Başlık: Michigan’daki Arap Amerikalılar, ABD Seçimlerini Etkileyebilir mi?
Yazar: Rafid Jabouri, AFP Kaynak: BBC News Arapça Michagan, 31 Ekim 2024, 08:34 +03 (Güncellemeler 8 saat önce)
ABD Başkanlık seçimleri yaklaşırken, Michigan’daki Arap Amerikalı toplumu bir dönüm noktasında. Seçim sonuçlarının belirleneceği 15 eyalette yaşanan belirsizlik devam ederken, birçok Arap Amerikalı, daha karmaşık bir seçim süreciyle karşı karşıya. Kamala Harris ve Donald Trump arasında tercih yapmak o kadar da basit değil, zira seçmenlerin öncelikleri iç meselelerin yanı sıra Orta Doğu’daki etkili savaşları da kapsıyor. Kamuoyu yoklamaları, eyaletteki iki aday arasında son derece çekişmeli bir yarış olduğunu gösteriyor.
ABD başkan adaylarının Türkiye’ye yaklaşımları ne? Demir Kubbe: İsrail’in hava savunma sistemi nasıl işliyor? Lübnan: Uydu görüntüleriyle İsrail’in bombardımanı.
Habere dönecek olursak, Amerikan seçimlerinde sıkça olduğu gibi, kazananı seçim delegesi sistemi belirleyecek. Yarışın en kritik noktalarından biri olan Michigan, önemli bir rol oynayabilir. Özellikle de yoğun Arap nüfusuna sahip Dearborn gibi şehirlerde, Arap Amerikalılar seçim sonucunu değiştirebilir.
Michigan’daki Arap Amerikalılar, tek bir oy bloğu oluşturmaz. Eyalet genelinde yaşayan yüz binlerce Arap Amerikalı’nın farklı siyasi bağlantıları ve öncelikleri var. Bu durum, kendi kültürel geçmişlerinin yanı sıra, ABD iç ve dış politikasına dair sahip oldukları değişik bakış açılarını da yansıtıyor. Dearborn’daki Arap Toplumu için Ekonomik ve Sosyal Hizmetler Merkezi’ni yöneten Rima Meroueh, Arap seçmenlerin sayısını tam olarak belirlemenin zor olduğunu dile getiriyor. Çünkü ABD’deki nüfus sayımlarında Araplar farklı bir ırk grubu olarak tanınmıyor, bu da verileri takip etmeyi güçleştiriyor. Ancak Meroueh, Michigan’da en az 300 bin Arap Amerikalı seçmenin olduğunu tahmin ediyor. Bu rakamı şöyle değerlendirebiliriz; Trump, 2016 seçimlerinde Michigan’ı yalnızca 10 bin oy farkla kazanmıştı. 2020 seçimlerinde ise Biden eyaleti 100 bin oy farkla aldı. Yani, Arap seçmenler, Michigan’daki genel seçmen sayısında az bir orana sahip olsalar bile, bu kadar çekişmeli bir yarışta etkili bir fark yaratabilirler.
Meroueh, geleneksel olarak Arap Amerikalı seçmenlerin tek bir mesele etrafında birleşmediklerini belirtiyor. Ancak bu seçimde durumun farklı olduğunu vurguluyor. Meroueh, Gazze’deki savaştan sonra bir değişim olduğunu ve şu anda birçok Arap Amerikalı için Orta Doğu’nun önem kazandığını söylüyor. Ancak seçmenler, gelecek için atılacak en iyi adımın hangisi olacağı hususunda bölünmüş durumdalar. Bazıları, “Önce Amerika” söylemine inanarak Trump’a yönelirken, bazıları da Harris’in diplomatik olarak daha fazla çaba gösterip uzun vadeli çözümler üreteceğine inanıyor. Ayrıca, ABD’nin İsrail’e verdiği desteği eleştiren Yeşil Parti’nin adayı Jill Stein’a destek verenler de mevcut.
Kamala Harris’in Arap toplumu ile olan ilişkisi, Orta Doğu’daki bir ateşkes için çalışma sözü vermesiyle başladı. Bununla birlikte, Demokrat Parti’nin İsrail’e uzun süredir verdiği destek vurgulanarak Filistinlilerin hakları da anıldı ve bölgedeki tüm insanlar için güvenlik, itibar ve kendi kaderini tayin etme hakkı önemsendi. Ancak bu tavır, bazı seçmenler için benimsenmesi zor.
Dearborn’daki bir restoranda oturan Abbas, birçok Arap Amerikalı’nın rahatsızlığını dile getiriyor. Orta Doğu’daki kandan Biden ve Harris’i sorumlu tutuyor ve tanıdığı herkesin Harris’e oy vermeyeceğini dile getiriyor. Abbas için bu seçim, “kötünün iyisi” şeklinde bir tercih yapmak gibi. Kimi seçeceğini henüz bilemiyor ve büyük ihtimalle kararını seçim günü verecek.
Diğer yandan, Trump, Müslüman ve Arap karşıtı bir göç politikası, İsrail yanlısı tutumu ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yla olan yakın ilişkisine rağmen, birçok Arap seçmenin desteğini almayı başarmış durumda. Ayrıca, başkanlık döneminde hiç savaş olmaması ve başkan kalsaydı Ukrayna ve Orta Doğu savaşlarından kaçınılabileceği yönündeki argümanı, savaşlardan bıkan seçmenlerde etkili oldu.
Harris’in Arap seçmenleri kazanma çabalarına devam eden Demokrat Parti, 11 Eylül saldırılarından bu yana büyük bir destek kaynağı. Michigan’da Demokratik Kulüp’ün başkanı Sami Khalidi, Harris’in Arap seçmenleri kazanmaya devam edeceğinden emin. Khalidi, Harris’in “Gazze’nin yeniden inşası ve Filistinlilere insani yardım yapılması gerektiği” konularına sıkça değindiğini hatırlatıyor. Ayrıca, Harris’in” Gazze’nin yeniden işgaline” karşı durduğunu belirtiyor; bu da Arap Amerikalılar açısından önemli bir konu.
Ancak birçok kişi hala görüşlerinden habersiz. Bazı kişiler, iletişimin her şeyden daha önemli olmadığını savunuyor. Filistinli-Amerikalı sanatçı Jenine Yassin, oy vermeme kararı aldığını belirtiyor. Yassin’e göre, ABD’nin İsrail politikası müzakere edilmesi imkansız bir konu ve her iki adayı da Filistinlilere yönelik “soykırım” desteklemekle suçluyor. Bu durum, birçok Arap Amerikalı’nın hissettiği öfkenin bir göstergesi. Yassin, Demokrat Parti’nin Arap Amerikalılara yönelik politikalarının yeterince ciddiye alınmadığını, dün olduğu gibi bugünde “kürtaj, kadın hakları ve üreme adaleti” meselelerine odaklanmalarının, Filistinlilerin haklarına yönelik bir adım atmadığını vurguluyor. Bununla birlikte, genç Amerikalılar arasındaki artan muhalefetin politikaların değişmesine katkıda bulunacağına inanıyor.