Genel Sağlık Sigortası ve Sosyal Sigortalarla ilgili çeşitli düzenlemeleri içeren Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bu kapsamda, sağlık hizmetlerinde önemli yenilikler ve düzenlemeler hayata geçirildi.
Yapılan değişikliklerle birlikte aile hekimlerinin çalışma koşulları ve hizmet alanları genişletildi. Yeni düzenlemeye göre, aile hekimleri mesai saatleri dışında da hizmet verebilecek. Ancak bu hizmet, belirli bir ücret karşılığında sunulacak. Böylece mesai saatleri dışında sağlık hizmeti almak isteyen vatandaşlar, bu ihtiyacını ücretli bir şekilde giderebilecek.
Ayrıca ehliyet alımı için gerekli olan sağlık raporlarıyla ilgili de yeni bir uygulama getirildi. Ehliyet başvurularında, aile hekimlerinden alınacak sağlık raporları için belli bir ücret talep edilecek. Bu düzenleme, hem aile hekimlerine ek gelir sağlayacak hem de hizmetlerin daha sürdürülebilir bir şekilde verilmesini hedefleyecek.
Yapılan bu değişiklikler, sağlık sektöründe daha etkili bir hizmet sunulması ve vatandaşların farklı saatlerde sağlık ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için önemli adımlar olarak değerlendiriliyor. Ancak getirilen ücretlendirme politikalarının vatandaşlar üzerindeki etkileri, uygulama sürecinde daha net bir şekilde görülecek.
Aile Hekimlerinden Mesai Dışı Sağlık Hizmeti: Ücretli Uygulamalar Başlıyor
9 Ocak tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaşan Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Söz konusu kanun, sağlık hizmetleri ve sosyal sigortalar alanında önemli düzenlemeler içermekte olup, bu değişikliklerin bir kısmı özellikle sağlık raporları ve mesai saatleri dışında sunulan sağlık hizmetlerine dair yeni uygulamaları kapsıyor.
Bu kapsamda, ehliyet almak için sağlık raporu almak isteyen kişiler için yeni bir ücret düzenlemesi getirilmiş durumda. Daha önce belirli bir ücret karşılığında alınan sağlık raporlarının, artık ek bir maliyetle temin edilmesi bekleniyor. Ayrıca, sağlık raporunun mesai saatleri dışında alınması gerektiğinde, ilgili sağlık kurumlarına ekstra ücret ödenmesi gerekecek. Bu değişiklik, hastaların sağlık raporlarını daha esnek bir şekilde alabilmelerine olanak sağlarken, aynı zamanda sağlık hizmeti sunan kurumlar için de mali bir yük oluşturacak.
Yabancılara Sağlık Hizmetleri Ücretsiz Olacak
Yasada yapılan diğer önemli bir değişiklik ise, sağlık hizmetlerinin sunumu sırasında katkı payı oranlarının arttırılması. Bu artış, sağlık hizmetlerinin finansmanını güçlendirmeyi amaçlasa da, vatandaşlar için bazı ekonomik zorluklara yol açabilir. Sağlık sigortası kapsamında yapılan katkı payı ödemelerinin nasıl etkileyeceği konusunda vatandaşların bilgi sahibi olması, yeni düzenlemeyle ilgili önemli bir konu olarak öne çıkmaktadır.
Bunlarla birlikte, sağlık hizmeti alacak olan bireylerin, sağlık raporları ve diğer sağlık hizmetleri için yapılacak ödemeler konusunda daha dikkatli olmaları gerekecek. Yasadaki değişikliklerin uygulanmasıyla birlikte sağlık hizmetlerine erişim konusunda da bazı zorluklar yaşanması beklenebilir.
Son dönemde ehliyet almak için sağlık raporu alma sürecinde bazı değişiklikler yapılmıştır. Bu değişiklikler kapsamında, mesai saatleri dışında hastalara hizmet sunan sağlık profesyonellerinden, özellikle de akupunktur, fitoterapi gibi alternatif tedavi yöntemlerini uygulayan ve sertifikaya sahip aile hekimlerinden ücret talep edilecektir. Ancak, bu değişikliğin dışında kalan ve Bakanlık tarafından belirlenen özel amaçlı raporlar, hizmet sunulan kişiler ve sağlık uygulamaları hariç tutulacaktır.
Bununla birlikte, aile hekimlerinin sunduğu geleneksel sağlık hizmetlerinin büyük kısmı, bu düzenleme doğrultusunda yine ücretsiz olarak sunulmaya devam edecektir. Yani, Bakanlık tarafından belirlenen özel istisnalar haricinde, aile hekimleri tarafından sunulan hizmetler, mesai saatleri içinde ya da normal sağlık hizmetleri kapsamında sunulan uygulamalar ücretsiz olacaktır.
Değişiklikle birlikte, özel raporlar ve alternatif tedavi yöntemlerinin sunulmasında bazı kısıtlamalar getirilmiş olsa da, genel olarak sağlık hizmetlerinin büyük kısmı halkın erişimine devam edecektir. Bu tür düzenlemeler, sağlık sektöründeki adaleti sağlamayı ve belirli hizmetlerin belirli ücretler karşılığında sunulmasını amaçlamaktadır.
Yeni düzenlemeye göre, aile hekimleri artık mesai saatleri dışında hastalara bakabilecek, ancak bunun karşılığında ücret alacaklar. Bu düzenleme, sağlık hizmetlerinin erişilebilirliğini artırmayı ve hastaların ihtiyaç duyduğu bakımın daha esnek bir şekilde sunulmasını sağlamayı amaçlıyor.
Aile hekimlerinin mesai saatleri dışında hastalara hizmet vermeleri, özellikle çalışanların iş saatleri içerisinde doktorlarına başvuramadığı durumlarda önemli bir avantaj sunuyor. Bu sayede, sağlık hizmetlerine erişim kolaylaşırken, hekimler de ek bir gelir elde edebilecekler.
Ayrıca, ehliyet almak isteyen kişilerin sağlık raporlarına ilişkin yeni bir ücret uygulaması da devreye girdi. Ehliyet başvuruları için gerekli olan sağlık raporlarının alınması, artık belirli bir ücret karşılığında yapılacak. Bu durum, özellikle ehliyet almak isteyen bireyler için ek bir maliyet oluşturuyor.
Bu düzenleme, sağlık raporlarının düzenli ve sistemli bir şekilde verilmesini hedefliyor. Tüm bu düzenlemeler, sağlık sektöründeki verimliliği artırmak ve vatandaşların daha kaliteli sağlık hizmeti almasını sağlamak adına önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Bu açıklama, Türkiye’deki sağlık hizmetlerinde katılım paylarına dair yapılan yeni düzenlemeleri içeriyor. SGK (Sosyal Güvenlik Kurumu), ayakta tedavi kapsamında muayene için belirlenen katılım paylarını belirlemiş ve bununla birlikte birinci basamaktan sevk edilen hastalar için katılım payının yarısına kadar indirilebileceğine dair bir yetki tanımıştır. Bu düzenleme, sağlık hizmetlerine erişimin daha uygun hale gelmesini amaçlayabilir. Katılım payı, hastaların sağlık hizmetleri için ödeme yaptıkları katkı payı olup, SGK’nın uygulamalarına göre farklılık gösterebilir.
Özel sektör işverenlerinin, Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) ödeyecekleri malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası primi için daha önce sağlanan 5 puanlık sigorta prim indirimi, yapılan yeni düzenlemeyle birlikte 4 puana düşürülmüştür. Bu değişiklik, kanunun yayımlandığı ayın başından itibaren geçerli olacak şekilde uygulanmaya başlanacaktır.
Bu yeni düzenleme, özel sektör işverenlerinin SGK’ye yaptıkları prim ödemelerinde önemli bir değişikliğe yol açmaktadır. Daha önce işverenler, çalışanlarının malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası primleri üzerinden %5 oranında bir indirimden faydalanabiliyorlardı. Ancak yeni düzenleme ile bu oran %4’e çekilmiş olup, işverenlerin mali yükümlülüklerinde bir artış yaşanması bekleniyor. Bu durum, işverenlerin personel maliyetlerini yönetme biçimlerini yeniden gözden geçirmelerine sebep olabilir.
Bu değişiklik, aynı zamanda SGK’nın mali yapısını etkileyebilir ve sosyal güvenlik sistemine katkı sağlamak amacıyla yapılan bir adım olarak değerlendirilebilir. İşverenlerin bu indirim oranlarındaki değişikliğe nasıl uyum göstereceği ve bu durumun çalışanlar üzerindeki etkileri ise ilerleyen dönemde daha net bir şekilde ortaya çıkacaktır.
Yeni düzenlemenin, özel sektör çalışanlarına yönelik sosyal güvenlik hakları ve işverenlerin bu haklar üzerindeki yükümlülükleri üzerinde nasıl bir etki yaratacağı, önümüzdeki süreçte dikkatle izlenecek bir konu olacaktır. Bu değişikliklerin, sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla yapıldığı ifade edilmekle birlikte, işverenler açısından maliyet artışı ve iş gücü piyasasında olası değişiklikler de gündeme gelebilir.
İmalat sektöründeki işletmelere yönelik malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası primlerinde sağlanan 5 puanlık indirim uygulaması, 31 Aralık 2026 tarihine kadar geçerli olacak şekilde belirlenmiştir. Bu indirim, imalat sektöründeki firmaların finansal yükünü hafifletmeyi ve sektördeki rekabet gücünü artırmayı amaçlayan önemli bir teşvik olarak öne çıkmaktadır. Ancak, Cumhurbaşkanına, bu indirim süresini bir yıl daha uzatarak 31 Aralık 2027’ye kadar devam ettirme yetkisi tanınmıştır. Böylece, sektörün sürdürülebilir büyümesini desteklemek ve iş gücü maliyetlerini daha da düşürmek amacıyla bu teşviğin süresinin uzatılması mümkün hale gelmiştir. Bu karar, hem işverenlere hem de çalışanlara fayda sağlayacak şekilde ekonomik istikrarı güçlendirmeye yönelik bir adım olarak değerlendirilmektedir.
31 Aralık 2008 tarihi öncesinde sigortalılık durumu başlayan bireyler için belirli bir çalışma gücü kaybı oranına sahip olmaları durumunda, yaşlılık aylığına hak kazanabilme şartları farklılık göstermektedir. Bu şartlar, sigortalının çalışma gücü kayıp oranına göre değişiklik göstermekte olup, her bir oran için belirli sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayıları öngörülmektedir.
Örneğin, çalışma gücü kaybı oranı yüzde 40 ile yüzde 49 arasında olan bireylerin, yaşlılık aylığına hak kazanabilmesi için 18 yıl sigortalılık süresi ve 4.100 prim ödeme gününe sahip olmaları gerekmektedir. Diğer bir deyişle, sigortalı kişi bu koşulları yerine getirerek emeklilik hakkını elde edebilir.
Çalışma gücü kaybı oranı yüzde 50 ile yüzde 59 arasında olan sigortalılar ise daha kısa bir sigortalılık süresiyle emeklilik hakkını kazanabilirler. Bu bireylerin yaşlılık aylığından yararlanabilmesi için gereken şartlar ise 16 yıl sigortalılık süresi ve 3.700 prim ödeme günüdür. Yani, bu oran aralığındaki kişiler, daha kısa bir süre sigortalı olarak çalışarak emeklilik maaşına hak kazanabilirler.
Bu düzenlemeler, sigortalıların fiziksel durumlarına göre emeklilik şartlarının esnetilmesini amaçlamakta olup, çalışma gücü kaybı yaşayan bireylerin erken yaşta emekli olabilmesine olanak tanımaktadır. Hem sigortalılık süresi hem de prim ödeme gün sayısının belirli bir seviyeye ulaşması, emeklilik hakkının kazanılması için önemli bir gerekliliktir. Bu şartlar, sosyal güvenlik sisteminin, çalışanların yaşam kalitesini koruma ve sağlık durumlarını göz önünde bulundurma amacını taşır.