Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 19 Kasım’da ülkenin yeni nükleer doktrinini onayladığını duyurdu. Bu onay, Ukrayna’nın Rusya’nın topraklarındaki bir hedefe ABD tarafından sağlanan uzun menzilli füzelerle gerçekleştirilen saldırısının ardından geldi. Eylül ayında hazırlanıp kamuoyuna açıklanan bu belge, Putin’in imzasıyla resmi bir nitelik kazandı. Yeni doktrine göre, nükleer silah taşımayan bir devletten gelen herhangi bir saldırı, nükleer bir güç tarafından destekleniyorsa, bu durum Rusya’ya karşı ortak bir saldırı olarak değerlendirilecektir. Doktrin, Rusya’nın egemenliğine yönelik olarak ciddi bir tehdit olduğunda bile nükleer silah kullanabileceğini belirtmektedir. Ukrayna’nın Harkov’daki ilerlemesi sonrasında Ukrayna birlikleri geri çekilmişti. Putin’in barış görüşmelerine başlama koşullarına, Ukrayna tarafından getirilen yanıt ‘Seçenekler saçmalık’ şeklinde oldu. Ayrıca, Putin’in Çin’deki ziyaretinin, Rusya ve Çin liderlerinin dünya kamuoyuna iletmek istediği mesajlar üzerinde dikkat çekici olduğu ifade ediliyor. Rusya’da askerlerin savaşı evlerine taşıdığına dair haberler çıkarken, 242 kişinin öldüğü bildirildi. Yeni nükleer doktrinin detayları arasında, konvansiyonel silahlarla gerçekleştirilecek saldırılar, Belarus’un hedef alınması ve Rusya sınırları içindeki askeri uçaklara, seyir füzelerine ve insansız hava araçlarına karşı yapılan kitlesel saldırılar da bulunmaktadır. Eylül ayında kamuoyuna açıklanan doktrinde, nükleer güce sahip olmayan bir ülkenin, nükleer bir güçten destek alarak Rusya’ya saldırması halinde bunun ‘ortak saldırı’ olarak değerlendirileceği kaydedilmiştir. Ukrayna, nükleer gücü bulunmamasına rağmen ABD ve diğer nükleer güç sahipleri tarafından askeri destek almaktadır. Putin’in Çarşamba akşamı yaptığı açıklamalar, Ukrayna’nın batılı müttefiklerinden, uzun menzilli füzeleri Rus hedeflerine yönlendirme izni alma çabası sırasında gerçekleştirildi. Bu hafta ABD’de bulunan Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy, ABD Başkanı Joe Biden ile bir araya gelecek ve önceden ‘zafer planı’ olarak adlandırdığı stratejisini açıklayacak. Kiev, Rus topraklarında hedef almayı düşündüğü tesislerin, kendisine yönelik füze saldırılarının gerçekleştirildiği alanlar olduğunu ifade etmektedir. Putin’in nükleer silah kullanım koşullarıyla ilgili açıklamasına ilk tepki, Zelenskiy’in özel kalemi Andriy Yermak’tan geldi. Yermak, Rusya’nın ‘dünyanın gözünü korkutmak için nükleer şantaj yapmaktan başka bir şey yapmadığını’ belirtti. Daha önce de Putin nükleer silah tehdidinde bulunmuştu ve Ukrayna bunu müttefiklerinin desteğini engellemeye yönelik bir çaba olarak değerlendirmişti. Rusya’nın müttefiki Çin, nükleer silahlar konusunu ele alarak ‘itidal’ çağrısında bulundu. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in Putin’i nükleer silahların kullanımı konusunda uyardığı iddia edildi. Ancak bu uyarılar, Putin’in Çarşamba akşamı Güvenlik Konseyi toplantısının ardından nükleer silah kullanımına dair güncellemeleri açıkladığına engel olmadı. Yeni nükleer doktrine göre, Moskova’ya karşı gerçekleştirilen konvansiyonel füze saldırıları da nükleer silah kullanma koşulu olarak kabul edilebiliyor. Putin, Rus topraklarına yönelik yoğun füze atışları, savaş uçakları ve insansız hava araçları saldırılarının tespit edilmesi durumunda bunun nükleer silah kullanma ihtimalini doğurabileceğini belirtti. Doktrin ile ilgili açıklamalarda bulunan Putin, ‘nükleer güce sahip olmayan bir ülkenin saldırganlığı, nükleer güç desteği veya katılımı olduğunda ortak saldırı olarak değerlendirilecektir’ dedi. Rus lider, ‘nükleer silahlar, ulusumuzun ve vatandaşlarımızın güvenliğinin en önemli garantisi’ ifadesini kullandı. İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinden bu yana, nükleer silahlara sahip ülkeler caydırıcılık politikası izlemektedir. Bu politika, nükleer silaha sahip bir ülkenin diğerine karşı gerçekleştirdiği nükleer saldırının, karşı tarafın aynı şekilde misilleme yapacağı ve iki tarafın da yok olmasına yol açacağı prensibine dayanmaktadır. Ancak bazı taktik nükleer silahlar, daha küçük savaş başlıklarına sahip olup yaygın radyoaktif kirlenmeye neden olmadan hedeflere ulaşmak üzere tasarlanmıştır. Haziran ayında Putin, Ukrayna’ya destek veren Avrupa ülkelerini uyararak, Rusya’nın Avrupa ve ABD’nin toplamından daha fazla taktik nükleer silaha sahip olduğunu belirtti. Ayrıca Putin, Avrupa’daki erken uyarı sistemlerinin geliştirilmediğini ve bu bağlamda savunmasız olduklarını da ifade etti. Haziran ayındaki konuşmalarında, Putin Çarşamba akşamı açıklanan nükleer silah doktrini güncellemesi hakkında ipuçları vermişti.
İsrail, Suriye'deki Beşar Esad yönetiminin devrilmesinin ardından ülkeye hava saldırıları düzenlemeye başladı. İsrail ordusunun Esad'ın düşüşünden bu yana Suriye genelinde 300'den fazla hava saldırısı gerçekleştirdiği iddialarının ardından, Golan...
Devamını Oku..