Emine Erdoğan, Türkiye’nin kişi başına düşen yıllık su potansiyelinin 1.000 metreküpün (35.315 fit küp) altına düşmesi durumunda ülkenin su kıtlığıyla karşı karşıya kalacağını vurguladı. “Önleyici tedbirlerle su verimliliğini artırmak ve riskin afete dönüşmesini önlemek bizim elimizde” dedi.
Erdoğan, çarşamba günü yaptığı sosyal medya paylaşımında, su tasarrufu ve geleceğin güvence altına alınması amacıyla Ocak ayında başlatılan “Su Verimliliği Seferberliği” kapsamında sürdürülen çalışmalara dikkat çekti.
Mobilizasyon altında belirlenen hedeflere ulaşmanın anahtarının kolektif bir çaba olduğunu vurguladı: “Kişi başına yıllık su potansiyelimiz 1.000 metreküpün altına düşerse, su kıtlığı yaşayan bir ülke haline geleceğiz. Eğer sadakat göstermezsek su, veda edeceğiz.”
Türk First Lady’si, toplumun karşı karşıya olduğu ortak sorunlar konusunda farkındalık yaratma konusundaki kararlı tutumuyla tanınıyor. Sıfır atık kampanyasından su krizine kadar insanları önlem almaya ve buna göre hareket etmeye teşvik eden kampanyalara öncülük ediyor.
Coğrafi sınırları aşan acil bir sorun olan su kıtlığı, dünya çapındaki topluluklar için önemli bir sorun teşkil etmektedir. Küresel nüfus artmaya devam ettikçe, iklim değişikliği ve verimsiz su yönetimi uygulamaları da eklenince, tatlı suyun mevcudiyeti endişe verici bir oranda azalıyor. Bu olgunun ekosistemler, tarım, ekonomiler ve insan refahı üzerinde geniş kapsamlı sonuçları var ve acil dikkat ve sürdürülebilir çözümler gerektiriyor.
Su kıtlığı yalnızca kurak bölgelerle sınırlı değildir; hem gelişmekte olan hem de gelişmiş ülkeleri etkilemektedir. Birleşmiş Milletler’e göre yaklaşık 2,2 milyar insan güvenli içme suyuna ulaşamıyor ve 4,2 milyardan fazla insan yılda en az bir ay ciddi su kıtlığı yaşıyor. Bunun sonuçları, yoğun su kullanan mahsullerin sürdürülemez su tüketim alışkanlıklarına katkıda bulunduğu tarımda yoğun bir şekilde hissediliyor.