Sivas’ın Hafik ilçesinde bulunan Pusat-Özen Barajı’nın sularının azalmasıyla, su altında kalmış tarihi bir köy yeniden gün yüzüne çıkmış durumda.
Köy halkı, artık ortaya çıkan antik değirmen taşlarını yeni köylerinin merkezinde sergilemeye başladı. 2010 yılında inşa edilen baraj sayesinde tamamen suya gömülen eski Pusat köyü, uzun bir aradan sonra baraj suyunun çekilmesiyle birlikte tekrar görünür hale geldi. Kuraklık, tarımsal sulama ihtiyaçları ve 50 kilometre ileride bulunan 4 Eylül Barajı’na içme suyu aktarma çalışmaları, barajın su seviyesini önemli ölçüde düşürdü. Bu durum, 14 yıldır su altında yaşayan köyü hayata döndürmüş oldu.
Eski köy sakinleri, bu fırsatı değerlendirerek tarihi eserleri kurtarmak için bir kepçe kiralayarak, değerli buluntular olan değirmen taşları, su değirmeni boruları ve setenleri gün yüzüne çıkardılar.
Eski Pusat köyünde yetişmiş olan Mustafa Depe, su seviyesinin düşmesiyle köylerinin yeniden ortaya çıkmasının kendileri için heyecan verici bir gelişme olduğunu ifade etti. Depe, “Baraj köyümüze 2010 yılında yapıldı. Suların çekilmesiyle eski köyümüz belirgin hale geldi. Biz de kepçe kiralayarak tarihi eserleri çıkarmak istedik. Geçmişimizi canlandırmak istiyoruz. Loğ taşlarımız, setenlerimiz ve değirmen taşlarımız var. Bu durum bizi oldukça heyecanlandırdı. Geçmişimizi unutmamız mümkün değil. Eski köye gittiğimizde hala duygulanıyoruz. Orası bizim doğup büyüdüğümüz yer, birçok hatıra var” şeklinde konuştu.
Pusat Köyü Muhtarı Rasim Corut ise oranın her zaman kendisi için özel bir yeri ifade ettiğini vurguladı. Corut, “Gerçekten çok duyguluyum. Biz de mutluyuz, onlar da mutlu. Çok çaba sarf ettik, zorluklar yaşadık. Loğ taşlarını, su değirmeni borularını, setenleri ve yarma taşlarını çıkardık. Ama su seviyesinin bu kadar düşmesini kesinlikle istemezdik. Baraj doluyken de çok güzeldi. Bu eşyaları kurtarma fırsatı bulduğumuz için çok sevinçliyiz. 12 yaşımdayken İstanbul’a göç ettim ama köyümle bağımı hiç koparmadım. O köyde çok güzel hatıralarım var. Şu anda yeni köyümde daha fazla yaşanmışlığım var, ama bana sorsalar, ben eski köyümüzü tercih ederim. Bir insanın gözünü açtığı yer çok önemlidir. Benim için orası asla bitmeyen bir tarihtir.”