Baklava ile ilgili en eski kayıt Osmanlı dönemine dayanır. Fatih zamanına ait Topkapı Sarayı mutfak defterlerinde bugünki baklavayla ilgili detaylar yer alır. Bu kayda göre şaban ayında sarayda baklava pişirilmiştir. 17. yüzyılın ortalarında, saraya konuk olan Evliya Çelebi de baklava yediğini yazmıştır. Dönemin yazarlarından Seyyit Vehbi’nin surnamesinde Sultan 3. Ahmet’in dört oğluna 1720 yılında yapılan görkemli sünnet düğününü anlattığı yazıda konuklara baklava ikram edildiğinin notunu düşmüştür.
Osmanlı döneminde baklava daha çok saray ve konaklarda yaşayan yüksek zümreye ait bir tatlı çeşiti olmuştur. Hatta saray ya da konağa alınacak aşçıya baklava yaptırılıp yufka hamurunu ne kadar ince açtığına göre seçilip işe alınırmış. Osmanlı’da bu kadar özel ve ayrı yeri olan bu tatlının günümüzde de aşçılıktan ayrı bir meslek olarak görülmesine neden olmuştur.
Osmanlı tarihinin basılı ilk yemek kitabı olan Melceü’t Tabbahi’de birçok farklı baklava tarifi bulunuyor. Kaymak baklavası, prinç baklavası ve kavun baklavası bunlardan bazılarıdır.
Baklava Alayı
Kanuni Sultan Süleyman döneminde başlayan ramazan ayının ortasında yapılan ve padişahın orduya iltifatı olarak Yeniçeri ocağına baklava töreni düzenlenirdi. Bu gelenek II. Mahmut döneminde Yeniçeri Ocağının kaldırılmasıyla son buldu.
Bugün klasik baklava çeşitlendirilerek Türk Mutfağını süslemeye devam ediyor.