FEYZA NUR ÇALIKOĞLU Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katıldığı TRT World forumunda, İsrail ile ticareti protesto ettikleri gerekçesiyle gözaltına alınarak cezaevine gönderilen dokuz genç, gözaltı süresinde kötü muameleye tabi tutuldu. Cuma günü gerçekleştirilen protestonun ardından gençler üç gün boyunca gözaltında bekletildi. Avukat Üsame Sarıyaşar, müvekkillerinin uzun bir süre aç bırakıldığını, hastane kontrolü sırasında darp edildiklerini ve abdest alma taleplerinin karşılanmadığını belirtti. Marmara Cezaevi’nde bulunan kadınların cezaevine alınırken, prosedürler gereği başörtülerinin kesildiği, bu nedenle tesettürlerini sağlamakta güçlük çektikleri ve yeni başörtüsü temin edilmediği ifade edildi. Metris Cezaevi’nde bulunan erkeklerin ise yaşanan zorluklardan dolayı sıkıntı çektiği, gözaltı süresince darbe uğradıklarına dikkat çekildi.
YEMEK VERİLMEDİ Avukat Üsame Sarıyaşar, müvekkilleri için darp raporu aldıklarını ve hak ihlallerinin tutanaklara ekleneceğini belirtti: “Gözaltı süresince, erkek müvekkillerimize kötü muamele yapıldı. Hastane kontrolü için bekletilirken bir müvekkilimiz yüzünden darp edildi ve gözünde kanlanma oluştu. Bu durum, doktor raporlarına kaydedildi. Pazartesi günü adliyeye getirildiklerinde müvekkillerimize en son bir gün önce akşam yemeği verildiğini, sonrasında ise 18 saat aç kaldıklarını öğrendik. Sulh Ceza Hakimliği’ne çıkacakları zaman bu durumu öğrendik ve avukatlar olarak yemek talebinde bulunduk. Bu konuyu da tutanaklara geçirdik. Mahkeme salonundan çıkartılıp nezarethaneye indirilirken müvekkillerimizin bağırışlarını duydum. Görüşe gittiğimizde bize asansörde darp edildiklerini ifade ettiler.”
BAŞÖRTÜLERİ TEMİN EDİLMEDİ Avukat Sarıyaşar, cezaevine girerken kadın müvekkillerin başörtülerinin uzunluklarından dolayı kesildiğini ve içeride başörtüsü sağlanmadığını söyledi: “Dün avukatlar olarak cezaevine görüşmeye gittik. Kadın müvekkiller yanıma geldiğinde başörtülerinin saçlarını ve boyunlarını kapatamayacak kadar kısa olduğunu gördük. Kestikleri şalların çok uzun olmasından dolayı, içeride intihar vakalarını engellemek için kesilmiş. Ancak örtüler o kadar küçülmüş ki başörtüsü boyutundan çıkmış durumda. Başörtüsü kesilen bazı kadınlar kefiye takmak zorunda kalmış ama bu fırsatı bulamayanlar da var. Din ve vicdan özgürlüğü kapsamında temel bir hak olan başörtüsü ihtiyacının cezaevi yetkilileri tarafından karşılanması gerekiyordu. Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Alev Sezen ise, “Tutuklananlar gözaltındayken eziyet gördü, 18 saat aç bırakıldılar, namaz ve tuvalet ihtiyaçları için uzun süre bekletildiler. Cezaevine girişte kadınların başörtüleri kesildi, mendil gibi bırakıldı, sağa çekseler sol tarafları, sola çekseler sağ tarafları açık kaldı. Tutuklu kızının ellerinde tırnak izleri gören bir anne, kızı teselli etmeye çalıştı” açıklamasını yaptı.
ABDEST ALMALARINA İZİN VERİLMEDİ Gözaltı süresinin uzaması sonucu üç gün boyunca gözaltında kalan dokuz gencin abdest alma talepleri engellendi. Avukat Sarıyaşar, müvekkillerinin yaşadıklarını aktardı: “Emniyete alındıkları sırada abdest almak istediklerinde polisler zamanlarının olmadığını söyleyerek izin vermedi. Müvekkiller, hızlıca abdest alabileceklerini belirtmelerine rağmen, polisler kesin bir şekilde izin vermediklerinde ısrar ettiler. Nezarethanede geçirdikleri üç gün boyunca abdest almak için izin istediler ancak bekletildikleri, abdeste gitmelerine izin verilmediği ve namaz vaktinin geçtiği konusunda itirazlar yapmalarına rağmen izin verilmediğini söylediler. Sabah namazı için abdest almak isteyen bir erkek müvekkiline şimdi değil denilerek izin vermediler.”
‘SİYASET KURUMUNA HATA DÜZELTME FIRSATI SUNUYOR’ TRT World Forumu’nda Cumhurbaşkanı konuşurken İsrail ile ticareti protesto eden dokuz gencin serbest bırakılması için Sulh Ceza Hakimliği’ne itiraz dilekçesi verildi. Davayla ilgilenen avukatlar, Çağlayan Adliyesi önünde yaptıkları açıklamada gençlerin taleplerinin haklı ve meşru olduğunu savundu: “Tamamen barışçıl ve silahsız bir şekilde en temel demokratik hakları olan ifade özgürlüğünü kullanan bu gençler, önce üç gün boyunca emniyette gözaltında tutulmuş, akabinde adliyeye sevk edilmiş ve burada üçüncü günde tutuklanmıştır. Gençlerin talepleri hem haklı hem de meşru olduğu kadar, siyaset kurumuna hatalarını düzeltme fırsatı sunmaktadır. Bu talebin suç olarak kabul edilmesi ve bunu dile getiren dokuz gencin tutuklanması açık bir hak gaspıdır. Dokuz gencin özgürlüğü, sadece düşüncelerini ifade ettikleri için ihlal edilmiştir. Bu durum derhal son bulmalıdır. Bugün bu amaçla, bu haksız ve hukuksuz tutuklama kararına itirazımızı sunmak üzere buradayız.”