Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu, Ramazan Bayramı’nın ilk gününde Adana’da düzenlenen Halil İbrahim Sofrası Buluşması’na katıldı. Burada yaptığı konuşmada, 14 Mayıs seçimlerinin sadece ülkenin 13. Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem TBMM’de görev alacak 600 milletvekilini seçmekle sınırlı kalmayacağını, aynı zamanda bir referandum niteliği taşıdığını söyledi.
Ramazan Bayramı’nın ilk günü Adana’da olan Saadet Partisi lideri Karamollaoğlu, 14 Mayıs seçimlerinin aynı zamanda bir referandum niteliği de taşıdığını söyleyerek “Değişimin ve yeni bir başlangıcın şafağındayız inşallah. Sadece ülkemizin 13. Cumhurbaşkanı’nı ve 28. Dönem TBMM’de görev alacak 600 milletvekilini seçmeyeceğiz bu seçimde. Vereceğimiz her bir oy ile Türkiye’nin gidişatına bir istikamet belirleyeceğiz ve karar vereceğiz” dedi.
Millet İttifakı’nı oluşturan altı siyasi partinin genel başkanları, İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanları ile ittifakın büyükşehir belediye başkanları, Ramazan Bayramı’nın ilk gününde deprem bölgesinde her biri ayrı bir ilde olmak üzere vatandaşlarla Halil İbrahim Sofrası Buluşması’nda bir araya geldi. Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu da, Halil İbrahim Sofrası Buluşması’na Adana’dan katıldı.
‘BU RAMAZAN TÜRKİYE İÇİN DAYANIŞMA VAKTİ OLDU’
Adanalılarla birlikte kahvaltı yapan Karamollaoğlu orada şöyle konuştu:
“Ne yazık ki bu yıl, Ramazan-ı Şerif’i kalplerimizdeki hüzün ve buruklukla geçirdik. Aklımız ve gönlümüz hep deprem bölgesindeki kardeşlerimizin yanında oldu, bir ayağımız da bu bölgedeydi. Bu Ramazan sadece bizim değil bütün bir Türkiye için dayanışma vakti oldu. Ülkemiz bu yıl iftar ve sahur sofralarını bir dayanışma ve kardeşlik sofrası kılma gayretine girdi. Bu vesileyle bir kez daha hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet, geride kalanlara sabır ve baş sağlığı diliyorum. Mekânları cennet makamları ali olsun.
Adana ayakta kalmasaydı yıkımlar daha yaygın, çekilen sıkıntılar daha da fazla olurdu. Siz kıymetli Adanalılar imdada yetişmeseydi zaten epey geciken yardım hiç ama belki de hiçbir zaman muhtaçlara ulaşamayacaktı. Bu anlamda emeği geçen herkese çok ama çok teşekkür ediyorum.
‘YARALARIMIZI SARANA DEK BU DAYANIŞMAYI SÜRDÜRMEK DURUMUNDAYIZ’
Unutmayalım ki yapacak daha çok işimiz var. Maddi ve manevi tüm yaralarımızı sarana dek hep birlikte bu güzel dayanışmayı sürdürmek durumundayız. Yıkılan şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırmalı, vatandaşlarımızın tamamını güvenli evlere yerleştirmeli, bölgede ekonomik hayatı yeniden canlandırmalıyız. Bu noktada da inanıyorum Adana tüm bu işlerin öncüsü, lokomotifi olacaktır. Değerli Büyükşehir Başkanımız Zeydan Bey, zaten büyük sorumluluklar üstlendi bu çerçevede.
‘BU SEÇİM AYNI ZAMANDA REFERANDUM’
Bu felaket döneminde tarihi bir seçime de gidiyoruz. Artık sadece seçim gününe 3 hafta kaldı. Değişimin ve yeni bir başlangıcın şafağındayız inşallah. Bu seçim aynı zamanda bir referandum olacak. Sadece ülkemizin 13. Cumhurbaşkanı’nı ve 28. Dönem TBMM’de görev alacak 600 milletvekilini seçmeyeceğiz bu seçimde. Vereceğimiz her bir oy ile Türkiye’nin gidişatına bir istikamet belirleyeceğiz ve karar vereceğiz. Sandıkta bu ucube sistemi değiştirmek adına bir tercihte bulunacağız. Yatırım ve üretim ekonomisi mi beton, yolsuzluk, israf ekonomisi mi buna karar vereceğiz. İnanıyorum ki kullandığımız oylarla ahlaki yozlaşmayı, adaletsizliği, yolsuzluğu ve yoksulluğu ortadan kaldıracağız. Pinpon topu gibi bir oraya bir buraya savrulan, çizdiği zikzaklarla adeta baş döndüren bir yanlış dış politika anlayışına da son vereceğiz, şahsiyetli bir dış politikadan yana yeni bir tavır belirleyeceğiz. Artık kirasını dahi ödeyemez hâle gelen, evini geçindiremeyen milyonlarca insanımız için değişimden yana, haktan yana ve hakkaniyetten yana bir tercihte bulunacağız.
‘ÇOĞUNLUĞU ELDE EDECEĞİMİZE SAMİMİYETLE İNANIYORUM’
Artık gerçek gündemlerimizi konuşma ve problemlerimizin çözümüne odaklanma zamanı geldi, hatta geçiyor. Problemlerimiz ortada. 6 siyasi parti olarak mutabakata vardığımız çözüm önerilerimiz, yol haritamız ortada. Hepsi ayrı ayrı belirlendi. Üzerinde uzun uzun çalıştık. Madde madde hazırlandık. Ülkemizin problemlerini birlikte, hızlı ve kalıcı çözümlere nasıl kavuşturacağımız konusunda bir uzlaşmaya vardık. Millet İttifakı olarak aynı şekilde ortak cumhurbaşkanı adayı ve ortak liste konularında da bir mutabakat sağlamış olduk. Hem başkanlık sisteminin getirdiği yüzde 50 artı 1 arayışı hem de seçim sisteminin getirdiği zorunlulukları da göz önünde bulundurarak tüm alternatifleri çalıştık, geniş çaplı istişarelerde bulunduk. Yaklaşık 1,5 yıl sürdü bu. Gelinen noktada tüm bu zorluklar ve ülkemizin ihtiyaçları doğrultusunda ortak politikalar, ortak aday ve ortak listelerin her birinde anlaşmaya vardık. Bu seçimde 6 siyasi parti olarak Millet İttifakı çatısı altında bir aradayız. Cumhurbaşkanı adayımız sayın Kılıçdaroğlu, sandıkta da CHP logosu altında seçime girecek ve kendi adaylarımızın da bulunduğu ortak listelerimizle vatandaşın huzuruna çıktık. İnanıyorum ki böylece Türkiye’nin 13.Cumhurbaşkanı sayın Kemal Kılıçdaroğlu olacaktır. Millet İttifakı olarak da parlamento aritmetiğinde çoğunluğu elde edeceğimize samimiyetle inanıyorum.
Unutmayalım ki, seçimin ardından yapacak çok işimiz var. Bizi bekleyen dertli insanlarımız var, çözüm bekleyen büyük problemlerimiz var. Şimdi, biraz önce, bir inşaat vesilesiyle, bir arsa vesilesiyle karşılaştıkları sorunları bize aktaran kardeşlerimiz var. Bir iş üstlenemeyen kardeşlerimiz var, kendilerine bugüne kadar birçok vaatte bulunulmuş olmasına rağmen. Bunların hepsini şu anda elbette not almak ama çözümü ancak 20 gün sonrasına bırakmak mecburiyetindeyiz.
‘ADALETE SUSAMIŞ MİLYONLAR VAR’
Aynı zamanda ülkemizde adalete susamış milyonlar var. Karamsarlığa kapılmış işsiz gençlerimiz var. Alın terinin hakkını alamayan emekçilerimiz var. Geçinemeyen 100 binlerce hatta milyonlarca ailelerimiz var. Omuzlarımızdaki sorumluluk hakikaten ağır. Ancak bir ve beraber olursak bunun üstesinden gelebileceğimize samimiyetle inanıyorum. Adaletten ekonomiye, eğitimden sağlığa, tarımdan dış politikaya varıncaya kadar hemen her alanda hızlı bir toparlanmaya mecbur. Ancak el ele vererek bu işlerin altından kalkabiliriz.
Kutuplaştırma ve ötekileştirme siyasetine, öfke ve nefret diline artık son vermek mecburiyetindeyiz. Dikkatinizi çekerim, bu konunun üzerinde duran sadece Millet İttifakı mensuplarıdır. İktidardan böyle bir barış sesini hiç duymuyorsunuz. Sanki kendileri bir tarafa, karşılarında bulunan herkes düşman. Allah’tan korkun ya. Bu memlekette böyle huzur sağlanmaz. Onun için iktidarın gideceğine samimiyetle inanıyoruz.
‘TAM BAĞIMSIZ GÜÇLÜ TÜRKİYE’Yİ HEP BİRLİKTE İNŞA VE İHYA EDECEĞİZ’
Biz artık kutuplaştırıcı değil kucaklayıcı, ayrıştırıcı değil birleştirici, kuvveti değil hakkı üstün tutan, siyasi rantı değil halka hizmeti esas alan bir anlayışla 85 milyona hizmet götüreceğimiz yeni bir dönemi hep birlikte başlatacağız. Bizler her işimizde ahlakı, adaleti, dürüstlüğü, liyakati, istişareyi, şeffaflık ve denetimi, plan ve programı esas alarak ülkemizin problemlerine çözüm üretme adına kollarımız şimdiden sıvadık. Özgürlüklerin teminat altına alındığı, tam bağımsız, müreffeh, güçlü ve öncü bir Türkiye’yi hep birlikte inşa ve ihya edeceğiz.
Hedefimiz kaybedeni olmayan bir zafer olacak. Hedefimiz ahlakın ve adaletin iktidarını inşa etme olacak. Bu inançla hep beraber omuz omuza çalıştığımız takdirde 14 Mayıs’ta iklim değişecektir. Buna samimi olarak inanıyorum.”