Kazdağları’nda Cengiz Hançeri: Doğanın Kalbindeki Tehlike

MERVE ŞİŞMANÇanakkale Bayramiç’te devam eden yargı sürecine rağmen, Cengiz Holding, Truva Maden projesi çerçevesinde binlerce ağacı yok ediyor. KARAR’a konuşan CHP milletvekili Özgür Ceylan, “Proje, orman katliamı dışında çok büyük riskler taşıyor. Üç köyün haritadan tamamen silinmesi söz konusu” dedi.Kazdağları’nın eteklerindeki bu muhteşem doğal alan, madencilik faaliyetleri sebebiyle yok olma tehlikesi ile karşı karşıya. Cengiz Holding, 2019 yılında Kanadalı Liberty Gold’dan devraldığı Halilağa Bakır Madeni projesinde çalışmalarını hızlandırdı. Holdingin yan kuruluşu Truva Maden, bölgede altın ve bakır madeni çıkarma amacıyla ormanlık alanlarda ağaç kesimine devam ediyor. Daha önce alınan “ÇED olumlu” kararı, bilirkişi raporuyla çevreye vereceği tahribat nedeniyle “olumsuz” hale gelmişti. Danıştay’a taşınan proje ise itiraz hakkı kapalı olarak iptal edilirken, Cengiz Holding projeyi yeniden düzenledi, rapor değiştirildi ve yeni bir proje ile “ÇED Olumlu” kararı alındı. Çevre aktivistleri, projeye karşı tekrar dava açtı; ancak 11 gündür ağaç kesimi devam ediyor.Yerel halk ve doğa savunucuları, ağaç kesimini protesto etmek amacıyla bölgeye giriş yaptı ve “Kazdağları’nı terk et, Cengiz” sloganları atarak tepkilerini gösterdi. CHP Milletvekili Ceylan, durum hakkında şu ifadeleri kullandı: “En az 7 orman köyünü etkileyecek ve yaklaşık 1 milyon ağacın kesileceği bu madene ilişkin yapılan araştırmalarda Çanakkale, ülkemizde orman kaybının en çok yaşandığı 2. şehir. Projeden etkilenen yedi köyümüz sırasıyla Yanıklar, Hacıbekirler, Halilağa, Muratlar, Osmaniye, Yaylacık ve Söğütgediği. Halilağa, Hacıbekirler ve Muratlar’ın haritadan tamamen silinmesi söz konusu. Orman katliamı dışında proje, ciddi riskler taşımaktadır. Cevher içermeyen atıklar pasa dağları şeklinde birikirken, asit maden drenajı yaratılacaktır. Proje kapsamında zenginleştirme yapılacak ve atıklar büyük boyutlardaki atık barajına yerleştirilecektir. Bu baraj, Hacıbekirler köyü merkezine yalnızca 730 metre ve köy sınırına ise 400 metre mesafededir. Bu durum köylülerin etkilenmemesine imkân tanımıyor” dedi. Kuzey Ormanları Savunması gönüllüsü Tülin Çelik ise, “Yerel halk, Mühendisler Odası, Ziraat Odası ve TEMA ile birlikte üç ayrı dava açıp kazandığımız halde, hukuksuz bir şekilde verilen işletme izni ile Kazdağları’nda 1 milyon çam ağacının yok edilmesine başlanıldı” şeklinde konuştu. KOS Sözcüsü Avukat Esma Çağlak, “Altın madenciliği, orman alanlarını yok eden, çevre kirliliğine yol açan ve su kaynaklarını tahrip eden bir süreçtir. Son yıllarda Akbelen ve Kazdağları’ndaki mevcut ekosistemler geri dönülemez bir şekilde zarar görmüştür. Köylülerimizin başlattığı nöbet, sadece topraklarını koruma mücadelesi değil, tüm Türkiye’nin orman varlıklarını savunma çabasıdır.”