluların cezalandırılması şarttır. Gerçek suçluların adalet önünde hesap vermesi gerekmektedir.”