Makedonya Cumhuriyeti, dönüm noktası niteliğindeki bir siyasi ayaklanmayla, ilk kadın cumhurbaşkanı Gordana Siljanovska Dafkova’yı seçerek ve her iki seçimde de Makedonya Ulusal Birliği Demokrat Partisi’ne (VMRO-DPMNE) büyük bir zafer kazandırarak siyasi tarihinde önemli bir sayfa çevirdi. Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri. Bu ikili zafer, yalnızca önceki toplumsal cinsiyet engellerini yıkmakla kalmıyor, aynı zamanda bir zamanlar gerici olarak gösterilen bir parti olan VMRO-DPMNE içinde köklü bir dönüşümün de sinyalini veriyor; şimdi kapsamlı reformlar ve yeniden canlandırılmış bir demokratik vizyonla yeniden doğuyor. Makedonya Avrupa entegrasyonuna giden yolu açarken, bu seçim sonuçları Balkanlar ve Brüksel’e ses getiren bir mesaj gönderiyor: Makedonya sadece değişime hazır değil, aynı zamanda değişime liderlik ediyor.
Makedonya Cumhuriyeti’ndeki son seçimler, yalnızca ilk kadın cumhurbaşkanı Gordana Siljanovska Dafkova’nın seçilmesi nedeniyle tarihi olmakla kalmadı, aynı zamanda VMRO-DPMNE’nin hem cumhurbaşkanlığı hem de parlamento seçimlerinde ikili zafer elde etmesiyle önemli bir siyasi değişime de işaret etti. arenalar. Bu ikili zafer sadece koltuk ve mevki kazanımı değil. Yine de bu, VMRO-DPMNE’nin kendi içinde derin bir dönüşüme ve yenilenen politikalarının ve vizyonunun Makedon halkı tarafından yankı uyandıran bir şekilde onaylanmasına işaret ediyor.
Seçim sonuçları, yanlış beyanlardan bıkmış olan Makedon halkının açık bir talimatını yansıtıyor. SDSM ve Demokratik Bütünleşme Birliği’nden (DUI) oluşan bir koalisyon olan önceki hükümet teste tabi tutuldu ve seçmenlerin verdiği karar netti. Parlamentodaki oylar ve sandalye dağılımındaki ciddi fark, halkın değişim ve reforma istekli olduğunu gösteriyor. Bu sadece bir seçim uygulaması değil, gerçek bir dönüşüm ve iyileştirilmiş yönetim için yankılanan bir çağrıydı.
Üstelik bu seçim sonucu, demokrasiye yönelik zorlukların hâlâ devam ettiği Yunanistan ve Bulgaristan başta olmak üzere komşularımıza ilgi çekici bir mesaj gönderiyor. Örneğin Bulgaristan’da siyasi manzara hâlâ 19. yüzyıl şovenist siyasetinin kalıntılarıyla gölgeleniyor ve sık sık hükümet istikrarsızlığı yaşanıyor. Ancak bugün hâlâ istikrarlı bir hükümet kuramıyorlar. Bunun tersine, Makedonya’nın seçim süreci ve Siljanovska Dafkova’nın kesin zaferi, halkının iradesine duyarlı, olgun, işleyen bir demokrasinin altını çiziyor. Bu iki komşu ülke, Makedonya’ya yönelik revizyonist politikaları nedeniyle Makedonya’nın Avrupa entegrasyonunun önündeki başlıca engellerdi. Bu seçim sonucu, komşularına saygı göstermek, demokratik değerlere sahip çıkmak ve Balkan bölgesini hızlı jeopolitik zorluklara karşı dirençli hale getirecek Avrupa ruhunu sürdürmek amacıyla politikalarını yeniden tanımlamak için açık bir mesaj görevi görebilir. Karşılıklı saygıyı göz ardı ederek ve Makedonya’nın Avrupa entegrasyonunu engellemeye devam ederek, tüm kötü niyetli devletlere ve aktör olmayanlara Avrupa güvenliğine ciddi tehditler oluşturacak bir alan bırakıyorlar. Ayrıca, seçim sonuçlarındaki bu bariz farklılık, Brüksel’in Makedonya’ya ilişkin algısını iyileştirebilir ve Avrupa Birliği’ne katılım kriterlerinin parçası olmayan basmakalıp yargıların ve özel taleplerin üstesinden gelebilir.
Makedonya’nın geleceği için reformcu lider
VMRO-DPMNE’nin bu seçimlerdeki başarısı, bunun pek çok kişinin hatırlayabileceği eski parti olmadığını gösteriyor. Sonuçlar, kendisini başarıyla reforme eden, geçmişteki hatalardan ders alan ve önceki yinelemelerinin ötesine geçen bir partiye işaret ediyor. Parti, seçmenlerinin temel taleplerine uyum sağlama ve yeniden uyum sağlama konusunda dikkate değer bir kapasite göstermiştir: güçlü demokratik değerlerin sürdürülmesi ve ulusal çıkarların korunması. Bugün VMRO-DPMNE, ulusa ilham verme ve onu ileriye taşıma kapasitesine sahip bir liderdir.
Bu ikili zafer, partinin ileriye dönük politikalarındaki stratejik netliği nedeniyle özellikle ilgi çekicidir. Parti, arzuların ve somut reformların Avrupa Birliği entegrasyonuna giden yolu açtığı bir vizyon ortaya koydu. Bu perspektif, Avrupa ile entegrasyonun, iç iyileştirmelerin bir önkoşulu olmaktan ziyade, iç iyileştirmelerin doğal bir sonucu olacağını etkili bir şekilde savunmaktadır.
Bu seçim döngüsü, VMRO-DPMNE içindeki bir olgunlaşmayı yansıtıyor; bu, seçmenlerde iyi yankı uyandıran bir dönüşüm. Partinin geçmişteki yanlış adımları düzeltme ve yönetişim yaklaşımını yenileme konusundaki kararlılığı, seçim başarısı açısından kritik önem taşıyor. VMRO-DPMNE, ilerlemeye istekli bir ulusa liderlik etme ve ilham verme kapasitesine sahip bir parti olarak ortaya çıktı.
Hem cumhurbaşkanlığı hem de parlamento seçimlerindeki zafer, Makedon seçmenleri arasında kararlı ve tutarlı bir liderliğe yönelik ortak bir arzuyu ortaya koyuyor. Başkan Siljanovska Dafkova’nın seçilmesi toplumsal cinsiyet eşitliği ve demokratik katılım konusunda yeni bir çığır açıyor. Aynı zamanda parlamento sonuçları, VMRO-DPMNE’nin devlet kalkınmasına, dönüştürücü reformlara ve yolsuzlukla sıkı mücadeleye öncelik verme sözü veren yasama gündemini de destekliyor.
Üstelik partinin reform gündemi Makedonya’nın acil ihtiyaçlarıyla da yakından uyumlu. Avrupa Birliği’nin aday ülkelerin demokratik direnişini ve reform çabalarını dikkatle izlediği bir dönemde, VMRO-DPMNE’nin yolsuzluğu ortadan kaldırma ve kamu yönetimini geliştirme konusundaki kararlılığı Brüksel’e güçlü bir sinyal gönderiyor. Burası, AB üyeliği için gereken katı standartları korumaya hazır ve Avrupa projesine anlamlı katkıda bulunmaya istekli bir Makedonya’dır.
Cumhurbaşkanı Siljanovska Dafkova’nın liderliği ve VMRO-DPMNE’nin parlamento desteği, Makedonya’ya iç politikalarını ve dış ilişkilerini sıfırlamak için eşsiz bir fırsat sunuyor. Başkan Siljanovska Dafkova’nın yerinde bir şekilde ifade ettiği gibi, bu bir kutlama zamanı değil, ülkeyi yeniden organize etme ve önemli iç kalkınma ve daha derin Avrupa entegrasyonuna doğru yeniden yönlendirme zamanıdır.
Dolayısıyla bu çifte zafer sadece siyasi bir zafer değil aynı zamanda Makedonya için çok önemli bir an. Avrupa entegrasyonuna yönelik yolculuğun sağlam olmasını ve halkının gerçek iradesini yansıtmasını sağlayarak, ülkenin geleceğini yeniden tanımlama şansı sunuyor. Bu yenilenen liderlik altında Makedonya, demokratik kurumlarını güçlendirmeyi, uluslararası konumunu güçlendirmeyi ve tüm vatandaşları için müreffeh bir geleceği güvence altına almayı vaat eden dönüştürücü bir dönemin eşiğinde duruyor. Yol belirlendi ve yenilenen bu yetkiyle VMRO-DPMNE, Makedonya’yı yeni bir yönetim ve Avrupa katılımı şafağına götürmeye hazırlanıyor.