Geçen hafta bir Fransız diplomat, Gazzelilerin dünyaya bağlanmak için kullanabileceği tek kapı olan ve İsrail’in bombalamama sözü verdiği Refah’ta sınırı geçerken İsrail bombardımanında öldürülmüştü. Merhum diplomatın cenazesi Fransa Parlamentosu’nda tutulurken milletvekilleri katilin, yani İsrail’in adını anmakta tereddüt etti. Tuhaf görünebilir, ancak birçok Batı ülkesinde, suç kendileri tarafından işlenmiş olsa bile İsrail’i suçlarından dolayı suçlamamak olağandır.
Bu tepkinin nedeni, İsrail yanlısı Yahudi ve Yahudi olmayan grupların, açıkça doğruyu söyleyenleri itibarsızlaştıracak ve şeytanlaştıracak olmasıdır. Medyada İsrail’i ya da İsrailli bir politikacıyı, örneğin Başbakan Binyamin Netanyahu’yu eleştiremezsiniz çünkü işinizi kaybedersiniz. Oyuncuysanız Filistin’in yanında yer alamazsınız çünkü artık bir filmde oynama şansınız olmayacak. Bir üniversitenin rektörüyseniz, akademik kariyeriniz birkaç gün içinde sona ereceği için İsrail’e karşı öğrenci eylemlerine izin veremezsiniz. Küçük bir şirkette sıradan bir muhasebeci olsanız bile sosyal medyada ne paylaşacağınıza dikkat etmelisiniz çünkü İsrail aleyhine yazmanın bir bedeli var.
Felçli toplumlar
Yukarıdaki örnekler bir iddia değil, tanık olduğumuz pek çok olaydan sadece birkaçıdır. Bunların hepsi, Batı dünyasının, şu anda yalnızca Filistin’de yapılmakta olan fiziksel olanlar dışında hemen hemen her açıdan nasıl sömürgeleştirildiğini gösteriyor. Yani Batı, Siyonist Yahudiler tarafından o kadar sömürgeleştirilmiştir ki, Batılı toplumların ağzı, beyni felç olmuştur. Gerçeği, hangi tarafın haklı olduğunu, ne söyleneceğini biliyorlar ama daha önce hakikat meraklısı insanların başına gelenler yüzünden konuşamıyorlar.
Sınırsız fonlara sahip Yahudi lobilerinin İsrail’in beşinci kolu gibi çalıştığını söylemek yanlış olmaz. Eğlence, medya, siyaset, sivil toplum kuruluşları (STK) gibi spesifik alanlara yaptıkları yatırımlardan para kazanmakla kalmıyor, aynı zamanda algıları ve devlet politikalarını İsrail lehine değiştirmek için de kullanıyorlar. Böylece ya Filistinlilerin öldürülmesi ve Filistin’in işgali duyulmuyor, siyasetçiler kör ve sağır kalmayı tercih ediyor ya da medya tarafından gerçekler yalanlarla değiştiriliyor.
Sonuç olarak Batılıların gördüğü, kabul ettiği, kınadığı veya reddettiği şey, sermaye sahiplerinin onlara sunduğu şeydir. Sıradan insanları bir kenara bırakırsak, karar vericilerin Yahudi lobilerinin maaş çeklerine bağımlılığı, İsrail’in Filistinlilere baskı yapmasına ve onları öldürmesine, topraklarını işgal etmesine, daha doğrusu Filistin’i sömürgeleştirmesine olanak tanıyor.
Hal böyle olunca İsrail’in iki türlü sömürgeleştirmesinden söz edebiliriz. Bunlardan ilki, şahit olduğumuz Filistin’de yaşanıyor. Bu ortada olduğundan tartışmaya gerek yok. Ancak İsrail’in Batı’daki Yahudi diasporası üzerinden yaptığı ikincisinin derinlemesine tartışılması gerekiyor. Batı, İsrail’e karşı politika üretemez, işlediği suçlara da karşı çıkamaz. Çünkü yöneticiler kendilerini iftiraya uğrayan veya sırlarının kamuoyuna açıklanan haberler karşısında bulabileceklerini biliyorlar. Hele ki bir siyasetçi yozlaşmışsa, Yahudi lobisinden gelen hiçbir talebi reddedemez. Örneğin İsrail yanlısı birçok karar lobi faaliyetleri sayesinde ABD Kongresi’nden geçti. Aslında politikacılar yozlaşmışsa bu böyle olur. Lobiler onların seçim masraflarını karşılıyor ve onlara rüşvet veriyor. Buna karşılık Amerikalı kongre üyeleri ne isterlerse onu yapıyorlar. Batı, İsrail ve onun uzantıları tarafından bu şekilde sömürgeleştiriliyor.
Fetih yoluyla sömürgeleştirmenin aksine, bu versiyon siyasetin, bürokrasinin, iş dünyasının, medyanın ve algıların kontrolünü içerir. Dolayısıyla Batı, İsrail’in suçlarına karşı çıkmakta özgür değil. Filistin sorunu olmasaydı yine özgür olmazdı, çünkü Yahudi lobileri Batılı ülkelerin iç siyasetine hâlâ müdahale ediyordu. Siyonistleri eleştiren Mel Gibson, Michael Jackson, İsrail’i eleştiren gazeteciler gibi ünlü kişilerin işlerini nasıl kaybettiklerini hatırlayın.
Öte yandan Gazzeliler İsrail’in zulmüne meydan okuyor, hem fiziki hem de siyasi olmayan sömürgeciliğe direndiklerini gösteriyor. Belki acı çekiyorlar ama davalarında haklılar ve o kadar cesurlar ki vatanları için canlarını feda ediyorlar.
Bu bağlamda kim daha özgür? Gazze mi, Batı mı?