Orijinal Başlık: ‘Mülakat değerlendirme mağduru’ öğretmenlerin MEB önündeki oturma eylemi
Mülakat sürecinde mağdur olduklarını ifade eden öğretmen adayları, Ankara’da toplandı. Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) önünde bir araya gelen öğretmen adayları, güvenlik güçleriyle gerçekleştirdikleri görüşmelerin ardından bir saat süresince oturma eylemi gerçekleştirdi. Eylemde yapılan açıklamada, “Bu mülakatın adil olduğunu savunmak, insan aklına hakaret etmek demektir; bu, emeklerimize de hakarettir. Şeffaflık iddiaları en fazla burada, gasp edilen sıralamalarımızda ve annelerimizin gözyaşlarında görülmektedir. Sürecin başında, hatta uzun bir süre önce sendikalar, bizler ve öğretmenlerimiz bu durumu dile getirdi. Mülakatta uygulanan yöntemlerin geçerli bir ölçme aracı olmadığını söyledik” denildi.
‘MÜLAKATIN ADİL OLDUĞUNU SAVUNMAK, İNSAN AKLINIZA HAKARETTİR’
Yaşadıkları haksızlıkları anlatan Alpay isimli bir öğretmen, “Pazartesi günü başlattığımız mülakat nöbetimizin 7. gününde, haksız puanlamalar sonucu mağdur olan öğretmenler olarak bugün MEB önündeyiz. Bin bir emek ve maddi-manevi fedakarlıklarla hak ettiğimiz sıralamalar, adaletsizliğe kurban gitmek üzere. Daha düne kadar mülakatları kaldırma vaadi duyarken şimdi tarihin en büyük mülakat skandalıyla yüz yüzeyiz. Sayın Bakan, bir yıl boyunca aynı söylemlerle övdüğü mülakatta, binlerce öğretmenin emeğini bir çırpıda yok etti. Bunun nedeni, mülakata girdiğimiz şehirdeki veya kurulun keyfi puanlamasıdır. Örneğin, bazı şehirlerde mülakata katılan öğretmenlerin puanları yuvarlanarak sıralamadan çıkarıldılar; aynı performansı gösteren diğer öğretmenler ise İzmir veya Erzurum’da KPSS puanlarından daha yüksek puan alarak kontenjan içine yerleşmişlerdir.”
“Biz, bu absürt mülakat uygulaması için düzeltme beklerken Sayın Bakan, alıştığı söylemleri sürdürmeyi tercih etti. Hatırlatmak isterim ki, katıldığı bir televizyon programında ‘kontenjandaki kişilerin 2024 KPSS’ye girmelerine gerek yok’ demişti. Bu ifadenin ne anlama geldiği malum. Ayrıca bir başka programda, ‘alan netleri düşük olan öğretmenlerin atandığını ve bunun için mülakata ihtiyaç olduğunu’ söylemiş, ama mülakatlarda bizden daha düşük netler alan öğretmenler de kontenjana dahil edilmiştir. Sayın Bakan, daha önce verdiği birçok sözü unuttuğu gibi, bunları da unuttu sanırım. Biz, ‘torpil yapıldı’ iddiasında bulunmuyoruz; fakat komisyondaki puanlama tutarsızlıkları maalesef büyük bir haksızlık doğuruyor ve bu durum belgelerle ispatlanabilir.”
“Ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar, tüm kanallarda gün boyunca yayın yapsalar da artık bu mızrak çuvala sığmıyor. Herkes kimin neyi doğru söylediğini ve kimin algı yaratmaya çalıştığını biliyor. Bu mülakatın adil olduğunu iddia etmek, insan aklını küçümsemek demektir, bizim emeklerimize de bir hakarettir. ‘Şeffaflık’ deniyor ama şeffaf olan tek şey, gasp edilen sıralamalardır; annelerimizin gözyaşlarıdır. Sürecin başından bu yana sendikalar, biz ve öğretmen arkadaşlarımız bunları söylemeye çalıştık. Mülakat, geçerli bir ölçme yöntemi olamaz; içeriğinde pek çok hata barındırmaktadır. Mülakatla insan elenemez dedik. Ne kadar değişiklik yaparsanız yapın, bu yöntem uygulanabilir değildir. Görüştüğümüz bir şube müdürü de, ‘Ben yıllardır öğretmenim, bir kurul önünde karşılaştığımda kekeliyorum’ diyor.
“Bakan beye çağrıda bulunuyoruz: Mülakatınızın adil olmadığını en iyi siz biliyorsunuz. Bu yanlıştan dönün, binlerce öğretmeni mağdur etmeyin, zulmetmeyin. Gerçekten hak eden öğretmenlerin görevde olmasını istiyorsanız, bunun tek bir yolu var: Mülakatı iptal edin, KPSS başarı sırasına göre atama yapın. Bunu yaparsanız, öğretmenlerin haklarını ve emeklerini teslim etmiş olursunuz.”
‘BİZ ONLARA MÜLAKATI KALDIRACAĞIZ DEDİK, OYLARIMIZI VERDİK’
Fen Bilimleri öğretmen adayı olan Ebru da yaşadığı mağduriyeti şu şekilde ifade etti: “Alanımda Türkiye genelinde KPSS’de 288. oldum. Mülakatta 3 soruya da doğru yanıt verdim. Komisyon üyeleri beni çok sevdi. Ancak mülakat puanı olarak yalnızca KPSS puanımın 1.7 puan fazlasını verdiler. Erzurum, İzmir ve Diyarbakır gibi illerde çok daha yüksek mülakat puanları verildiği için, KPSS’de 288. olmama rağmen kontenjan dışında kaldım. Sorunun çözülmesi için aylarca umut bekliyoruz; artık ailelerimiz de dayanamıyor. Hakkımızı istiyoruz, başka bir şey istemiyoruz.” Mağdur olan bir öğretmenin annesi ise, “Cumhurbaşkanımıza seslenmek istiyorum, anneler olarak bizler bir yıldır çok mağduruz. Bu haksızlığın giderilmesini istiyorum. Çok üzgünüz.” derken, başka bir anne de “Biz evlerimizde sıcak sıcak oturmayı biliyorduk. Çocuklarımızın hakkını istiyoruz, başka bir şey istemiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızdan özellikle rica ediyorum, sesimizi duymasını istiyorum. Sayın Bakan Yusuf Tekin, lütfen bizi önemseyin. Onlara ‘mülakatı kaldıracağız’ dedik, oylarımızı verdik. Onlara çok güvendik. Biz onlardan sadaka istemiyoruz, sadece çocuklarımızın KPSS’de elde ettiği başarıları geri vermelerini istiyoruz. Günlerdir İstanbul’da soğukta betonlarda oturuyoruz, aç susuzuz. Çocuklarımız inanın çok muzdarip. Biz sevinç gözyaşları dökmek isterken buradayız.”